Gaziantep'te 2016’daki bombalı saldırıda yakınlarını kaybeden mağdur aileler, mahkemenin verdiği kararı yetersiz bulurken, asıl sorumluların kim olduğunu ise bilmediklerinden yakınıyor.
Gaziantep'in Şahinbey ilçesine bağlı Beybahçe mahallesinde 20 Ağustos 2016 tarihinde Kürt bir ailenin düğününe yönelik düzenlenen intihar saldırısında 40'ı çocuk 57 kişi yaşamını yitirmiş, 69 kişi de yaralanmıştı.
IŞİD'in üstlendiği patlamada yakınlarını kaybeden ailelerin acıları ve gözyaşları aradan geçen 3 yıla rağmen dinmezken geçen günlerde Kayseri 4'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen patlama davasında çıkan karar da ailelerin yüreklerini rahatlatmadı. 10’u tutuklu 12 sanığın yargılandığı davada 8 sanığa 'Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs' suçundan 1'er kez, ölen 57 kişi için ise 'tasarlayarak adam öldürme' suçundan 57'şer kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilirken mahkeme, sanıklara ayrıca 'yaralama' suçundan 18'er yıl hapis cezası vermişti. Sanıklardan Yunus Sarı ve Enes Karataş’a ise 'Terör örgütü üyeliği' suçundan 9'ar yıl hapis cezası verilmişti. Tutuksuz yargılanan Fadile Cabael ve Hamza Çalıkuşu ise beraat etmişti.
Patlamada oğlu Abdulhalim Çelikten’i (15) kaybeden Zeynel Çelikten, verilen kararı değerlendirirken “Biz daha canlı bombanın kim olduğunu, olayı kimlerin planladığını, kimlerin yaptırdığını bilmiyoruz” diyerek patlama dosyasındaki “belirsizliklere” işaret etti.
‘Canlı bomba, planlayanlar, yaptıranlar belli değil’
Yaşanan olayın kendisinde ve ailesinde çok derin aralar açtığını VOA Türkçe'ye anlatan baba Çelikten, olay anını söyle anlattı: ''Ben o gün dernekte oturuyordum. Patlama sesiyle beraber düğüne koşarak gittim. Bizim ev alt taraftaydı. Eve koştum. Küçük kızım vardı evde ona annesinin nerde olduğunu sordum o da ‘Baba patlama oldu herkes öldü’ dedi. Tabi o an herkes düğünün içerisindeydi. Bu patlama bir 5 dakika önce olsaydı, 56 kişi değil de yüzlerce kişi ölebilirdi. Patlama yerine gittiğimde eşim alanda geziyordu. Ona ne oldu diye sorduğumda cevap veremedi. Şoka girmişti. Orada ki herkes öyleydi. Kimse konuşamıyordu. Böyle bir olay keşke yaşanmasaydı. Ölenlerin en büyüğü en fazla 20-21 yaşındaydı. Biz daha canlı bombanın kim olduğunu, olayı kimlerin planladığını, kimlerin yaptırdığını bilmiyoruz.”
‘Belki de yarın serbest bırakılırlar’
Davanın ilk duruşmasında mahkemeye verdiği ifadede ‘Hakikat ortaya çıkarılana kadar bu davanın peşini bırakmayacağım’ dediğini aktaran Çelikten, “Patlamayı kim planlamışsa, kimin ihmali var ise müebbetini istiyordum. Gerçekleştirenler zaten insan da değildir. Biz mahkemede karşımıza kim çıkmışsa onu biliyoruz. İşin arka planını bilmiyoruz. Giden can geri gelmiyor. Bizim tek isteğimiz adaletin yerini bulmasıdır. Müebbet hapis cezası verildi. Daha ağır bir ceza varsa biz onun verilmesini isterdik. Çünkü bunlara ne ceza verilse yine azdır. Bu verilen cezalar da yüreğimi rahatlatmadı. Yarın belki de serbest kalırlar. Daha büyük patlamalar yaparlar, bunlar caniler. Böyle bir olay bu topraklarda bir daha yaşanmaz” diye konuştu.
Zeynel Çelikten’in eşi Hüsna Çelikten ise oğlunu kaybettiği için büyük acı yaşadığını belirtti. Oğluna halen büyük bir özlem duyduğunu söyleyen Çelikten, “Yapanların cezalandırılması biraz acımızı hafifletti. İnşallah onlar da büyük acı çekerler. Bizim tek isteğimiz zaten cezalandırılmalarıydı. O da çok şükür oldu” dedi.
‘Biz daha ağır cezalar bekliyorduk’
Patlamada kızı Feride’yi kaybeden, eşi ve 2 çocuğu da yaralanan Arap Ayhan, mahkemenin sanıklara verdiği cezanın yetersiz olduğunu belirterek, “Dosyadaki kilit isimlerden Fadile Cabael ve Hamza Çalıkuşu’na verilen beraat kararlarına biz anlam veremedik. Biz onların da müebbet hapisle cezalandırılması isterdik. Avukatlar asıl faillerin yakalanmadığını saklandığını söylüyor ancak biz bu durumu bilmiyoruz. Ben patlama yerinden kimsenin canlı çıkacağını düşünmemiştim. Oradaki tablo halen gözümün önünden gitmiyor. Mahkemenin verdiği karar bizi biraz rahatlattı. Zaten o günden beri bizde rahat yoktu. Dünyayı bize zindan etmişlerdi. Davanın Kayseri’de görülmesi bizleri çok zorladı. Antep’te olsaydı aileler davaya daha çok sahip çıkardı” diye konuştu.
‘Sabaha kadar uyuyamadım’
Arap Ayhan’ın eşi Zehra Ayhan ise, kararın açıklandığı gün çıkacak kararı merakla beklediklerini anlattı. Kararın açıklandığı gün vaktin bir türlü ilerlemediğini söyleyen Ayhan, “Akşam eşim eve geldiğinde verilen kararı bize söyledi. Sanıklara müebbet hapis cezalarının verilmesine çok sevindim. İçimdeki sıkıntı az da olsa biraz gitti. Sabaha kadar dahi uyuyamadım. Sevinçten gözüme uyku girmedi. Bize bu acıları yaşatanlar inşallah cezaevlerinde çürürler. Belki cezaevinde bizlere yaşattıkları acının büyüklüğünü anlarlar. Ben kızımı zorluklar içerisinde özenerek büyüttüm. O katiller de gelip kızımı benden aldılar. Ancak mahkeme kararıyla içim biraz rahatladı. Katillerin ceza almasını sağlayan avukatlara da buradan çok teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı.