“Biden da Trump Gibi Kararnameleri Kullanacak”

Başkan Donald Trump, göreve başlamasının üzerinden bir hafta geçtikten sonra 20 Ocak 2017'de imzaladığı başkanlık kararnamesiyle “terör yatağı” oldukları gerekçesiyle nüfusunun çoğunluğu Müslüman olan yedi ülkeden Amerika'ya göç edilmesini geçici süreliğine yasaklamıştı. Bu karar, göçmenlik hakları savunucuları tarafından şiddetle eleştirilmiş, yargı engeline takılmış ve Trump'ın benzer kararnameler çıkarması üzerine mahkemelerde hukuk mücadelesi başlamıştı.

Trump'ın Müslüman ülkelerden Amerika'ya göçü engellemek için kullandığı bu uygulama, Amerikan başkanlarının Kongre'yi ve yasama sürecini bertaraf ederek başkanlık kararnameleri, bildirgeler ve tezkerelere başvurmasının bir örneğiydi. 3 Kasım seçimlerinin resmi olmayan sonuçlarına göre Amerika'nın yeni seçilmiş başkanı olan Joe Biden'ın da tıpkı Trump gibi aynı yönteme sık sık başvurması bekleniyor.

Trump'ın göç yasağının değiştirilmiş bir şekli, daha sonra ABD Anayasa Mahkemesi tarafından onaylandı. Ancak California Üniversitesi bünyesinde oluşturulan ve başkanlara ait belgelerin internet üzerindeki veri tabanını içeren Amerikan Başkanlık Projesi'nin direktörlerinden John Woolley, göçmenlik yasağı uygulamasının Biden'ın yemin ederek göreve başlayacağı 20 Ocak 2021'den sonra geri çevrilmesi olasılığının yüksek olduğunu kaydediyor.

Woolley, "Hemen hemen her kararname bir başka kararnameyle geri çevrilebileceği için Joe Biden'ın çok sayıda başkanlık kararnamesi çıkarabileceğinden eminiz" dedi.

Amerikan tarihinde başkanlık kararnamelerinin yeri

Amerika'nın ilk başkanı George Washington, aynı zamanda hükümet dairelerinin işleyişini belirleyen yönergeleri içeren ve daha sonra başkanlık kararnameleri olarak adlandırılan uygulamayı başlatan ilk başkan.
Amerika'nın 16'ıncı başkanı Abraham Lincoln, Amerikan İç Savaşı sırasında çıkardığı ve iki ayrı başkanlık kararnamesinden oluşan Özgürlük Bildirgesi ile kölelerin serbest bırakıldığını açıklamıştı.

Franklin Roosevelt ise dördüncü başkanlık döneminde görev başındayken hayatını kaybetmeden önce imzaladığı 3.700 başkanlık kararnamesiyle Amerikan tarihinde en çok başkanlık kararnamesi çıkaran başkan olarak tarihe geçti. Bu başkanlık kararnamelerinin bazıları Amerika'yı Büyük Buhran döneminden çıkarmaya, diğerleriyse ülkeyi İkinci Dünya Savaşı sırasında seferber etmeye yönelikti. Roosevelt'in başka birçok kararnamesi ise idari talimatları içeriyordu.

2020 yılı Kasım ayı ortasına kadar yaklaşık dört yıl boyunca 195 başkanlık kararnamesine imza atan Trump ise kendisinden önceki son birkaç başkanla benzer sayıda kararname çıkardı.

Başkanların tek taraflı olarak harekete geçmesini sağlayan bu güç, ABD Anayasası'nda net olarak yer almıyor. Wisconsin Üniversitesi'nden siyaset bilimi uzmanı Kenneth Mayer, Anayasa'nın sadece başkanın hükümetin yürütme organından sorumlu olduğunu belirttiğini söylüyor ve "Kararnameler, yürütme gücünün geniş kapsamlı yetkilerinin doğal bir uygulamasıdır" diyor.

Bazı başkanlık kararnameleri, ulusal güvenliği garanti altına alma amacı taşıyor. Bunlar arasında Franklin Roosevelt'in İkinci Dünya Savaşı sırasında Japon asıllı Amerikan vatandaşlarının toplama kamplarında tutulmasına neden olan ve daha sonra çok eleştirilen kararnamesi de yer alıyor.

George W. Bush'un terörle mücadele kapsamında istihbarat toplanması için çıkardığı başkanlık kararnameleri de tartışma yaratmış, bu kararnameler, aralarında Amerikan vatandaşlarının da bulunduğu kişilerin uluslararası telefon görüşmelerinin mahkeme kararı olmadan dinlenmesine onay vermişti.

