Avrupa Konseyi’nin Irkçılık ve Hoşgörüsüzlüğe Karşı Komisyonu (ECRI) bugün yayınladığı 2023 yılı raporunda, Avrupa’da antisemitizm ve Müslüman karşıtlığının yükselişte olduğunu ortaya koydu. Rapor, ırkçılık ve ayrımcılığa karşı kararlı bir şekilde harekete geçilmesi gerektiğini ve bunun Avrupa devletlerinin geçen yıl karşılaştığı ve 2024 yılında da ele almaya devam ettiği zorluklar olacağı belirtildi.
Savaş ve diğer acil durumlar nedeniyle yerlerinden edilen insanların durumu, Ortadoğu'daki mevcut çatışma sonucu Avrupa'da yükselen antisemitizm ve Müslüman karşıtlığı bu yükselen ırkçılığın temel unsurları olarak sunuldu.
Ukrayna’da devam eden savaşın, yerinden edilmiş milyonlarca Ukraynalı’yı gelecek korkusu içinde bıraktığını hatırlatan ECRI, Ukraynalılar’ın bu koşullarda Avrupa çapında koruma ve destek aramaya devam etmek zorunda kaldığını kaydediyor.
Rapora göre, Ukrayna’nın işgaline karşı tavır alan, zorunlu askerlik veya siyasi zulümden kaçan Rus vatandaşları da Avrupa Konseyi üye ülkelerinde koruma aramaya çalışıyor.
Raporda ayrıca, geçen yıl 100 binden fazla Karabağlı Ermeni’in Azerbaycan'ın bölgedeki askeri operasyonu sonucunda evlerini terk ederek Ermenistan'a gittiği belirtiliyor.
Göç eden Ukraynalılar’a çifte standart tespiti
ECRI, yerinden edilmiş Ukraynalılar’ın ihtiyaçlarını karşılamada takdire değer çabalara dikkat çekerken, özellikle Ukrayna vatandaşlığına sahip Romanlar’a karşı, etnik kökenlerine göre farklı muameleler ve tutarsızlık vakalarına dikkat çekti.
İlgili Haberler Fransa’da “Yahudi kız çocuğuna tecavüz” öfke yarattıRaporda “Kabul merkezlerinin kalitesi ve yerinden edilen Ukraynalılar’a sağlanan hizmetler arasında, mülteciler ve diğer ülkelerden ve kıtalardan gelen ve uluslararası korumadan yararlanan diğer insanlarla karşılaştırıldığında önemli farklılıklar gözlemlendi” denildi.
ECRI, vatanlarına geri dönmek isteyen yerinden edilmiş kişilerin güvenlik ve haysiyet içinde geri dönüş koşulları karşılanmadığı sürece, evsahibi devletlerin barınma, istihdam, eğitim, sağlık ve sosyal hizmetlere yeterli erişimi sağlamak için daha uzun vadeli politikalar geliştirmeleri gerektiğini hatırlattı.
Yerinden edilmiş Ukraynalılar’a genel olarak destek verilmesine ve dayanışma sağlanmasına rağmen birkaç Ukrayna karşıtı nefret olayı da raporda bildirildi. Bunlar arasında politikacılar ve üst düzey kamu görevlilerin kullandığı söylemler de yer aldı.
Antisemitizm ve fiziksel şiddet
Raporda yer alan ikinci kilit eğilim, Hamas'ın 7 Ekim 2023'te İsrail'e yönelik terör saldırısından ve İsrail'in Gazze'de açtığı savaştan bu yana, bir dizi Avrupa ülkesinde yükselen antisemitizm oldu.
Birkaç ülkede, 2023'ün son üç ayı için bildirilen antisemitik olayların sayısı, genellikle bir yıl boyunca bildirilen sayıyı aştı. Antisemitik eylemler, hem çevrimiçi hem de çevrimdışı nefret söyleminden Yahudiler’e karşı vandalizm ve fiziksel saldırılara kadar çok çeşitli olayları kapsadı.
Raporda, “Aşırılık yanlısı gruplar, Ortadoğu'da yenilenen şiddeti bir kez daha genel olarak Yahudiler’e karşı nefreti yaymak için kullandı” diyen ECRI, "İsrail'e yönelik eleştiriler kendi başına antisemitik olarak kabul edilemezken, Yahudiler’in öldürülmesi çağrıları antisemitizmdir” ifadesini kullandı.
İlgili Haberler Paris’in göbeğindeki neo-Nazi gösteri Fransa’da tartışma yarattıRapor, bu saldırılara karşı Avrupa'daki Yahudi topluluklarıyla kamusal anlamda dayanışmanın ortaya koyulduğunu belirtti ve “Bazı hükümetler de Yahudi kurumlarını antisemitik şiddete ve potansiyel terörist saldırılara karşı korumak için gerekli güvenlik önlemlerine desteklerini arttırdı” dedi.
“Müslümanlar’a yönelik nefret saldırıları arttı”
Aynı zamanda, 7 Ekim 2023'te İsrail'e yönelik Hamas terör saldırısının ardından Müslümanlar’a yönelik nefret olaylarının da keskin şekilde arttığını tespit eden rapor, “Müslümanlar, klişelere ve Müslümanlar’ın şiddet kullandıkları algısına dayanarak Ortadoğu'daki saldırı ve saldırganlıklardan sorumlu tutuldu. Siyasi kazanım için Avrupa toplumlarının İslamlaşacağı tehdidini kullanan çok sayıda kamusal söylem örneği görüldü” dedi.
“Terörle veya aşırıcılıkla mücadele yasalarının veya politikalarının uygulanması da Müslümanlar veya bu şekilde algılanan kişiler üzerinde olumsuz etki yaratmaya devam etti” tespitini ortaya koyan rapor, “Görünür dini semboller veya geleneksel kıyafetler giyen kişiler zaman zaman terörizm veya aşırılıkçılıkla ilişkilendi” dedi.
Özellikle bazı ülkelerde Müslüman kız öğrenciler için durumun daha zor olduğu vurgulandı.
Avrupa Konseyi bölgesinde, Müslümanlar’ın kaliteli sağlık hizmetlerine erişimlerinde ayrımcılığa uğradığı düşünülen vakalar olduğu da aktarıldı.