Washington’da temaslarda bulunan Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) yetkilileri Türkiye’de Kürt sorununa çözüm için etnik grupların haklarının genişletilmesi ve bölgesel özerklik ilan edilmesi çağrısında bulundu. Brookings Enstitüsü’nde düzenlenen bir toplantıda konuşan BDP eş başkanları Selahattin Demirtaş, Gültan Kışanak ve Demokratik Toplum Kongresi (DTK) eş başkanı Bağımsız Mardin Milletvekili Ahmet Türk Türkiye’de Kürt sorunu konusundaki görüşlerini anlattı.
BDP eş başkanı Selahattin Demirtaş, Kürt sorununu “bir halkın kendi kültürüyle, diliyle, kendi anavatanında, coğrafyasında kendini yönetme hakkıyla birlikte ele alınması gereken bir sorun olarak gördüklerini” söyledi.
Demokratik, sivil bir anayasa hazırlanması çağrısında bulunan Demirtaş taleplerini şöyle sıraladı: etnik azınlıkların başta eğitim olmak üzere anadillerini kamusal alanlarda sınırsız, özgürce kullanabilmesi; bütün farklılıkların anayasal güvence altına alınması; Kürt kimliğini, Kürdistan ismini de özgürce kullanarak evrensel standartlarda örgütlenme hakkı ve bölgesel özerklik.
Demirtaş, merkezi idareyi demokrasiye aykırı olarak niteledi ve merkezi hükümetin yetkilerinin azaltılması, bazı yetkililerin devredilebileceği yerel meclislerin kurulması gerektiğini savundu. Ulusal güvenlik, adalet veya mali konuların merkezi hükümet tarafından idare edilebileceğini söyleyen Demirtaş, diğer önemli yetkilerin yerel meclislere devredilmesi çağrısında bulundu. Demirtaş, bu meclislerin ihtiyaç duyduğu takdirde Türkçe’ye ek olarak ikinci resmi dilleri de kullanabilmesi gerektiğini söyledi. Konuşmasında Demirtaş, yerel yönetimler bağlamında Amerika’yı örnek gösterdi.
‘Şiddet Dışı Çözüm; Mevcut Sınırlar İçinde’
BDP eş başkanı Selahattin Demirtaş, Kürt sorununa çözüm önerilerinin iki temele dayandığını söyledi. Demirtaş, “şiddet dışı, demokratik, barışçı, müzakerelere dayalı,” yöntemler kullanmak istediklerini ve “mevcut devletlerin, ülkelerin sınırları tartışmaya açılmadan, sınırların bütünlüğü, birliği içinde” bir çözüm arayışında olduklarını kaydetti.
Oturum sırasında kısa bir konuşma yapan ve katılımcıların sorularını yanıtlayan bağımsız Mardin milletvekili Ahmet Türk de hem Türklerin, hem Kürtlerin bu meselenin şiddet dışı yöntemlerle çözülmesi gerektiğini, diyalog arayışında olduğunu söyledi. Ancak Türk, buna rağmen bu süreçte “mesafe alınamadığını” kaydetti.
‘PKK, Silahlı Halk Hareketi’
Oturumu yöneten Brookings Enstitüsü uzmanı Ömer Taşpınar, katılımcıların bazıları Kürt siyasetçilere uluslararası toplum tarafından terör örgütü olarak kabul edilen PKK ile ilişkileri konusunda sorular yöneltti.
BDP eş başkanı Selahattin Demirtaş, “PKK’nın 30 yıldır Kürt halkının hakları için silahlı mücadele yönetimini seçmiş bir örgüt olduğunu,” kendilerinin PKK’yı “silahlı halk hareketi” olarak gördüklerini söyledi. Ahmet Türk bu bağlamda bir zamanlar Filistin Kurtuluş Örgütü’nün de, Hamas’ın da terör örgütü olarak görüldüğünü hatırlattı ve bu nitelemeyi kabul etmedi.
Demirtaş BDP olarak şiddeti, silahlı mücadeleyi çözüm olarak görmediklerini söyledi. PKK ile organik bağları olmadığını anlatan Demirtaş, yine de partilerini destekleyenlerin önemli bir kısmının PKK’ya sempati duyduğunu kaydetti. PKK’nın bir “realite olduğunu, dikkate alınması gerektiğini” savunan Demirtaş, PKK’yı bir sorun olarak görmediklerini, Kürt sorununun bir sonucu olarak gördüklerini anlattı.
'Kürt Halkı Tehdit Olarak Görülmemeli'
Washington’daki konuşmasında Kürt sorununa çözüm için hükümetle görüşmeye hazır olduklarını söyleyen BDP eş başkanı Selahattin Demirtaş, Kürt halkının tehdit olarak görülmemesi gerektiğini kaydetti. DTK eş başkanı Ahmet Türk de Kürtlerin kimliği, dili ve kültürü tanınırsa Türklerle Kürtlerin birlikte yaşayabileceğini söyledi.