Halaskargazi Caddesi’nde Nişantaşı, Kurtuluş ve Cihangir’de emniyet güçlerinin yoğun gaz bombası ve tazyikli su kullandığı ve gözaltılar yaptığı sırada Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, yine İstanbul’da Kazlıçeşme Meydanı’nda düzenlenen ‘Milli İradeye Saygı’ mitinginde yüzbinlerce kişiye seslendi.
Başbakan Erdoğan yaklaşık 1,5 saat süren konuşmasında protestoculardan uluslararası basına, bazı sermaye çevrelerinden Avrupa Parlamentosu’na sanatçılardan CHP’ye birçok kişi ve kuruma çeşitli düzeylerde tepki gösterdi.
‘CNN, BBC, Reuters günlerdir yalan haber ürettiniz’
Başbakan, konuşmasının çeşitli yerlerinde uluslararası medyayı sert eleştirdi. Türkiye’den yapılan yayınlardan rahatsızlık duyduğunu daha önce de belirten Başbakan, o yayınlarda yansıtılan fotoğrafın gerçek Türkiye’yi temsil etmediğini vurguladı. Meydanı dolduran kalabalığı gösteren Erdoğan,” uluslararası medya bunu da gizleyin olur mu? Hadi bakalım BBC bunu da gizle. CNN bunu da gizle. Reuters bunu da gizle. Günlerdir yalan haberler ürettiniz. Türkiye’yi dünyaya farklı gösterdiniz. Siz yalanlarınızla baş başa kaldınız. Bu millet sizin dünyaya tanıttığınız millet değil. Bu millet samimi, bu millet gece tencere tava çalan bir millet değil” dedi.
Konuşmasının ortasında ise “yerli ve yabancı birlikte hareket eden yazılı ve görsel medyaya sesleniyorum. Basın ahlakı denen bir olay var, namuslu olun namuslu. Dürüst olun” sözleriyle seslendikten sonra “utanmadan şunu söylüyorlar. ‘Arap Baharı’nı gördük, şimdi de Türkiye Baharı’na hazır olun’ diyorlar. Dışarıdaki bazı kendini bilmezler, içerde de bazı kendilerini bilmezler. Be hey gafil, be hey cahil Türkiye’de Türk Baharı 3 Kasım 2002’de oldu. Ama onlar bunun farkında değil” diye konuştu.
‘Sosyal medya araştırılacak’
Erdoğan, önümüzdeki günlerde yeni operasyonlar olabileceğinin de işaretini verdi. “Medyada ve sosyal medyada spekülasyon yapanları araştıracağız” diyen Başbakan, yerel medyaya da tepki gösterdi. Erdoğan şöyle konuştu:
“Biz geldiğimizde İfade özgürlüğü sınırlandırılmıştı. Gazeteciler belli konularda kalem oynatamıyordu onların önünü açtık. Şimdi yazılı ve görsel medya, sosyal medya bunu da saptırmazsınız inşallah. Ama bunların cibilliyeti belli, saptıranlar yine saptırır. Dostta düşmanda şunu anlasın Türkiye sadece Taksim Meydanı’ndan ibaret değildir.”
Erdoğan, Koç Grubu ve Avrupa Birliği Parlamentosu’nu da eleştirdi
İki hafta önce Habertürk’te katıldığı ilk programda gösterilerin arkasında Koç grubu olduğunu söyleyen Başbakan Erdoğan, bugün de Gezi Parkı’nın hemen arkasında bulunan Divan Oteli’nin protestoculara kapılarını açmasından hareketle bu kez de isim vermeden aynı gruba tepki gösterdi. Erdoğan, “Taksim Meydanı’na 30 bin kumanyayı kimlerin gönderdiğini gayet iyi biliyoruz. Kendi otellerinde terörle işbirliği yapanları yatırıp kaldıranları çok iyi biliyoruz. Bunların hesabı sorulmayacak mı? Eğer bu hesabı sormazsak, işte o zaman bu millet bizden hesap sorar” dedi.
