WASHINGTON —
Washington Esat rejiminin Suriye’nin geleceğinde rol alacağına inanmıyor.
Amerika Dışişleri Bakanlığı Sözcü Yardımcısı Marie Harf, Cenevre’de ikinci kez düzenlenecek Suriye barış konferansında oluşturulacak siyasi geçiş süreci planının, geçen yıl Haziran ayında düzenlenen birinci konferansın bildirisini temel alacağını söyledi.
Marie Harf, Cenevre-1 konferansındaki bildiride Suriye’de oluşturulacak geçiş hükümetinin “ortak görüşbirliği” temeline oturtulması şartı bulunduğunu hatırlattı, bundan dolayı bu temelde Suriye muhalefetinin Devlet Başkanı Beşar Esat’a Suriye’nin geleceğinde rol alma fırsatı tanımayacağını açıkladı.
Washington’da yabancı basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Marie Harf, Beşar Esat’ın tüm meşruluğunu çok açık bir şekilde yitirdiğini söyledi. Harf, Cenevre-2 Konferansı’nda hem Esat rejimini, hem de muhalefeti temsil edecek heyetler olacağını, bu heyetlerin yapısının hala tartışıldığını kaydetti.
Konferans için hala bir tarih belirlemediğinin altını çizen Amerika Dışişleri Bakanlığı sözcü yardımcısı, başta Amerika’nın Şam büyükelçisi görevini devam ettiren Robert Ford olmak üzere diğer yetkililerin, Cenevre konferansından önce Suriye muhalefetini bir araya getirmek için çaba harcadığını belirtti.
İran’a yaptırımları hafifletme olasılığı
İran’la yapılan nükleer program konulu görüşmelere de değinen Amerika Dışişleri Bakanlığı sözcü yardımcısı Marie Harf, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin beş daimi temsilcisiyle Almanya’nın İran tarafıyla Cenevre’de iki hafta önce gerçekleştirdiği görüşmelerin, teknik ve içerik açısından daha önce hiç bu düzeyde kapsamlı olmadığını söyledi. Tahran hükümetinin nükleer programıyla ilgili krizin diplomatik yollardan çözülmesi konusunda ilerleme şansının arttığına dikkati çeken Harf, İran’da yeni cumhurbaşkanı ve yeni görüşme heyetinin varlığının bu şansı arttırdığını kaydetti.
İran’la bir ‘deneme sürecinden geçmek zorunda olduklarını’ belirten Amerika Dışişleri Bakanlığı yetkilisi, bu deneme süreci çerçevesinde “potansiyel bir diplomatik açılımın”, yani “ABD Kongresi tarafından yeni uygulanan yaptırımlara kısa bir ara vermenin” görüşme sürecinin yararına olacağını söyledi. Marie Harf, “Bu diplomatik açılımı denemek ve bu açılımın ne yön izleyeceğini görmek için biraz zaman ve alana ihtiyacımız var” diye konuştu. Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Marie Harf, bu nedenle Dışişleri Bakanı John Kerry ve Maliye Bakanı Jack Lew’un bugün (Perşembe) Senato Bankacılık Komisyonu’nda İran’la ilgili bir gizli oturuma katılacağını, İran’a yaptırımların hafifletilmesi konusunun Kongre’de halen tartışıldığını söyledi. Amerikan yönetimi ve Kongre’nin bu konuda birlikte çalıştıklarını kaydeden Harf, ortak amacın ‘İran’ın nükleer silah sahibi olmasının önüne geçmek’ olduğunu sözlerine ekledi.
‘İstihbarat faaliyetleri konusunda diğer ülkelerle görüşüyoruz’
Dışişleri Bakanlığı Sözcü Yardımcısı Marie Harf, Amerika Ulusal Güvenlik Dairesi’nin dinlediği iddia edilen dünya liderleri arasında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın da bulunup bulunmadığı konusunda bir Türk gazetecinin yönelttiği soruya, “özellikle bir başka ülkeye yönelik olduğu iddia edilen istihbarat faaliyetleri hakkında konuşmayacakları” yanıtını verdi.
Amerika’da birçok daire arasında istihbarat toplama faaliyetlerinin gözden geçirildiğini hatırlatan Marie Harf, bunların dost ve müttefik ülkelerle koordinasyon yollarının değerlendirildiğini söyledi. Amerika’nın dost ve müttefikleriyle büyük bir istihbarat paylaşımına sahip olduğunu belirten Harf, bu ülkelerle görüşmelerin sürdüğünü, kaygılarını gidermeyi ve istihbarat alanında ilişkileri güçlendirmeyi hedeflediklerini bildirdi.
