Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin yaklaşık üç saat süren toplantısında Afganistan’daki son durum tartışıldı. Toplantıya güvenlik konseyinin 15 üyesi dışında, Afganistan’ın BM Daimi Temsilcisi, komşu ülkelerin daimi temsilcileri ve Türkiye’nin BM Daimi Temsilcisi Feridun Sinirlioğlu katıldı.
Güvenlik Konseyi üyeleri oturum öncesinde, toplantıya Kabil’den video konferans aracılığıyla katılan BM Afganistan Özel Temsilcisi ve BM Afganistan'daki yardım misyonunun başkanı Deborah Lyons, Afganistan Kadın Barışı Çalışmaları Organizasyonu Başkanı Wazma Frogh ve Pakistanlı aktivist, Nobel Ödülü sahibi ve Malala Fonu'nun kurucusu Malala Yusufzai'yi dinledi.
“Afganistan’ın dondurulan fonlarını yeni yönetimin kullanması için çözüm bulunsun”
BM Afganistan Özel Temsilcisi Lyons, uluslararası toplumun ülkede yaşanan gerçeği kabul etmesi ve ona göre davranması gerektiği söyledi. Lyons, dünyanın acilen Afganistan'ın kırılgan ekonomisine odaklanması gerektiğini, ülkenin milyarlarca dolarlık dondurulan fonlarının, mevcut yönetimin kullanması için geçici bir ara çözüm yolu bulması gerektiğinin altını çizdi.
Özel Temsilci, "Bir ara yol bulunmazsa Afganistan'da milyonlar yoksulluğa ve açlığa sürüklenecek, büyük bir mülteci dalgası oluşacak. Afganistan'ı nesiller boyu geriye götürebilecek şiddetli bir ekonomik gerileme olacaktır" dedi. Lyons, Afganistan’da Taleban’ın yeni yönetiminin intikam cinayetleri işlediğine, kadın özgürlüklerine yönelik baskıları giderek arttırdığına, insan hakları ihlalleri suçları işlediklerine dikkat çekti.
Taleban kabinesindeki 33 kişinin çoğu BM’nin kara listesinde
Özel Temsilci Lyons, Taleban’ın kurduğu kabinedeki 33 kişinin çoğunun, BM’nin yaptırımlar listesinde bulunduğunu hatırlattı. BM’nin kara listesinde başbakan, iki başbakan yardımcısı ve dışişleri bakanının da bulunduğunu söyledi. Lyons, BM'nin Taleban'ın fiili hükümetinin üst düzey üyeleriyle nasıl ilişki kuracağına karar vermesi gerektiğini belirtti.
İlgili Haberler Taleban Geçici Hükümeti AçıkladıBM Özel Temsilcisi Lyons, “15 Ağustos'ta Kabil'in düşmesiyle dünya, önce kaos sahnelerine, ardından Afganistan çevresinde protesto görüntülerine tanık oldu. Dünyanın izlediği görüntüler, Taleban'ın iktidarı kazandığını, ancak henüz tüm Afgan halkının güvenini kazanmadığını gösteriyor. Kurulan hükümette hiçbir kadın, azınlık temsilcisi ya da Taleban mensubu olmayan bir kişi yer almadı. Kabinenin kapsayıcı olacağını umut edenler hayal kırıklığına uğradı. Taleban'ın Afgan ulusal güvenlik güçlerinin eski mensuplarına ve eski Cumhurbaşkanı Eşref Ghani'nin yönetiminin yetkililerine genel af sağlayan birçok açıklamasına rağmen, yetkililer tarafından ev ev arama ve el koyma vakalarının ortaya çıkmasından derin endişe duyuyorum. Kadın haklarını güvence altına almak için birçok güvence vermelerine rağmen kadınların, erkek refakatçileri olmadan çalışmasının veya halka açık yerlerde görünmesinin yasaklandığına dair yeni bilgiler var” diye konuştu. BM Özel Temsilcisi, Kabil havalimanının yeniden açılması için Katar’la Türkiye’ye katkılarından dolayı müteşekkir olduğunu ifade etti.
“BM personeli için endişeliyiz”
Lyons, Afganistan’da görev yapan BM personeline yönelik artan sayıda taciz ve yıldırma olaylarından giderek daha fazla endişe duyduklarını belirterek, çalışanlarının Taleban tarafından tehdit edildiğini, BM ofislerinin yağmalandığını söyledi ve “Personelimizi tehlikeden korumak için mümkün olan her şeyi yapmaya devam edeceğiz" dedi.
Pakistanlı aktivist, Nobel Ödülü sahibi ve Malala Fonu'nun kurucusu Malala Yusufzai, Taleban’ın geçmişte kendisine yaşattıklarının şimdi tekrarını görür gibi olduğunu belirterek, 11 yaşından itibaren yaşadığı saldırıları ve tacizleri anlattı. Yusufzai, huzur dolu evinin üç yıl içinde korku dolu bir eve dönüştüğünü kaydetti.