Ve Avrupa Parlamentosu
Geçtiğimiz hafta Türkiye’deki insan hakları ihallerine tepki gösteren Avrupa Parlamentosu, dün olduğu gibi bugün de Başbakan’ın eleştirilerinin odak noktasındaydı. AB’nin geçtiğimiz sene toplumsal gerginliğin yaşandığı Yunanistan’ı eleştirmek bir yana maddi destek verdiğine dikkat çeken Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:
“Türkiye sosyal medya üzerinden üzerinde ameliyat yapılacak bir ülke değildir. Avrupa Birliği Parlamento’su bizimle ilgili karar almış. Haddini bil yahu. Sen Türkiye ile ilgili karar almaya yetkili misin? Daha ilk gün ne dedim? Sizin aldığınız kararı tanımıyorum dedim. Kararı kendilerine iade ettik."
Başbakan Erdoğan, dün olduğu gibi bugün de PKK lideri Abdullah Öcalan’dan ‘bölücübaşı’ olarak söz etti. Ulusalcı olarak nitelenen grupların bu eylemlere katılmasını eleştiren Erdoğan, “Atatürk Kültür Merkezi bir kamu kuruluşudur. İşgal edildi. Bu illegal ve legal zannedilen örgütler tarafından. Oraya paçavralar asıldı. Teröristlerin resimleri vardı orada. Neden rahatsız olmadınız” dedi.
Erdoğan konuşmasının sonunda partililerden ay-yıldızlı Türk bayraklarını evlerine asmalarını istedi. “Bu bir bayrak kampanyasıdır. Bunlarla birilerine cevabı çok iyi şekilde vereceksiniz. Tabii bayrakların nizami olması lazım” uyarısıyla da bazı evlerde asılan ve üzerinde hem ay yıldız hem de Atatürk bayraklarını kast etmediğinin altını çizdi.
Mitinge İstanbul’un dışında Bursa, Kocaeli, Adapazarı, Tekirdağ, Kırklareli ve Edirne’den kara ve deniz taşıtlarıyla partililer getirildi. AK Parti İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nden çok sayıda belediye otobüsü kiralandı. İBB, ödemelerin AK Parti İl Başkanlığı tarafından yapıldığını açıkladı.
Alabora yine hedefte
Erdoğan’ın Ankara’dan sonra İstanbul’da da isim vermeden Mehmet Ali Alabora’yı hedef gösterdi. Başbakanın bu yaklaşımına tepki gösteren tiyatro sanatçısı Müjdat Gezen, telefon bağlantısıyla katıldığı Halk TV yayınında “Başbakan Erdoğan sanatçılarla uğraşmayı bıraksın, Mehmet Ali Alabora’yı yedirmeyiz” dedi.
Başbakan Erdoğan da konuşması sırasında 130 gırgır teknesi, 850 balıkçı teknesinin de Zeytinburnu sahilinde olduğunu belirtti. Bu tekneler de mitinge partilileri çevre ilçelerden taşıdı.
İstanbul Barosu: Yüzlerce yakalama ihbarı geliyor
Kentin birçok noktasından çok sayıda gözaltı ve yakalama haberi eliyor. VOA’ya konuşan İstanbul Barosu Yönetim Kurulu üyesi ve baroda oluşturulan Kriz Masası Başkanı Hasan Kılıç bugün 41 gözaltı olduğunu söyledi. Kılıç, “Kriz Masası’na yüzlerce yakalama yapıldığı ihbarı geldi. Ancak emniyet yetkilileri bu kişilerin nereye götürüldüğü hakkında bilgi vermiyor. Bu kişiler hakkında derhal hukuki süreç başlatılmalı. Bu bir hukuk garabetidir" dedi.
Avukat Kılıç, haklarında işlem yapılan kişilerin de herhangi bir ifade vermeden avukat isteme hakkı olduğunu ve Baro’nun bu konuda yardıma hazır olduğunu belirtti.