Amerika Dışişleri Bakanlığı Sözcü Yardımcısı Marie Harf, Cenevre’de ikinci kez düzenlenecek Suriye barış konferansında oluşturulacak siyasi geçiş süreci planının, geçen yıl Haziran ayında düzenlenen birinci konferansın bildirisini temel alacağını söyledi.
Marie Harf, Cenevre-1 konferansındaki bildiride Suriye’de oluşturulacak geçiş hükümetinin “ortak görüşbirliği” temeline oturtulması şartı bulunduğunu hatırlattı, bundan dolayı bu temelde Suriye muhalefetinin Devlet Başkanı Beşar Esat’a Suriye’nin geleceğinde rol alma fırsatı tanımayacağını açıkladı.
Washington’da yabancı basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Marie Harf, Beşar Esat’ın tüm meşruluğunu çok açık bir şekilde yitirdiğini söyledi. Harf, Cenevre-2 Konferansı’nda hem Esat rejimini, hem de muhalefeti temsil edecek heyetler olacağını, bu heyetlerin yapısının hala tartışıldığını kaydetti.
Konferans için hala bir tarih belirlemediğinin altını çizen Amerika Dışişleri Bakanlığı sözcü yardımcısı, başta Amerika’nın Şam büyükelçisi görevini devam ettiren Robert Ford olmak üzere diğer yetkililerin, Cenevre konferansından önce Suriye muhalefetini bir araya getirmek için çaba harcadığını belirtti.
İran’a yaptırımları hafifletme olasılığı
İran’la yapılan nükleer program konulu görüşmelere de değinen Amerika Dışişleri Bakanlığı sözcü yardımcısı Marie Harf, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin beş daimi temsilcisiyle Almanya’nın İran tarafıyla Cenevre’de iki hafta önce gerçekleştirdiği görüşmelerin, teknik ve içerik açısından daha önce hiç bu düzeyde kapsamlı olmadığını söyledi. Tahran hükümetinin nükleer programıyla ilgili krizin diplomatik yollardan çözülmesi konusunda ilerleme şansının arttığına dikkati çeken Harf, İran’da yeni cumhurbaşkanı ve yeni görüşme heyetinin varlığının bu şansı arttırdığını kaydetti.
İran’la bir ‘deneme sürecinden geçmek zorunda olduklarını’ belirten Amerika Dışişleri Bakanlığı yetkilisi, bu deneme süreci çerçevesinde “potansiyel bir diplomatik açılımın”, yani “ABD Kongresi tarafından yeni uygulanan yaptırımlara kısa bir ara vermenin” görüşme sürecinin yararına olacağını söyledi. Marie Harf, “Bu diplomatik açılımı denemek ve bu açılımın ne yön izleyeceğini görmek için biraz zaman ve alana ihtiyacımız var” diye konuştu. Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Marie Harf, bu nedenle Dışişleri Bakanı John Kerry ve Maliye Bakanı Jack Lew’un bugün (Perşembe) Senato Bankacılık Komisyonu’nda İran’la ilgili bir gizli oturuma katılacağını, İran’a yaptırımların hafifletilmesi konusunun Kongre’de halen tartışıldığını söyledi. Amerikan yönetimi ve Kongre’nin bu konuda birlikte çalıştıklarını kaydeden Harf, ortak amacın ‘İran’ın nükleer silah sahibi olmasının önüne geçmek’ olduğunu sözlerine ekledi.
‘İstihbarat faaliyetleri konusunda diğer ülkelerle görüşüyoruz’
Dışişleri Bakanlığı Sözcü Yardımcısı Marie Harf, Amerika Ulusal Güvenlik Dairesi’nin dinlediği iddia edilen dünya liderleri arasında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın da bulunup bulunmadığı konusunda bir Türk gazetecinin yönelttiği soruya, “özellikle bir başka ülkeye yönelik olduğu iddia edilen istihbarat faaliyetleri hakkında konuşmayacakları” yanıtını verdi.
Amerika’da birçok daire arasında istihbarat toplama faaliyetlerinin gözden geçirildiğini hatırlatan Marie Harf, bunların dost ve müttefik ülkelerle koordinasyon yollarının değerlendirildiğini söyledi. Amerika’nın dost ve müttefikleriyle büyük bir istihbarat paylaşımına sahip olduğunu belirten Harf, bu ülkelerle görüşmelerin sürdüğünü, kaygılarını gidermeyi ve istihbarat alanında ilişkileri güçlendirmeyi hedeflediklerini bildirdi.