WASHINGTON —
Başkan Obama bu sabah New York’ta, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmaya, Bingazi’de öldürülen Amerika’nın Libya Büyükelçisi Chris Stevens’ı anarak başladı. Stevens’le birlikte öldürülen üç büyükelçilik görevlisine yapılan saldırıların Amerika’ya karşı saldırılar olduğunu vurguladı, “sorumlular bulunup adalet önüne çıkarılacak” dedi. Başkan Obama ayrıca saldırıların sadece Amerika’ya değil, Birleşmiş Milletler’in temsil ettiği barış,demokrasi ve güven içinde yaşama ideallerine de saldırıldığını bildirdi. Şiddet ve hoşgörüsüzlüğün BM’nin 193 ülkesinde yeri olmadığını belirten Başkan Obama dünya liderlerinden teröre ve aşırı akımlara karşı daha sert tepki göstermelerini istedi.
Washington’daki Brookings Enstitüsü Türkiye Programı Direktörü Ömer Taşpınar’a göre bu, bazı ülkelerin resmi açıklamalarının ve büyükelçiliklerle yabancıların korunması için alınan önlemlerin zayıf kaldığı eleştirisi sayılabilir. Başkan Obama konuşmasının büyük bölümünü son haftalarda lüsmülan ülkelerde meydana gelen ve şiddet içeren protestolara ayırdı. Hazreti Muhammed’i karayalan ve aşağılayan filmin çirkin olduğunu belirten Obama, masum insanların öldürülmesinin hiçbir gerekçeyle haklı gösterilemeyeceğini bildirdi. Brookings Enstitüsü Türkiye Programı Direktörü Ömer Taşpınar’a göre, zaman zaman ortaya çıkan bu tür filmler, kitaplar ve karikatürler tam bir provakasyon. Dünyada istikrarı bozmayı, terörü tırmandırmayı amaçlayan bu tür provakasyonlar, mevcut sorunların çözümlenmesini de engelliyor.
Başkan Obama Müslümanlar’ın da terörden nasibini aldığını belirterek, Bingazi saldırısının yapıldığı gün, İstanbul’da düğünne birkaç gün kala bir polis memurunun bir saldırıda öldürüldüğünü, Yemen’in başkenti Sana’da 10 Yemenli’nin bir intihar saldırısına kurban gittiğini hatırlattı.
Ömer Taşpınar’a göre, Obama islam dünyasına güçlü bir mesaj vermek istiyordu ve konuşmasında bunu hedef aldı. Taşpınar, aşırı akımların ve terörün Obama yönetiminin başından beri dünyada hangi ırktan, hangi dinden ve cinsten olursa olsun herkes için ciddi bir tehdit olduğunu vurguladığını söyledi. Başkan herkesin inancına saygılı olduklarını ancak bütün olanlara ragmen filmi yasaklamayı düşünmediklerini çünkü bunun Amerikan anayasasının ifade özgürlüğünü garanti eden maddesini ihlal edeceğini savundu. Brookings Enstitüsü uzmanı Ömer Taşpınar, yasakların demokrasilere yakışmayacağını, ancak zaman zaman ifade özgürlüğüyle hassasiyetler konusunda açmazlar yaşandığını belirtti.
Başkan Obama BM Genel Kurulu’ndaki konuşmasında Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ı da şiddetle eleştirdi,Şam hükümetini kendi halkını katleden, çocuklara bile işkence uygulayan bir rejim olarak tanımladı. Ömer Taşpınar, Obama yönetiminin Suriye konusundaki söylemlerinin her zaman sert olduğunu ancak eylem konusunda adım atmadığını söyledi. Taşpınar, Amerika’da başkanlık seçim yılı olmasının da Obama yönetiminin Suriye konusunda söylemde kalmasına neden olduğuna dikkati çekti. Taşpınar ABD’de politika değişikliği beklemediğini, aynı şekilde Türkiye’nin Suriye politikasında da değişiklik öngörmediğini kaydetti.