CHP’ye eli sopalı sivil saldırısı
Akşam saatlerinde Kasımpaşa’dan yola çıkan bir grup sivil, CHP İstanbul İl Merkezi’nin önündeki gençlere saldırdı. Bu bilgiyi doğrulayan CHP İstanbul İl Başkanı Oğuz Kağan Salıcı, “yaklaşık 20 kişilik bir grup partili gençlere saldırdı. Genç arkadaşlarımız bu kişilerin elinde bıçak olduğunu görünce il binamıza sığındı ve kapının ardına barikat kurdular. Bazılarının üzerinde Kasımpaşaspor forması bulunan eli sopalı ve bıçaklı grup kapıya taş atıp olay yerinden ayrıldılar” dedi.
Salıcı genel merkez yöneticileriyle birlikte il merkezinde olduklarını ve polisten güvenlik istemediklerini de belirtti.
Gazetecilere polis dayağı
Polis gün boyu Başbakanlık Basın Yayın Enformasyon Müdürlüğü tarafından verilen basın kartı olmayan gazetecilerin çalışmasını da engelledi. Gazeteciler Eylem Düzyol ve Fulya Atalay ise Kurtuluş’ta polis tarafından darp edildiğini açıkladılar. T24 haber sitesine konuşan Eylem Düzyol, “ başımızda duran polise sarı basın kartımızı gösterdik. Ama arkadan gelen çevik kuvvet bizi copla, tekme ve tokatla dövdü. Elimizdekileri almaya çalıştılar. Gazeteci olduğumuzu söyledik. Polis bizlere öfkesini kustu. Dövecekleri belliydi. Birbirimizi tutuyor, bırakmamaya çalışıyorduk. Basın kartımız elimizdeydi. Polis Fulya’nın maskesini çıkardı. Bizi sokağa çıkardılar. Dışarıda dövmeye başladılar. Gelip geçen tokat, tekme attı “dedi.
DİSK, KESK ve bazı meslek örgütleri yarın iş bırakıyor
Olayların ardında acil gündemle toplanan DİSK (Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu), KESK (Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu), TMMOB (Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği), TTB (Türk Tabipleri Birliği) ve TDB (Türk Diş Hekimleri Birliği) pazartesi günü Türkiye genelinde iş bırakma kararı aldı. Konfederasyonlar ve meslek birlikleri bu karara gerekçe olarak “AKP iktidarının despotik bir rejim oluşturma yönündeki bu saldırganlığını” gösterdi.
Başbakan Erdoğan yaklaşık 1,5 saat süren konuşmasında protestoculardan uluslararası basına, bazı sermaye çevrelerinden Avrupa Parlamentosu’na sanatçılardan CHP’ye birçok kişi ve kuruma çeşitli düzeylerde tepki gösterdi.
‘CNN, BBC, Reuters günlerdir yalan haber ürettiniz’
Başbakan, konuşmasının çeşitli yerlerinde uluslararası medyayı sert eleştirdi. Türkiye’den yapılan yayınlardan rahatsızlık duyduğunu daha önce de belirten Başbakan, o yayınlarda yansıtılan fotoğrafın gerçek Türkiye’yi temsil etmediğini vurguladı. Meydanı dolduran kalabalığı gösteren Erdoğan,” uluslararası medya bunu da gizleyin olur mu? Hadi bakalım BBC bunu da gizle. CNN bunu da gizle. Reuters bunu da gizle. Günlerdir yalan haberler ürettiniz. Türkiye’yi dünyaya farklı gösterdiniz. Siz yalanlarınızla baş başa kaldınız. Bu millet sizin dünyaya tanıttığınız millet değil. Bu millet samimi, bu millet gece tencere tava çalan bir millet değil” dedi.
Konuşmasının ortasında ise “yerli ve yabancı birlikte hareket eden yazılı ve görsel medyaya sesleniyorum. Basın ahlakı denen bir olay var, namuslu olun namuslu. Dürüst olun” sözleriyle seslendikten sonra “utanmadan şunu söylüyorlar. ‘Arap Baharı’nı gördük, şimdi de Türkiye Baharı’na hazır olun’ diyorlar. Dışarıdaki bazı kendini bilmezler, içerde de bazı kendilerini bilmezler. Be hey gafil, be hey cahil Türkiye’de Türk Baharı 3 Kasım 2002’de oldu. Ama onlar bunun farkında değil” diye konuştu.
