WASHINGTON —
Anayasa Mahkemesi’nin aldığı bir karar bağımsız gruplara seçmenleri etkilemek için sınırsız miktarda para harcama izni veriyor. Bunun seçim sonucu üzerinde önemli bir rol oynaması mümkün.
Televizyon ve radyo yayınları olumsuz siyasi reklamlarla dolup taşıyor:
“Bu sonbahar en çok tartışılan konu şu: Amerikan ekonomisini kim düzlüğe çıkaracak?”
“Obama başarısız ekonomiyi canlandırma paketi için 800 milyar dolar harcadı.”
Seçim yaklaştıkça söylemler daha da sertleşiyor:
“Mitt Romney’in serveti 200 milyon dolar ama Paul Ryan’ın bütçesine göre vergi olarak sadece bunun yüzde birini ödeyecek.”
Reklamların çoğu, adı bugüne kadar fazla duyulmamış gruplar tarafından ödeniyor:
“Bu reklamın içeriğinden Amerika Eylem Öncelikleri grubu sorumludur.”
“Haklar insanlar içindir şirketler için değil.”
Bazı Amerikalılar Anayasa Mahkemesi’nin kararını protesto ediyor. Şirketler ve sendikalar, zenginlere seçim kampanyasında sınırsız para harcama izni veren karardan memnun değil.
Protestocu Paul King, “Bence şirketler siyasi yaşamı ele geçiriyor ve sıradan vatandaşın sesinin duyulmasını önlüyor,” şeklinde konuşuyor.
Seçim harcamalarını izleyen bir araştırma kurumuna göre bağımsız gruplar 2004 yılında reklam için yaklaşık 69 milyon dolar harcadı. Bu rakam, 2008’de 156 milyon dolara çıktı. Bu yıl ise şu ana kadar 300 milyon dolar harcandı ve bu miktarın seçime kadar daha da artması bekleniyor.
Kamu hakları savunucusu bir grubun üyesi olan Mary Boyle, “Uzun vadeli kaygımız bunun bir yolsuzluk reçetesi oluşturması” diyor.
Mary Boyle, “Bu paranın çoğunu kimin harcadığını bilmiyoruz. Elbette Amerikan halkının seçimleri etkilemeyi amaçlayan bu parayı kimin harcadığını bilme hakkı var” diye konuşuyor.
Uzmanlar seçmenlerin reklam bombardımanından bunaldığı ve sandık başına gittiğinde tepki göstereceği görüşünde.
Washington’daki düşünce kuruluşlarından Heritage Vakfı’ndan Michael Franc bu uzmanlardan biri. Franc, “Dünya kadar paranız, her türlü kaynağınız olabilir ama ama esas hedefiniz olan seçmenler reklamlarınızdan sıkılır ve kızarsa bu size bir yarar getirmez,” şeklinde konuşuyor.
Başkanlık tercihinde kararsız olan seçmenlerin sayısı az ama bunun kampanyaya para akışını etkilemesi beklenmiyor.
Anketler adayların başa baş gittiğini gösteriyor. Bu durumun seçim gününe kadar reklam harcamalarını daha da arttıracağı anlaşılıyor.
Televizyon ve radyo yayınları olumsuz siyasi reklamlarla dolup taşıyor:
“Bu sonbahar en çok tartışılan konu şu: Amerikan ekonomisini kim düzlüğe çıkaracak?”
“Obama başarısız ekonomiyi canlandırma paketi için 800 milyar dolar harcadı.”
Seçim yaklaştıkça söylemler daha da sertleşiyor:
“Mitt Romney’in serveti 200 milyon dolar ama Paul Ryan’ın bütçesine göre vergi olarak sadece bunun yüzde birini ödeyecek.”
Reklamların çoğu, adı bugüne kadar fazla duyulmamış gruplar tarafından ödeniyor:
“Bu reklamın içeriğinden Amerika Eylem Öncelikleri grubu sorumludur.”
“Haklar insanlar içindir şirketler için değil.”
Bazı Amerikalılar Anayasa Mahkemesi’nin kararını protesto ediyor. Şirketler ve sendikalar, zenginlere seçim kampanyasında sınırsız para harcama izni veren karardan memnun değil.
Protestocu Paul King, “Bence şirketler siyasi yaşamı ele geçiriyor ve sıradan vatandaşın sesinin duyulmasını önlüyor,” şeklinde konuşuyor.
Seçim harcamalarını izleyen bir araştırma kurumuna göre bağımsız gruplar 2004 yılında reklam için yaklaşık 69 milyon dolar harcadı. Bu rakam, 2008’de 156 milyon dolara çıktı. Bu yıl ise şu ana kadar 300 milyon dolar harcandı ve bu miktarın seçime kadar daha da artması bekleniyor.
Kamu hakları savunucusu bir grubun üyesi olan Mary Boyle, “Uzun vadeli kaygımız bunun bir yolsuzluk reçetesi oluşturması” diyor.
Mary Boyle, “Bu paranın çoğunu kimin harcadığını bilmiyoruz. Elbette Amerikan halkının seçimleri etkilemeyi amaçlayan bu parayı kimin harcadığını bilme hakkı var” diye konuşuyor.
Uzmanlar seçmenlerin reklam bombardımanından bunaldığı ve sandık başına gittiğinde tepki göstereceği görüşünde.
Washington’daki düşünce kuruluşlarından Heritage Vakfı’ndan Michael Franc bu uzmanlardan biri. Franc, “Dünya kadar paranız, her türlü kaynağınız olabilir ama ama esas hedefiniz olan seçmenler reklamlarınızdan sıkılır ve kızarsa bu size bir yarar getirmez,” şeklinde konuşuyor.
Başkanlık tercihinde kararsız olan seçmenlerin sayısı az ama bunun kampanyaya para akışını etkilemesi beklenmiyor.
Anketler adayların başa baş gittiğini gösteriyor. Bu durumun seçim gününe kadar reklam harcamalarını daha da arttıracağı anlaşılıyor.
Your browser doesn’t support HTML5