Trump'ın başkanlık kararnameleri

Başkanlıktan aldığı güç ve yetkiyi kullanan Trump, Kongre'yi bertaraf ederek Amerika'yı küresel ısınmayla mücadele etmek için oluşturulan Paris İklim Anlaşması'ndan çıkardı. Birleşmiş Milletler'i bu kararından 2019 yılı Kasım ayında haberdar eden Trump, bir yıllık geri sayımı başlatmış oldu. Amerika, 4 Kasım 2020'de Paris İklim Anlaşması'ndan resmen geri çekildi. Biden ise Trump'ın bu kararını geri çevirme sözü verdi.

Baltimore Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden Kim Wehle, "Güçler ayrılığı ve anayasayla ilgili soru işaretleri gündemden düşmüyor" diyor.

Başkanların kararnamelerle kendi başlarına attıkları adımlar, geçmişte de gündemin ilk sıralarında yer alıyordu. Örneğin Harry Truman, 1948 yılında Amerikan ordusunda ırksal bütünleşmenin gerçekleşmesi için başkanlık kararı imzalamıştı.

Truman'ın 1952 yılında Kore Savaşı sırasında çelik fabrikalarını kamulaştırması amacıyla imzaladığı başkanlık kararnamesi ise hükümetin erkleri arasında çatışmaya yol açmıştı.

Truman'ın bu adımını ”Özel sektöre savaşa hizmet etmesi için el konması” olarak tanımlayan Wehle, "Mahkeme bunun doğru olmadığına karar verdi" diyor.

Biden'ın atması olası adımlar

Kafaları kurcalayan sorulardan biri, Biden'ın ulusal bir kriz haline dönüşen Corona virüsü pandemisiyle mücadelede başkanlık güçlerini nasıl kullanacağıyla ilgili. Biden'ın bu konuda atacağı tartışmalı adımların yargı sürecine takılması olasılığı yüksek.

Bir başka soru ise mahkemelerin, çevre politikaları konusunda Biden'ın söz verdiği adımlara nasıl yanıt vereceğiyle ilgili. Başkan Theodore Roosevelt, ulusal ormanlar ve doğal koruma alanları oluşturmak için Kongre'yi saf dışı bırakarak bir dizi başkanlık kararnamesi imzalamıştı. Uzmanlar, bu kararnameleri geri çevirmenin zor olduğu görüşünde.

Barack Obama da bazı doğal alanları koruma altına almak için başkanlık kararnamelerine imza atmış, ancak Trump, bu sahaların ticari kullanıma açılması gerektiğini öne sürerek bu kararnameleri geri çevirmişti.

Trump, görev başındaki son iki ayında hükümette iz bırakmak için başkanlık makamından aldığı başka yetkileri kullanıyor. Kendisine sadık isimleri kilit görevlere atamak, bu adımlardan biri. Siyaset bilimi uzmanı Woolley, Trump'ın "Bazı şeyleri garantiye almak, gecikme yaratmak için çılgın bir hızla yeni düzenlemeler getirdiğini" ancak süreci yavaşlatsa da tüm bunların Biden'ın yön değiştirme çabalarını durdurmaya yetmeyeceğini söylüyor.

Joe Biden, göreve başladıktan sonra Amerika'yı Paris İklim Anlaşması'nın ve Dünya Sağlık Örgütü'nün bir parçası haline yeniden getirme sözünün yanı sıra Amerika-Meksika sınırındaki duvar inşaatını durdurma ve Amerika'ya çocuk yaşta aileleri tarafından kaçak olarak getirilen Latin kökenli gençlerin sınır dışı edilmesini engelleme taahhüdünde bulundu. DACA olarak bilinen bu program, Başkan Obama döneminde çıkarılan başkanlık kararnamesiyle oluşturulmuştu. Trump, DACA programını ortadan kaldırma girişiminde bulunmuş, ancak başarılı olamamıştı.

Siyaset bilimi uzmanı Kenneth Mayer, özellikle Cumhuriyetçi Parti'nin Senato'nun kontrolunu elinde bulundurmaya devam etmesi durumunda "Biden'ın başkanların tek taraflı hamlelere başvurma modelini devam ettirmesini bekliyorum" diyor.

Ocak ayında Georgia eyaletinde yapılacak ikinci tur Senato seçimleri, Kongre'deki dengeleri değiştirebilir. Ancak bu seçimin sonucu ne olursa olsun, Amerikan hükümetinin üç kolu; Kongre, başkanlık ve yargı arasındaki gerginliklerin sürmesi bekleniyor.