İzmir’in kenar semtlerinden Eşrefpaşa’ya girince sizi klasik müzik sesleri karşılıyor. Bu eserleri enstrümanlarıyla seslendirenler de semtte yaşayan çocuklardan başkası değil. 2015 yılında Eşrefpaşa’da yalnızca 20 kemanla kurulan, bugünse 150 çocuk üyesiyle senfonik orkestraya dönüşen Barış Çocuk Orkestrası, semtin kaderini de müzikle değiştirdi. Artık mahalledeki arkadaşlarıyla prova yapmayı sokakta oyun oynamaya tercih eden bu çocuklar, gelecekte başarılı birer sanatçı olma hayali kuruyor.
Your browser doesn’t support HTML5
Orkestranın kurucusu ve opera sanatçısı Selmin Günöz, İzmir’in en çok göç alan ve çocuklardaki suç oranının en yüksek olduğu Kadifekale, Agora, İkiçeşmelik mahallelerinin yer aldığı bölgede bu projeyi hayata geçirdiklerini anlattı. VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Günöz, “Sosyoekonomik açıdan çok dar gelirli ailelerin yaşadığı bir yer. Yani kendi olanaklarıyla çocuklarını müzik eğitimine gönderemeyecek olan ailelerin yaşadığı, hatta belki bunu düşünmeyen bir bölge burası. Bizim amacımız müziği aracı olarak kullanarak çocukları sokağın tehlikelerinden korumak. Başta sokak kavgaları, uyuşturucu, alkol, sigara gibi bağımlılık yapan birçok madde bu bölgede maalesef çok fazla ve ilkokul yaşına kadar düşmüş durumda. Biz çocuklarımızı ne kadar çok burada müzikle baş başa tutarsak o tehlikelerden o kadar uzaklaştıracağımızı düşünüyoruz. Bunu yedi yıldır yapıyoruz ve son derecede olumlu sonuçlar alıyoruz” dedi.
Orkestra gönüllü bağışları ve konser gelirleriyle ayakta kalıyor
Günöz, Venezuela’da 1970'li yıllarda çocuklardaki suç oranını, alkol ve madde bağımlılığını müzik eğitimi yoluyla azaltmak ve zaman içinde yok etmeyi amaçlayan “El Sistema” adlı eğitim modelini örnek aldıklarını kaydetti. Orkestrayı 2015 yılında gönüllülerin bağışlarıyla kurduklarını ve ücretsiz şekilde enstrümanlar sağlayarak mahalledeki tüm çocuklara katılımı açtıklarını belirten Günöz, “Bu işe başladığımızda bir çalışma mekanımız, hiçbir şeyimiz yoktu. Bölgeyi seçtikten sonra kimden yardım istesem diye çevrede dolaştım. Burada Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı'nın bir çalışma birimi olduğunu gördüm. Onlar bize bir oda verdiler. O zaman ilk başvuran 20 çocuğa, 20 tane keman alabilmiştim. Bir de keman öğretmeni buldum. Kemanların alınması, öğretmenin ücretinin ödenmesi, hepsi dostane bir örgütlenmeyle, ‘bu çocuklara bir keman da ben hediye edeyim’, ‘hadi yayı da benden olsun’ gibi bir dayanışma içinde gelişti. 2015-2017 arası böyle sürdü. 2017'de baktım ki gönüllüler ordusu büyüyor. Bir dernek kurdum, şimdi bu çalışmalarımızı dernek çatısı altında yürütüyoruz. Şu an 150 çocuğumuz var” diye konuştu. Günöz orkestrada hepsi kalıcı olmasa dahi şimdiye kadar 500-600 çocuğun çalışmalara katılarak müzikle tanıştığına da değindi.
Mahalleden, virtüözlerle ortak sahneye yolculuk
Barış Çocuk Orkestrası dünyaca ünlü sanatçılarla ortak sahneye çıkarak onlara eşlik edecek kadar ilerleme kaydetmiş durumda. Piyano virtüözü İdil Biret, orkestra şefi Gürer Aykal ve Howard Griffiths, Uluslararası Piyano Yarışması birincisi Can Çakmur, piyano sanatçısı Gülsin Onay, perküsyon sanatçısı Burhan Öçal, kanun sanatçısı Savaş Özkök bu sanatçılardan bazıları. Yılda bir kez düzenlenen ve ünlü sanatçıların davet edildiği bu konserlerin gelirleri masrafları karşılamak ve yeni enstrümanlar almak için kullanılıyor. Bu sanatçılarla tanışma imkanı bulan çocuklarsa gelecekte onlar gibi ustalaşmayı hayal ediyor.
Orkestrada keman çalan 15 yaşındaki Evrim Aleyna Kuzucuk, müzikle hayatı değişenlerden biri. Dokuz Eylül Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Lise bölümünü kazanan Kuzucuk, “Okuldaki müzik öğretmenimin tavsiyesiyle orkestraya girdim. Buradaki hocalarımız beni konservatuvara yönlendirdiler. Eğitim aldım ve konservatuvar sınavlarına hazırlandım. Burslu bir şekilde kazandım. Dört seneden beri orada okuyorum. Bizi bu orkestrayla çok büyük şeflerle tanıştırıyorlar, çok güzel yerlere getirdiler. Yoksa ben konservatuvarın ne olduğunu bile bilmiyordum, hiç ilgim de yoktu. Ben kemanı da bilmiyordum, bu müziği de bilmiyordum. Bırakmayı hiç düşünmüyorum” dedi.
