Bahreyn, nüfusunun çoğunluğu Şii olan ancak Sünni bir aile tarafından yönetilen bir ada. Kraliyet ailesini demokratik reformlar yapmaya zorlayan Bahreynliler, 2 buçuk yıldır devam eden eylemlerinde vitesi yükseltmeye karar verdi
LONDRA —
Hükümet gösterileri kontrol altında tutmaya çalışsa da Bahreyn’de muhalefet bu kez Mısır’daki hükümet karşıtı gösterileri örnek almayı planlıyor.
Bahreyn güvenlik kuvvetleri, başkent Manama ve çevresinde haftalardır sıkı önlemleri uyguluyor. Çarşamba günü muhalefetin düzenlediği hükümet karşıtı gösterilerde küçük çaplı çatışmalar yaşandı.
Protestocuların yeniden başlattığı eylemlere, bu kez ‘Temerrüt’ yani isyan adlı hareket öncülük ediyor.
Temerrüt, adını Cumhurbaşkanı Muhammet Mursi’nin askeri darbeyle devrilmesiyle sonuçlanan halk eylemlerini düzenleyen, Mısır’daki aynı adlı hareketten alıyor. Ancak Mısır’daki eylemler yüzlerce kişinin ölümüyle sonuçlanan kanlı olaylara yolaçtı.
Londra’daki araştırma kuruluşu Chatham House uzmanlarından Jane Kinninmont, Bahreyn’in Mısır’dan farklı olduğu görüşünde: “Bahreyn’de aynı senaryo tutmaz, çünkü her şeyden önce o ülkede ordunun rolü aynı değil. Güvenlik birimlerinin arasına Şiiler’i almıyorlar, bundan dolayı da aralarında Mısır’daki gibi bir dayanışma yok. Mısır’da halk önemli bir siyasi güç.”
Uzman, ordunun da yardımıyla Bahreyn hükümetinin muhalefeti rahatlıkla bastırabildiğini söylüyor: “Bir süredir evlere baskınlar düzenleniyor, tutuklamalar yapılıyor. Özellikle blogcular tutuklanıyor. Bu da büyük gerginliğe yol açıyor.”
Bahreyn’de Şiiler nüfusun çoğunluğunu oluşturuyor. Göstericiler Sünni Kral Hamad bin İsa el Halife’den çekilmesini istiyor. El Halife hükümetiyse muhalefeti dinlediğinde ve demokratik reformlar yaptığında ısrarlı.
Bahreyn aynı zamanda Amerika’nın Körfez’deki önemli bir müttefiki ve Amerikan donanmasına ait 5. Filo’ya ev sahipliği yapıyor. Mayıs ayında 40 ülkenin deniz kuvvetleri bölgede bir ortak tatbikata katılmıştı.
İngiltere de bu ülkeler arasındaydı.
İngiliz Lordlar Kamarası’nın Liberal Demokrat Partili üyesi Lord Avebury, Londra hükümetinin ticareti demokrasinin önünde tutmasından şikayetçi: “İnsan hakları bir sorun olarak ortaya çıktığından bu yana hep gözardı ettik ve ticarete odaklandık. Bahreyn’de baskı ortamı büyüyor, ama Dışişleri Bakanlığımız tek bir söz etmiyor. Tek dertleri ticaret yapmak ve silah satmak.”
İngiltere Başbakanı David Cameron ise, Bahreyn Kralı’yla insan hakları konularını görüştüğünü ve demokratik reformlar konusunda baskı yaptığını savunuyor.
Bahreyn hükümetiyle muhalefet arasındaki ulusal diyalog görüşmelerinin bu ay sonunda yeniden başlaması bekleniyor.
Bahreyn güvenlik kuvvetleri, başkent Manama ve çevresinde haftalardır sıkı önlemleri uyguluyor. Çarşamba günü muhalefetin düzenlediği hükümet karşıtı gösterilerde küçük çaplı çatışmalar yaşandı.
Protestocuların yeniden başlattığı eylemlere, bu kez ‘Temerrüt’ yani isyan adlı hareket öncülük ediyor.
Temerrüt, adını Cumhurbaşkanı Muhammet Mursi’nin askeri darbeyle devrilmesiyle sonuçlanan halk eylemlerini düzenleyen, Mısır’daki aynı adlı hareketten alıyor. Ancak Mısır’daki eylemler yüzlerce kişinin ölümüyle sonuçlanan kanlı olaylara yolaçtı.
Londra’daki araştırma kuruluşu Chatham House uzmanlarından Jane Kinninmont, Bahreyn’in Mısır’dan farklı olduğu görüşünde: “Bahreyn’de aynı senaryo tutmaz, çünkü her şeyden önce o ülkede ordunun rolü aynı değil. Güvenlik birimlerinin arasına Şiiler’i almıyorlar, bundan dolayı da aralarında Mısır’daki gibi bir dayanışma yok. Mısır’da halk önemli bir siyasi güç.”
Uzman, ordunun da yardımıyla Bahreyn hükümetinin muhalefeti rahatlıkla bastırabildiğini söylüyor: “Bir süredir evlere baskınlar düzenleniyor, tutuklamalar yapılıyor. Özellikle blogcular tutuklanıyor. Bu da büyük gerginliğe yol açıyor.”
Bahreyn’de Şiiler nüfusun çoğunluğunu oluşturuyor. Göstericiler Sünni Kral Hamad bin İsa el Halife’den çekilmesini istiyor. El Halife hükümetiyse muhalefeti dinlediğinde ve demokratik reformlar yaptığında ısrarlı.
Bahreyn aynı zamanda Amerika’nın Körfez’deki önemli bir müttefiki ve Amerikan donanmasına ait 5. Filo’ya ev sahipliği yapıyor. Mayıs ayında 40 ülkenin deniz kuvvetleri bölgede bir ortak tatbikata katılmıştı.
İngiltere de bu ülkeler arasındaydı.
İngiliz Lordlar Kamarası’nın Liberal Demokrat Partili üyesi Lord Avebury, Londra hükümetinin ticareti demokrasinin önünde tutmasından şikayetçi: “İnsan hakları bir sorun olarak ortaya çıktığından bu yana hep gözardı ettik ve ticarete odaklandık. Bahreyn’de baskı ortamı büyüyor, ama Dışişleri Bakanlığımız tek bir söz etmiyor. Tek dertleri ticaret yapmak ve silah satmak.”
İngiltere Başbakanı David Cameron ise, Bahreyn Kralı’yla insan hakları konularını görüştüğünü ve demokratik reformlar konusunda baskı yaptığını savunuyor.
Bahreyn hükümetiyle muhalefet arasındaki ulusal diyalog görüşmelerinin bu ay sonunda yeniden başlaması bekleniyor.