Ayakkabı Boyacıları Krize Yenik Düştü

Kimi sırtına astığı boyacı sandığıyla sokak sokak dolaşarak, kimiyse her sabah aynı köşede sandığını kurarak ayakkabı parlatır, temizler, boyar, tamir eder. Bir zamanlar işlerinin çok iyi olduğunu söyleyen ayakkabı boyacıları yıllarını adadıkları bu mesleğin hem ilgisizliğe hem de ekonomik koşullara yenik düştüğünü ifade ediyor. Boyacılar hayat pahalılığı yüzünden müşterilerinin azalmasından ve kullandıkları malzemelere gelen zamlardan dolayı darboğazda.

Your browser doesn’t support HTML5

Ayakkabı Boyacıları Krize Yenik Düştü

VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan ayakkabı boyacısı Şahin Mingan mesleğin durumunu şöyle anlattı: “21 senedir bu duvarın dibindeyim. Boya yapıyorum, tamirat işleri yapıyorum. Şükür Allah’a bu iş ne doyurur ne aç bırakır. Evimin bir mutfak masrafı çıkıyor. Daha başka türlüydü geçmişte. Herkes şu anda spor ayakkabı giyiyor, normal kundura ayakkabı şu anda yok. Mesela eskiden biz üç liraya beş liraya boyuyorduk. Şimdi 10-15 lira diyoruz, adam çekip gidiyor. ‘Alırım boya, ben kendim boyarım evde’ diyor. Eskiden burada 15-20 çift ayakkabı bir sıralıyordum, akşama kadar zor bitiriyordum.”

En büyük sıkıntılarının maliyetlerinin giderek artması olduğunu söyleyen Mingan, “Maliyet çok. Nasıl yapacaksın? Mesela eskiden bu cilayı üç liraya alıyordum. Şimdi 25-30 liraya çıkmış. Ben nasıl çıkacağım bu işin içinden?” dedi. Aynı zamanda emekli olan 64 yaşındaki Mingan banka kredisi borçları olduğu için boyacılığa devam etmeye mecbur olduğunu da belirtti.

“Maliyet yüksek olunca kazanç azalıyor”

21 yıldır İzmir’de devlet dairelerinin bulunduğu Konak Meydanı’nda aynı köşede boyacılık yapan Ali Demirdöven de, “Geçmişe bakarsan şimdi işler biraz daha kötü. Her insanın olduğu gibi bizimkisi de kötü. Zengini de etkiliyor, garibi de etkiliyor” dedi. Demirdöven maliyetleri arttıkça kazançlarının azaldığını söyleyerek, “Şimdi Nuri Leflef dediğimiz boyanın kutusu 40 lira. Ben 2,5 liraya aldığım bağı 5 liraya satıyordum. Şimdi bağ direkt 7,5 lira oldu, 10 liraya satmak zorundayım. Misal şu ortopedik keçeyi 5 liraya alıyordum, 10 liraya satıyordum. Şimdi 13 liraya alıyorsun, 15 liraya satıyorsun. Bir müşteriden 10 lira, 20 lira para kazanacağım diye bir durum kalmadı. Maliyet yüksek olunca, kazanç azalıyor” diye konuştu.

Malzemelerine ardı ardına zamlar geldiği için maliyetlerini müşterilere yansıtmakta da sıkıntı çektiklerini kaydeden Demirdöven, “Her gün fiyatlar değişiyor. Malzemeyi alırken, adam önce direkt eline telefonu alıyor, internetten döviz kuruna bakıyor. Kullandığımız ürünler petrol ürünü. O yüzden sürekli zamlanıyor. Şimdi müşteriye 10 lira diyorsun, adam diyor ‘7,5 olmaz mı?’ Ayakkabı boyatmak zevk işidir. Mecburiyeti geç, zevk işidir ayakkabı boyatmak” dedi.

“Ben bu işi bıraksam ne iş yapacağım?”

Demirdöven ayakkabı boyacılığından kazandığı para evini geçindirmeye yetmediği için ikinci işte çalıştığını da anlattı: “Ben Torbalı orman ürünlerinde usta başıyım. Gece orada çalışıyorum. Akşam 21.30’da gidiyorum, sabah 4’te geliyorum. Biraz uyuyorum, buraya geliyorum. Mecburen evde tek çalışan ben olduğumdan çoluk çocuk kimseye muhtaç olmasın diye koşturuyoruz. Şu pandemiden önce de işler bozuktu ama pandemiden sonra daha çok bozuldu. Şimdi hayat şartlarına bakarsan hayat şartları çok kötü oldu. Herhalde biz buradan direkt Selvili Mescit’e gideriz. İşimiz bu. Şimdi ben bu işi bıraksam ne iş yapacağım? 53 yaşındayım.”

“Günde 60 lira zar zor kazanıyorum”

Çocukluğundan beri ayakkabı boyacısı olan Sinan Karaman ise geçmişte işlerinin çok iyi olduğuna değinerek, “Piyasa nasıl durgunsa bizim işler de durgun. Pek iş olmuyor yani. İnan günde 60 lira zar zor kazanıyorum. Eve gidene kadar ekmek, sigara derken cebimde 10 lira ya kalıyor ya kalmıyor. Eskiden böyle değildi. Eskiden işlerimiz çok iyiydi. O zamanlar sükse çoktu, para çoktu, zevk için ayakkabı boyatırlardı” dedi.

Boyalara zam gelmese kazancının yeteceğini düşünen Karaman, “Hani idare ederiz. Her hafta gidiyorum boya almaya, her hafta zamlı. 1 lira, 50 kuruş her hafta zam yapıyorlar. Boyayacağız ama para yok millette. ‘Kaç para’ diyor, mesela ‘10 lira’ diyorum, adam bir düşünüyor, gidiyor. Kimi boyatıyor kimi boyatmıyor” diye konuştu.

Karaman, ayakkabı boyacılığının bu koşullar karşısında giderek yok olduğunu söyleyerek, “Valla taş çatlasın üç beş sene sonra bizim işimiz biter. Zaten boyalar da zamlanıyor, müşteri de gelmiyor eskisi gibi. Artık incik boncuk alacağız, kahve önünde oturup satacağız” dedi.