Kuzucuk gelecekteki hayalini, “Ben üniversiteyi yurt dışında okumayı düşünüyorum, iyi bir solist olmak istiyorum. Viyana'ya giderek Viyana Konservatuarı'na girmek istiyorum. İnşallah ilerleyeceğim” sözleriyle anlattı.
“Burası olmasaydı babamın yanında çalışıyor olurdum”
Orkestrada keman çalan 15 yaşındaki lise öğrencisi Arda Tekol da konservatuvar sınavlarını kazanmayı hedefliyor. Keman çalmayı sokakta olmaya tercih ettiğini söyleyen Tekol, “Ben arkadaşlarım sayesinde girdim. Orkestranın başından beri de varım. Onlar önermese belki burada olmayacaktım. Burası olmasaydım başka bir yerde ya çalışıyordum ya da sokaklarda oyun oynuyor olurdum” dedi.
Orkestrada keman çalmayı öğrenerek güzel sanatlar lisesine girdiğini kaydeden Eren Rahmi Tok ise “Burada müzik yapıyoruz, müziği geliştiriyoruz. Herkesin kendine göre bir hayali var. Benimki de enstrümanımla daha ileri gitmek. Burası olmasaydı babamın yanında çalışıyor olurdum” ifadelerini kullandı.
“Hem çocuğumu sokaktan kurtarıyorum hem de bu sayede meslek sahibi olmasını diliyorum”
VOA Türkçe’ye konuşan çocuklar haftada üç gün gerçekleşen provaların dışında da arkadaşlarıyla sohbetlerinin konusunu notaların oluşturduğunu, provaların mahalle arasında da devam ettiğini vurguladı. Aileler de çocuklarının hayatında müziğin ağırlık kazanmasından çok memnun. Çocukları orkestrada keman ve çello çalan ev kadını Fatma Özkol, “Çok güzel çalışıyorlar. Bu çalışmalar sayesinde uysallığı, ders çalışmayı, dikkatliliği ve saygıyı öğrendiler. Okuldaki dersleri de ilerledi. Çocuklarımda bunu fark ediyorum. Selmin Hanım’ın özellikle parasız destek sağlaması çok önemli. Bunu hiç kimse yapamaz, hiçbir okul yapamaz bize bunu” dedi. Orkestra çalışmaları olmasa çocuklarının kötü alışkanlara ve suça sürüklenebileceğinden endişe duyan Özkol, “Selmin Hanım bizim çocuklarımızı sokaktan kurtarıyor. Özellikle biz de bunu istiyoruz. Bu çocuklar buraya tutundu, düzeldiler” sözlerini kullandı.
Çocuklarının ünlü sanatçılarla konserlerde birlikte çaldığını görerek gurur duyduğunu kaydeden Özkol şunları söyledi: “Benim çocuğum çello çaldığı için herkese gururla anlatıyorum. Oğlumun böyle bir mesleği olsun istiyorum. Herkese tavsiye de ediyorum arkadaşlarıma, mahalleye. Hem çocuğumu sokaktan kurtarıyorum hem de bu sayede meslek sahibi olmasını diliyorum. Burada Selmin Hanım'ın desteğiyle olacak da inşallah. Biz onlardan çok memnunuz.”
Diğer annelerle birlikte provalar sırasında çocuklarını beklerken klasik müziği sevdiğini kaydeden Özkol, “Vallahi ben bu müziği hiç bilmiyordum inan ki. Ama şimdi buraya gelip dinleyince huzur buluyorum, Kafamı dinliyorum, çok güzel oluyor” dedi. Mahallede yaşayanlar orkestra çalışmalarıyla klasik müziğe alışırken, anneler de orkestranın kurucusu Selmin Günöz’ün giderek ‘mahalleli’ olduğunu, artık kendilerinden biri gibi hissettiklerini söyledi.
“Bir sponsor bulursak her şey daha kolay yürüyecek”
Çocukların birbirine tavsiye etmesiyle orkestranın büyümeye devam ettiğini kaydeden Günöz ise tamamen ücretsiz olarak gönüllükle sürdürdükleri çalışmalara destek istedi. Günöz, “Bu proje sürdürülebilir olmak zorunda. ‘7-8 yıl yaptık, tamam yeter, hizmetimizi verdik' denecek bir proje değil. Bu çocuklar büyüyor. Bunların içinde 15-16 yaşına gelmiş çocuklarımız var. Onlar iki yıl sonra artık gençlik orkestrası olacaklar. Biz de o süreçte devam etmek istiyoruz, hedefimiz o. Devam etmek zorundayız çünkü bu iş böyle yarıda bırakılacak bir iş değil. Şimdi çok güzel bir sayfa açıldı yaşamlarında. Bırakırsak, çok büyük bir boşluğa düşerler. Şu an sayımızın artması, eğitmen sayımızın da artmasını gerektirdi beraberinde. Masraflarımız da arttı. Dolayısıyla ciddi bir sponsor arayışı içindeyiz. Bize ciddi anlamda kol kanat gerecek bir sponsor bulursak her şey daha kolay yürüyecek o zaman. Şimdi hep kişisel çabalarla yürütüyoruz. Ama tabii bu bir yere kadar. İleride, iki sene içinde göreceksiniz ki bir çocuk orkestramız, bir gençlik orkestramız oluşacak” dedi.