‘Sosyal medya araştırılacak’
Erdoğan, önümüzdeki günlerde yeni operasyonlar olabileceğinin de işaretini verdi. “Medyada ve sosyal medyada spekülasyon yapanları araştıracağız” diyen Başbakan, yerel medyaya da tepki gösterdi. Erdoğan şöyle konuştu:
“Biz geldiğimizde İfade özgürlüğü sınırlandırılmıştı. Gazeteciler belli konularda kalem oynatamıyordu onların önünü açtık. Şimdi yazılı ve görsel medya, sosyal medya bunu da saptırmazsınız inşallah. Ama bunların cibilliyeti belli, saptıranlar yine saptırır. Dostta düşmanda şunu anlasın Türkiye sadece Taksim Meydanı’ndan ibaret değildir.”
Erdoğan, Koç Grubu ve Avrupa Birliği Parlamentosu’nu da eleştirdi
İki hafta önce Habertürk’te katıldığı ilk programda gösterilerin arkasında Koç grubu olduğunu söyleyen Başbakan Erdoğan, bugün de Gezi Parkı’nın hemen arkasında bulunan Divan Oteli’nin protestoculara kapılarını açmasından hareketle bu kez de isim vermeden aynı gruba tepki gösterdi. Erdoğan, “Taksim Meydanı’na 30 bin kumanyayı kimlerin gönderdiğini gayet iyi biliyoruz. Kendi otellerinde terörle işbirliği yapanları yatırıp kaldıranları çok iyi biliyoruz. Bunların hesabı sorulmayacak mı? Eğer bu hesabı sormazsak, işte o zaman bu millet bizden hesap sorar” dedi.
Ve Avrupa Parlamentosu
Geçtiğimiz hafta Türkiye’deki insan hakları ihallerine tepki gösteren Avrupa Parlamentosu, dün olduğu gibi bugün de Başbakan’ın eleştirilerinin odak noktasındaydı. AB’nin geçtiğimiz sene toplumsal gerginliğin yaşandığı Yunanistan’ı eleştirmek bir yana maddi destek verdiğine dikkat çeken Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:
“Türkiye sosyal medya üzerinden üzerinde ameliyat yapılacak bir ülke değildir. Avrupa Birliği Parlamento’su bizimle ilgili karar almış. Haddini bil yahu. Sen Türkiye ile ilgili karar almaya yetkili misin? Daha ilk gün ne dedim? Sizin aldığınız kararı tanımıyorum dedim. Kararı kendilerine iade ettik."
Başbakan Erdoğan, dün olduğu gibi bugün de PKK lideri Abdullah Öcalan’dan ‘bölücübaşı’ olarak söz etti. Ulusalcı olarak nitelenen grupların bu eylemlere katılmasını eleştiren Erdoğan, “Atatürk Kültür Merkezi bir kamu kuruluşudur. İşgal edildi. Bu illegal ve legal zannedilen örgütler tarafından. Oraya paçavralar asıldı. Teröristlerin resimleri vardı orada. Neden rahatsız olmadınız” dedi.
Erdoğan konuşmasının sonunda partililerden ay-yıldızlı Türk bayraklarını evlerine asmalarını istedi. “Bu bir bayrak kampanyasıdır. Bunlarla birilerine cevabı çok iyi şekilde vereceksiniz. Tabii bayrakların nizami olması lazım” uyarısıyla da bazı evlerde asılan ve üzerinde hem ay yıldız hem de Atatürk bayraklarını kast etmediğinin altını çizdi.
Mitinge İstanbul’un dışında Bursa, Kocaeli, Adapazarı, Tekirdağ, Kırklareli ve Edirne’den kara ve deniz taşıtlarıyla partililer getirildi. AK Parti İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nden çok sayıda belediye otobüsü kiralandı. İBB, ödemelerin AK Parti İl Başkanlığı tarafından yapıldığını açıkladı.