Yusufzai, silah seslerinden ve sokaktaki patlamalardan kaçarken yaşadıklarını konsey üyeleriyle paylaştı. 15 yıl önceki çocukluk döneminde halk önündeki kırbaçlamaları, kız çocuklarına kapılarını kapatan okulları, alışveriş merkezlerinde kadınlara izin verilmediğini gördüğünü belirterek ”Eğer harekete geçmezsek birçok Afgan kızı, bu anlattıklarımı yeniden yaşayacak. İlerleyen yıllarda benim gibi anlatacak kabus dolu yeni hikayeleri olacak. Bunu yaşamamak için bunu durdurabilecek adımlar atılmalı. Eğer durduramazsak, Taleban’ın kadın ve kızların haklarını korumaya yönelik herhangi bir adım atacağını düşünmüyorum” dedi.
BM’de Afganistan’ı kim temsil edecek?
BM kulislerinde en çok konuşulan konuların başında Afganistan’da yönetimi Taleban’ın ele geçirmesinin ardından halen ülkeyi eski yönetimin BM Daimi Temsilcisi Ghulam Isaczai’nin temsil etmesi geliyor. Isaczai, güvenlik konseyinin son toplantısında Afganistan adına dramatik bir konuşma yaptı.
Afgan temsilci Isaczai, konsey üyelerine Afganistan ve Afgan halkı için gösterdikleri duyarlılık için teşekkür etti. Isaczai, “Afgan halkının özgürlükleri için verdiğimiz mücadelede yanımızda olmanızdan minnettarlık duyuyoruz. Taleban yönetimi, ülkemde savaş suçu işliyor. Afgan halkına giden insani yardımı bile engelliyor. Barışçı protesto gösterilerine katılanlara şiddet uyguluyor. Basına sansür uygulanıyor. Afgan medyası özgürce çalışamıyor. Taleban yönetimi gazetecilere işkence yapıyor. Kadınlarımız işe gidemiyor. Daha önce söz verdiği hiçbir şeyi yerine getirmiyor. Sözde kabine, ülkede özgürlükleri tanımıyor. BM Güvenlik Konseyi, bunları durdurmak için elinden gelen her şeyi yapmalı. Konsey her türlü gücünü kullanmalı” dedi.
ABD: “Afganistan’ın şimdi BM’ye her zamankinden çok daha fazla ihtiyacı var”
Güvenlik Konseyi toplantısında ABD adına konuşan kıdemli diplomat Jeffrey Delaurentis, bu zor ortamda Afganistan'ın BM'ye her zamankinden çok daha fazla ihtiyacı olduğunu söyledi ve ABD olarak Afgan halkının yanında olduklarını belirtti. Taleban’ınBM çalışanlarına yönelik tutumunun kabul edilemez olduğunu ifade etti.
Delaurentis, “Milyonlarca Afgan çocuk, özellikle de kız çocukları okula gitmiyor. Üç yüz bin çocuk evlerini terk etmek zorunda kaldı. UNICEF, beş yaşın altındaki bir milyon çocuğun yakında şiddetli akut yetersiz beslenmeyle karşı karşıya kalabileceğini tahmin ediyor. Açlıktan ölebileceğini ifade ediyor” dedi.
Kıdemli diplomat, “Şimdi BM, Afganistan için hayati bir önem taşıyor. Ülkede diplomasinin ayak izi bile ortada kalmadı. BM'nin insan hakları ihlallerini önlemek için yardım etmesine ihtiyacımız var. Çocukları ve sivilleri korumak için BM'ye ihtiyacımız var. Taleban, BM’ye karşı tutumunu değiştirmeli. ABD, Afganistan halkına bağlılığını sürdürüyor. Afganistan'a en büyük insani yardım bağışçısı olarak, sahadaki ortaklarımıza, Afganlar'a gıda, koruma, barınak, temel sağlık, su, sanitasyon, hijyen hizmetleri ve çok daha hayati insani yardım sağlamalarında yardımcı oluyoruz. Ama ihtiyaçlar çok büyük” diye konuştu.
“Taleban BM Güvenlik Konseyi’nin son kararına uymalı”
Delaurentis, Taleban'a insani yardım kuruluşlarının Afganistan'daki hayati çalışmalarını sürdürmelerine izin verme çağrısında bulundu. Delaurentis, “30 Ağustos'ta kabul ettiğimiz konsey kararında belirtildiği gibi Güvenlik Konseyi, Taleban'ın tüm taahhütlerini yerine getirmesini bekliyor. Buna Afganlar ve Afganistan'dan ayrılmak isteyen yabancı uyruklular için güvenli geçişin kolaylaştırılması da dahildir. Tüm taraflar, sivillerin korunmasıyla ilgili olanlar da dahil olmak üzere her koşulda, uluslararası, insani hukuk kapsamındaki yükümlülüklerine saygı göstermelidir. Yeni Afgan hükümeti, taahhütlerini ve yükümlülüklerini yerine getirirse, ülkeye ve bölgeye daha fazla istikrar getirirse, gerçek katılım gösterirse ve son yirmi yılın kazanımlarını sağlarsa, biz de onlarla çalışırız “dedi
Rusya:” Afganistan’ın dondurulan paraları serbest bırakılmalı”
Rusya’nın BM Milletler Daimi Temsilcisi Vassily Nebenzia, konsey üyelerine hitaben yaptığı konuşmada, Afganistan’daki terör sorununun önlenmemesi halinde bunun dünyanın başına dert olacağını söyledi.
