Dilek Kanlıbaş Demir 16 yıllık öğretmenken, 7 Şubat 2017 tarihinde yayınlanan Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile görevden uzaklaştırıldı. Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu’na (KESK) bağlı Eğitim-Sen’e üye olan Demir, öğretmenliğe geri dönmeyi umduğunu söyledi. 24 Kasım Öğretmenler Günü öncesinde VOA Türkçe’ye konuşan Demir, “Kimileri bu işi para için yaparken, ben çok sevdiğim için yapıyordum” dedi.
İhraç kararını evinde yemek yerken bir arkadaşından gelen mesajla öğrendiğini söyleyen Demir o anki duygularını şöyle anlattı: “Çiğnediğim lokma boğazıma dizildi. Şoke oldum. İlk aklıma gelen öğrencilerime ve velilere ne diyeceğim oldu.”
“Tekrar dönmeyi umut etmek istiyorum”
İhraç edildiğinde Çiğli’deki Güzeltepe İlkokulu’nda öğretmenlik yapan Demir, yaptığı çalışmalardan dolayı birçok takdir ve ödül aldığını belirtti: “Çalıştığım bölge varoş bir bölgeydi. Daha çok ilgiye ve sevgiye ihtiyaç duyan insanlardan oluşuyordu. Ben okuldaki dezavantajlı çocuklardan şiddet gören kadınlara, ekonomik sorun yaşayan bütün insanlarla iletişim halindeydim. Tekrar dönmeyi umut etmek istiyorum. Maddiyattan öte, manevi olarak boşluk içindeyim.”
Tekrar mesleğini yapabilmek için Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonu’na başvuran Demir, 1,5 yılı geçkin bir süredir dilekçesine cevap bekliyor. OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonu ise, internet sitesinden yaptığı duyuruda KHK’larla 125 bin 678 kamu görevlisinin ihraç edildiğini, 9 Aralık 2018 tarihi itibariyle Komisyon’a 125 bin başvuru yapıldığını duyurdu. Açıklamada 42 bin dilekçe hakkında karar verildiği, 83 bin başvuruyla ilgili incelemenin sürdüğü belirtildi. Komisyon incelediği başvurulardan 39 bini hakkında ret, üç bini hakkında kabul kararı verdi.
Your browser doesn’t support HTML5
“OHAL Komisyonu, oyalama komisyonu olmuş”
Dilek’le birlikte aynı Kanun Hükmündeki Kararname ile ihraç edilen Eğitim-Sen İzmir 2 No’lu Şube Başkanı Hasan Ali Kılıç da dilekçesine cevap bekleyenlerden. Hasan Ali Kılıç’a göre ihraç kararlarının nedeni “AKP politikalarına biat etmemek.”
Kılıç, “Bir dilekçeye iki ayda cevap vermeleri gerekirken komisyon hala verdiğimiz dilekçeleri incelememiş. Biraz daha sürünelim, biraz daha açlıkla terbiye olalım istiyorlar. AKP politikalarını benimsemediğimiz için, AKP’nin memuru olmadığımız için…” diyor.
İhraç edilen kamu görevlileri ancak OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonu’ndan ret kararı alırlarsa mahkemeye başvurabiliyorlar. Kılıç, bu süreci uzatmak için bilinçli bir şekilde başvurularına cevap verilmediği düşüncesinde: “OHAL komisyonu, oyalama komisyonu olmuş. Bizim açımızdan, hukuksuzluğu bir başka yolla sürdüren bir komisyon haline gelmiş.”
Your browser doesn’t support HTML5
Geçimini yumurta satarak sağlıyor
Kılıç, KHK ile ihraç edilen öğretmenlerin özel sektörde de çalışmalarına yasak getirildiğini hatırlattı: “Bizi işten atmakla yetinmediler. Dediler ki, siz başka bir yerde de çalışamazsınız. Oysa ben bir öğretmenim. Devletin bir kurumunda çalışamıyorsam, biz özel okulda çalışmak istiyorum. Ben limon satmak istemiyorum ya da başka bir iş yapmak istemiyorum. Bunu da engellediler. Böyle bir öç alma mantığı olan bir hükümet politikalarıyla karşı karşıyayız”.
KHK ile ihraç edilen bir başka öğretmen, İlknur Alçelik Akikol, limon değil ama yumurta satıyor. 20 yıllık sınıf öğretmeniyken görevden alınan Akikol, ilk başlarda okullarda kitap sattığını, yeterli gelir elde edemeyince yumurta satmaya başladığını söyledi: “Çok zordu. Hele ilk kitap işine girdiğimde… Uzunca bir süre, her okul çıkışında ağladım. Ama bunu yapmak zorundayım, çünkü geçimimi bir şekilde sağlamak zorundaydım. Ev kirası geliyor, elektrik, su geliyor, çocuklarımın okul masrafları var. Ben bu konumda olmamalıydım, okulda olmalıydım, ben öğrencilerimin karşısında olmalıydım.”
Your browser doesn’t support HTML5