Avrupa Birliği (AB), yardıma muhtaç kişilere insani yardım gönderme sürecini kolaylaştırmak için Venezuela’ya uygulanan bazı yaptırımları hafifletme kararı aldığını açıkladı.
Yapılan açıklamada yaptırım politikalarının insani yardım hizmetine erişimin önüne geçmemesi gerektiği, yaptırımların ihtiyaç sahibi halka değil yetkililere uygulanması gerektiğinin altı çizildi.
2017 Kasım ayında aylık enflasyonun yüzde 50 barajını aşmasıyla hiper enflasyon sürecine giren ve sonrasındaki 50 ay boyunca ulusal parası Bolivar’ın değerini koruyabilmek için banknotlarda toplamda 11 sıfır silen Güney Amerika ülkesinde, son 8 yılda 7,7 milyonun üzerinde Venezuelalı ülkesini terk etmek zorunda kaldı.
Geride kalanlarsa yüksek enflasyon, istihdam, düşük alım gücü gibi sorunlar yaşıyor.
Resmi verilere göre yılın ilk 10 ayında yüzde 176 enflasyonun yaşandığı ülkede 4 kişilik bir ailenin temel gereksinimlerini karşılaması yaklaşık 500 dolara mal olmasına rağmen, halkın yüzde 85’inin geliri ayda 300 doların altında.
Birleşmiş Milletler İnsani Yardım Koordinasyon Dairesi (OCHA) verileri, ülkede her dört kişiden birinin yani 7 milyonun üzerinde Venezuelalı’nın insani yardıma ihtiyaç duyduğunu ortaya koyuyor.
Venezuela’da insani durumu ve yardımları takip eden ObservatorioSH adlı sivil toplum örgütünden Misle Gonzalez, ülkedeki saygın üniversitelerin yaptığı yaşam kalitesi araştırmasına göre, halkın yüzde 53,3’ünün aşırı yoksulluk koşullarında yaşadığına dikkat çekiyor.
VOA Türkçe’ye konuşan Misle, “Birleşmiş Milletler verilerine göre sadece 5,3 milyon kişi acil müdahale gerektiren açlık ve güvenlik sorunu yaşıyor. Ancak insani krizin kapsamı çok daha geniş. Özellikle sağlığa erişimde yaşanan ve acil çözülmesi gereken vakalar göz önünde bulundurulduğunda yaşanan insani krizin boyutlarının ne kadar büyük olduğu tahayyül edilebilir” diye konuştu.
Misle, hükümetin mevcut insani krizi çözmek için somut politikalar üretemediğini, yaşanan insani krizin sorumlusu olarak da uluslararası yaptırımları gördüğünü söylüyor.
Uzmanlar Venezuela’ya insani yardımların ulaşmasının yalnızca Venezuela’daki insani durumun iyileşmesine değil, aynı zamanda bölge ülkelerini olumsuz etkileyen göçü sınırlandırmak açısından da son derece önemli olduğunu belirtiyor.