Avrupa Birliği parlamenterleri, Azerbaycan'ı Dağlık Karabağ'da yaşayan Ermeniler'e karşı “etnik temizlik” yapmakla suçladı ve Avrupa Birliği'ni Bakü'ye yaptırım uygulamaya çağırdı.
Azerbaycan'ın geçen ay düzenlediği yıldırım harekatıyla geri aldığı Dağlık Karabağ'da yaşayan yaklaşık 120 bin etnik Ermeni'nin neredeyse tamamı, bölgeyi terk etti.
Avrupa Parlamentosu'ndan yapılan açıklamada, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'in ve diğer Azeri yetkililerin “Ermenistan'ın toprak bütünlüğünü tehdit eder nitelikteki yayılmacı ve milliyetçi söylemleriyle kışkırtıcı açıklamalarının ciddi kaygı yarattığı” belirtildi.
Parlamenterler, Bakü'yü, herhangi bir askeri maceraperest atılım olasılığına karşı uyardı ve Türkiye'ye, müttefikini dizginleme çağrısında bulundu. Parlamenterler ayrıca Türkiye'nin Azerbaycan'ın silahlandırılmasında oynadığı rolü ve Bakü'nün 2020 ve 2023'teki saldırılarına verdiği tam desteği kınadı.
Avrupa Parlamentosu, onayladığı karar tasarısında, “mevcut durumun etnik temizliğe vardığını ve Azeri askerlerin tehditlerini ve giriştiği şiddeti sert bir şekilde lanetlediğini” kaydetti.
İlgili Haberler Macron: “Türkiye’nin görüşmelere katılmasını engellemedim”
Parlamenterler, AB üyesi 27 ülkeyi, Dağlık Karabağ'daki insan hakları ihlalleri iddiaları karşısında, “Azerbaycan hükümetindeki kişilere karşı hedefli yaptırımlar uygulamaya” çağırdı.
Parlamenterler ayrıca AB'ye, “Azerbaycan'dan ithal edilen doğalgaza olan bağımlılığı azaltma” çağrısında ve Brüksel'in Azerbaycan'la olan ilişkisini gözden geçirme talebinde bulundu.
9'a karşı 491 oyla kabul edilen karar tasarısı, AB'nin harekete geçmesi açısından bağlayıcı özellik taşımıyor.
Ancak kabul edilen karar tasarısının Dağlık Karabağ'da etnik temizlik yapıldığı iddialarını reddeden ve etnik Ermeniler'e bölgede kalma ve Azerbaycan'a “yeniden entegre olma” çağrısı yapan Bakü'yü öfkelendireceğine kesin gözüyle bakılıyor.
Avrupalı diplomatlar, Azerbaycan'a yaptırımların şu anda masada olmadığını, ancak durumun daha da kötüleşmesi halinde harekete geçilmesi olasılığının artacağını kaydediyor.
Rusya'nın Ukrayna'yı işgal etmesinden sonra Rusya'dan doğalgaz satın almaya son veren AB, son dönemde Azerbaycan'dan daha fazla miktarda doğalgaz ithal etmeye başlamıştı.
Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, geçen yıl Bakü ile imzaladığı “stratejik ortaklıkla” 2027 yılına kadar Azerbaycan'dan satın alınan doğalgaz miktarını iki kattan fazla arttırmayı hedeflemişti.
Dağlık Karabağ Cumhuriyeti, Azerbaycan kuvvetlerinin geçen ay düzenlediği 24 saatlik saldırı sonrasında 1 Ocak 2024'te kendini lağvetme kararı almıştı.
Türkiye’den Avrupa Parlamentosu’na sert tepki
Avrupa Parlamontusunun kabul ettiği karara Ankara yazılı bir açıklamayla sert tepki gösterdi.
Dışişleri Bakanlığı açıklamasında, “Avrupa Parlamentosu’nun bugün kabul ettiği ‘Azerbaycan Saldırısı Sonrası ‘Nagorno-Karabağ’da Durum ve Azerbaycan’ın Ermenistan’a Devam Eden Tehditleri’ başlıklı bağlayıcı olmayan kararı bir sorumsuzluk, önyargı, yanlılık ve bilgisizlik timsalidir” denildi.
Açıklamada, “Yıllardır Türkiye aleyhine asılsız suçlama ve iddialarla dolu kararlar peşinde koşan bir kesim popülist ve ayrımcı AP üyesinin ülkemizi hedef alan söylemlerini esas alan bu kararı kınıyoruz” ifadesi kullanıldı.
Açıklamada şunlar kaydedildi: “Popülizm, ırkçılık, İslamofobi, çok kültürlülük ve bütünleşme karşıtlığının giderek güç kazanmaya başladığı Avrupa siyaseti mevcut kompozisyonuyla AP’de kendisini tüm ölçüsüzlüğüyle teşhir etmektedir. Görev süresi yakında dolacak mevcut AP'nin, AB’nin temel değerlerine bağlı, yapıcı, kapsayıcı ve aklı selim temsilcilerden oluşan yeni bir kompozisyona kavuşması AB’nin kendi geleceği için dileğimizdir.”
Bakanlık açıklamasında, “Türkiye’nin, Güney Kafkasya’da kalıcı barış, istikrar ve refahın tesisi için yoğun çaba sarf ettiği, Ermenistan ile normalleşme süreci yürüttüğü, bu ülkeyle Azerbaycan arasındaki barış sürecine somut katkı sağladığı, Ukrayna savaşı dahil tüm çatışma alanlarında ve insani krizlerde, uluslararası hukuk çerçevesinde barış, kardeşlik ve ortak menfaatlerin tesisi için tüm imkanlarını seferber ettiği ve bu istikamette Cumhurbaşkanı Erdoğan liderliğinde ağırlık ve çabalarına başvurulan temel bir aktör konumunda bulunduğu” vurgulandı.
Dışişleri Bakanlığı’nın yazılı açıklamasında, “Kimsenin dikkate almadığı, ancak marjinal kesimlerin ilgisini çekecek bu tür sorumsuz metinlerin AP kararı olarak önümüze konulabilmesini sistemik bir zafiyet olarak görüyor ve bunları ciddiye almıyoruz” denildi.