Alabora yine hedefte
Erdoğan’ın Ankara’dan sonra İstanbul’da da isim vermeden Mehmet Ali Alabora’yı hedef gösterdi. Başbakanın bu yaklaşımına tepki gösteren tiyatro sanatçısı Müjdat Gezen, telefon bağlantısıyla katıldığı Halk TV yayınında “Başbakan Erdoğan sanatçılarla uğraşmayı bıraksın, Mehmet Ali Alabora’yı yedirmeyiz” dedi.
Başbakan Erdoğan da konuşması sırasında 130 gırgır teknesi, 850 balıkçı teknesinin de Zeytinburnu sahilinde olduğunu belirtti. Bu tekneler de mitinge partilileri çevre ilçelerden taşıdı.
İstanbul Barosu: Yüzlerce yakalama ihbarı geliyor
Kentin birçok noktasından çok sayıda gözaltı ve yakalama haberi eliyor. VOA’ya konuşan İstanbul Barosu Yönetim Kurulu üyesi ve baroda oluşturulan Kriz Masası Başkanı Hasan Kılıç bugün 41 gözaltı olduğunu söyledi. Kılıç, “Kriz Masası’na yüzlerce yakalama yapıldığı ihbarı geldi. Ancak emniyet yetkilileri bu kişilerin nereye götürüldüğü hakkında bilgi vermiyor. Bu kişiler hakkında derhal hukuki süreç başlatılmalı. Bu bir hukuk garabetidir" dedi.
Avukat Kılıç, haklarında işlem yapılan kişilerin de herhangi bir ifade vermeden avukat isteme hakkı olduğunu ve Baro’nun bu konuda yardıma hazır olduğunu belirtti.
CHP’ye eli sopalı sivil saldırısı
Akşam saatlerinde Kasımpaşa’dan yola çıkan bir grup sivil, CHP İstanbul İl Merkezi’nin önündeki gençlere saldırdı. Bu bilgiyi doğrulayan CHP İstanbul İl Başkanı Oğuz Kağan Salıcı, “yaklaşık 20 kişilik bir grup partili gençlere saldırdı. Genç arkadaşlarımız bu kişilerin elinde bıçak olduğunu görünce il binamıza sığındı ve kapının ardına barikat kurdular. Bazılarının üzerinde Kasımpaşaspor forması bulunan eli sopalı ve bıçaklı grup kapıya taş atıp olay yerinden ayrıldılar” dedi.
Salıcı genel merkez yöneticileriyle birlikte il merkezinde olduklarını ve polisten güvenlik istemediklerini de belirtti.
Gazetecilere polis dayağı
Polis gün boyu Başbakanlık Basın Yayın Enformasyon Müdürlüğü tarafından verilen basın kartı olmayan gazetecilerin çalışmasını da engelledi. Gazeteciler Eylem Düzyol ve Fulya Atalay ise Kurtuluş’ta polis tarafından darp edildiğini açıkladılar. T24 haber sitesine konuşan Eylem Düzyol, “ başımızda duran polise sarı basın kartımızı gösterdik. Ama arkadan gelen çevik kuvvet bizi copla, tekme ve tokatla dövdü. Elimizdekileri almaya çalıştılar. Gazeteci olduğumuzu söyledik. Polis bizlere öfkesini kustu. Dövecekleri belliydi. Birbirimizi tutuyor, bırakmamaya çalışıyorduk. Basın kartımız elimizdeydi. Polis Fulya’nın maskesini çıkardı. Bizi sokağa çıkardılar. Dışarıda dövmeye başladılar. Gelip geçen tokat, tekme attı “dedi.
DİSK, KESK ve bazı meslek örgütleri yarın iş bırakıyor
Olayların ardında acil gündemle toplanan DİSK (Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu), KESK (Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu), TMMOB (Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği), TTB (Türk Tabipleri Birliği) ve TDB (Türk Diş Hekimleri Birliği) pazartesi günü Türkiye genelinde iş bırakma kararı aldı. Konfederasyonlar ve meslek birlikleri bu karara gerekçe olarak “AKP iktidarının despotik bir rejim oluşturma yönündeki bu saldırganlığını” gösterdi.