İlgili Haberler Dünya Bankası Afganistan'a Ödemeleri DurduruyorNebenzia, Afganistan’ın küresel piyasada el konulan para ve mal varlıklarına yönelik kısıtlamanın kalkmaması halinde ülkenin geri dönülemez bir şekilde batacağını belirterek “Afganistan'ın dondurulan varlıklarının en kısa zamanda serbest bırakılması gerekli. Aksi takdirde hem Afganistan’da, hem bölgede, hem dünyada daha büyük bir insani kriz yaşanacak. Afganistan’dan göç daha da artacak. Eğer ülke çöküş içerisine girerse, göç daha da şiddetlenecek. Afganistan zaten ciddi bir ekonomik çöküşün eşiğinde" dedi.
Çin’in BM Daimi Temsilci Yardımcısı Geng Shuang da Afganistan’ın tüm mal varlıklarına konan kısıtlamaların derhal serbest bırakılması çağrısında bulundu. Shuang, "El konulan bu varlıklar Afganistan'a ait. Afgan halkının varlıkları Afganistan için kullanılmalı, tehdit veya kısıtlamalar için asla hiçbir şekilde kullanılmamalı" dedi.
Güvenlik Konseyi’nden ABD’ye 11 Eylül'ün yirminci yılı dayanışması
BM Güvenlik Konseyi’nin 15 üyesinin temsilcileri, Afganistan toplantısı öncesi New York’taki 11 Eylül anıtı ve müzesini ziyaret etti. Ziyaret sonrasında toplanan BM Güvenlik Konseyi tarafından yapılan yazılı açıklamada, ABD’de yaşanan korkunç terör olayının yirminci yıldönümünde, BM Güvenlik Konseyi’nin, uluslararası hukuk çerçevesinde, nerede meydana gelirse gelsin terörle mücadele konusundaki kararlılıkları vurgulandı. BM Güvenlik Konseyi’nin, 20 yıl önce olduğu gibi bugün de teröre karşı birlik içinde olduğu belirtildi.
Açıklamada, 20 yıl önce düzenlenen 11 Eylül terör saldırılarında 90 farklı ülkeden insanın yaşamlarını yitirdiği belirtilerek saldırılarda ölenlerin yakınlarına taziye dilediklerini ilettikleri belirtilerek ”Güvenlik Konseyi üyeleri, BM kuruluş tüzüğüne göre ‘sonraki nesilleri savaş belasından kurtarmak, bu amaçlar için gücümüzü uluslararası barışı, güvenliği korumak için birleştirmeyi’ yeniden taahhüt ediyorlar. Bu sözler, dünyayı daha güvenli hale getirmek için ciddi görevimizi yaparken tüm uluslara yol gösteren bir ışıktır” ifadesi kullanıldı.
Güvenlik Konseyi’nin kritik Afganistan oturumunda söz alan üye ülkelerin temsilcileri, sözlerine, Amerika’ya bu korkunç terör olayı nedeniyle duydukları üzüntüyü aktardıklarını ve yaşamını yitirenlere taziyelerini ilettiklerini belirterek başladı.
Sinirlioğlu’ndan “Taliban ile kademeli angajman” mesajı
Türkiye'nin Birleşmiş Milletler Daimi Temsilcisi Feridun Sinirlioğlu da konuşmasında Afganistan’ın önemli bir yol ayrımında olduğuna vurgu yaptı.
Afganistan’da istikrarın sağlanması için temsili ve kapsayıcı bir hükümet gerektiğini belirten Sinirlioğlu, Taleban ile “Kademeli angajmanın doğru bir yaklaşım olduğuna inanıyoruz. Verdikleri sözleri yerine getirip getirmeyeceklerini görmek için onlarla iletişim kurmamız gerek. Sözlerini eyleme dökerek güvenimizi kazanması gerek” dedi.
Afgan halkının şu an çok daha fazla desteğe ihtiyacı olduğunun altını çizen Sinirlioğlu, Afganistan’daki insani krize müdahale için uluslararası topluma şu sözlerle çağrı yaptı: “Hemen harekete geçmezsek bölge ve ötesinde daha büyük insani sonuçlar ve güvenlik sorunları ile karşı karşıya kalacağız” dedi.
Kabil’deki havaalanının düzenli olarak faaliyette kalmasının, Afganistan’a hizmet sunulmasında kilit rol oynadığına da vurgu yapan Sinirlioğlu, Türkiye’nin bu hususta Katar’la işbirliği içinde olduğunu da hatırlattı.
Sinirlioğlu oturumda verdiği mesajlarında, Afganistan’daki yeni hükümetten beklentilere de değinerek, “Afganistan'daki geçici hükümet, insan hakları ihlallerini, özellikle de kadın ve kız çocuklarının haklarını ihlal ettiği takdirde hesap vereceğinin gayet farkında. Gelişmeleri de bu bağlamda çok yakından izlemeliyiz” şeklinde konuştu.