Başkan Obama konuşmasında İran’ı da uyardı. Obama, Amerika’nın Tahran’ın nükleer silah edinmesini önlemek için gerekli olan herşeyi yapacağını söyledi. Obama, İran’ın nükleer programı konusunda müzakerelere hala “zaman ve yer” olduğunu ancak “bu zamanın sınırsız olmadığını” vurguladı.
Washington’daki Brookings Enstitüsü Türkiye Programı Direktörü Ömer Taşpınar’a göre bu, bazı ülkelerin resmi açıklamalarının ve büyükelçiliklerle yabancıların korunması için alınan önlemlerin zayıf kaldığı eleştirisi sayılabilir. Başkan Obama konuşmasının büyük bölümünü son haftalarda lüsmülan ülkelerde meydana gelen ve şiddet içeren protestolara ayırdı. Hazreti Muhammed’i karayalan ve aşağılayan filmin çirkin olduğunu belirten Obama, masum insanların öldürülmesinin hiçbir gerekçeyle haklı gösterilemeyeceğini bildirdi. Brookings Enstitüsü Türkiye Programı Direktörü Ömer Taşpınar’a göre, zaman zaman ortaya çıkan bu tür filmler, kitaplar ve karikatürler tam bir provakasyon. Dünyada istikrarı bozmayı, terörü tırmandırmayı amaçlayan bu tür provakasyonlar, mevcut sorunların çözümlenmesini de engelliyor.
Başkan Obama Müslümanlar’ın da terörden nasibini aldığını belirterek, Bingazi saldırısının yapıldığı gün, İstanbul’da düğünne birkaç gün kala bir polis memurunun bir saldırıda öldürüldüğünü, Yemen’in başkenti Sana’da 10 Yemenli’nin bir intihar saldırısına kurban gittiğini hatırlattı.
Ömer Taşpınar’a göre, Obama islam dünyasına güçlü bir mesaj vermek istiyordu ve konuşmasında bunu hedef aldı. Taşpınar, aşırı akımların ve terörün Obama yönetiminin başından beri dünyada hangi ırktan, hangi dinden ve cinsten olursa olsun herkes için ciddi bir tehdit olduğunu vurguladığını söyledi. Başkan herkesin inancına saygılı olduklarını ancak bütün olanlara ragmen filmi yasaklamayı düşünmediklerini çünkü bunun Amerikan anayasasının ifade özgürlüğünü garanti eden maddesini ihlal edeceğini savundu. Brookings Enstitüsü uzmanı Ömer Taşpınar, yasakların demokrasilere yakışmayacağını, ancak zaman zaman ifade özgürlüğüyle hassasiyetler konusunda açmazlar yaşandığını belirtti.
Başkan Obama BM Genel Kurulu’ndaki konuşmasında Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ı da şiddetle eleştirdi,Şam hükümetini kendi halkını katleden, çocuklara bile işkence uygulayan bir rejim olarak tanımladı. Ömer Taşpınar, Obama yönetiminin Suriye konusundaki söylemlerinin her zaman sert olduğunu ancak eylem konusunda adım atmadığını söyledi. Taşpınar, Amerika’da başkanlık seçim yılı olmasının da Obama yönetiminin Suriye konusunda söylemde kalmasına neden olduğuna dikkati çekti. Taşpınar ABD’de politika değişikliği beklemediğini, aynı şekilde Türkiye’nin Suriye politikasında da değişiklik öngörmediğini kaydetti.
Başkan Obama konuşmasında İran’ı da uyardı. Obama, Amerika’nın Tahran’ın nükleer silah edinmesini önlemek için gerekli olan herşeyi yapacağını söyledi. Obama, İran’ın nükleer programı konusunda müzakerelere hala “zaman ve yer” olduğunu ancak “bu zamanın sınırsız olmadığını” vurguladı.