Atalık Karakılçık Buğdayı Yeniden Anadolu Toprağıyla Buluştu

Your browser doesn’t support HTML5

Karakılçık, bilinen en sert buğday türlerinden biri. Adını başaklarındaki karakılçıklardan alıyor. Sadece un değil, bulgur, makarna, irmik, erişte yapımında da kullanılıyor. Besin değeri yüksek, lif ve mineral açısından zengin. Üstelik bu toprakların, Anadolu’nun çocuğu. Ancak beyaz buğdaya kıyasla daha az verimli olması, ithal ve genetiğiyle oynanmış tohumlar karşısında rekabet şansını büyük ölçüde azalttı. Karakılçık buğdayı neredeyse yok olmaya yüz tuttu.

Bu atalık buğdayın kaderi 2011 yılında Seferihisar Belediyesi’nin düzenlediği tohum takas şenliğiyle değişti. Gödence köyünde yaşayan Halil İbrahim Amca, yıllardır sakladığı karakılçık buğdaylarını belediyeye verdi. O buğdaylar yıllarca ekilerek çoğaltıldı. Bir avuç tohumdan çoğalan buğdaylar, Menemen Belediyesi’ne bağlı Tarımsal Araştırmalar Merkezi’nde düzenlenen Karakılçık Buğdayı Ekim Şenliği ile Menemen ovasında 500 dönümlük bir alanda yeniden toprakla buluştu.

İthal tohum yerine yerli tohum

Törende konuşan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer “Bugün itibariyle topraklarımızı işgal eden, sağlığımızı bozan, yaşamımızı kirleten ithal tohumların yerini yeniden Anadolu’nun yerli tohumu almaya başlıyor. Karakılçık buğdayı bir kere daha şehrimizi ve ülkemizi doyurmak için büyük ölçekte üretilmeye başlanıyor” diye konuştu. Soyer ekilen tohumlardan elde edilecek buğdayın önemli bir kısmının yine tohum olarak kullanılacağını ve daha geniş alanlarda karakılçık buğdayı üretileceğini belirtti. Soyer, “Projenin bir sonraki aşamasında İzmir Büyükşehir Belediyesi karakılçık üreticilerine alım garantisi verecek. Elde edilen unu, ekmeği halkımıza aracısız ulaştıracağız.

Belediyeden üreticiye alım garantisi

Belediyenin alım garantisi vermesi, hibrit tohuma kıyasla neredeyse yarı yarıya daha az verim sağlayan karakılçık buğdayının ekonomik olarak rekabet şansını artırması açısından büyük önem taşıyor. Üretici de bu garantiye sıcak bakıyor. Menemenli üreticilerden Ahmet Aksel “izim karakılçık buğday tohumumuz eski tohumlarımızdan. Bunun GDO'suz olması zaten bizler için yeterli düzeyde faydalı olan durum. Karakılçık buğdayının pazarlama sıkıntısı da yok, Büyükşehir Belediyesi alma garantisi veriyor" dedi. Eşi Nagehan Aksel de “Karakılçık çok lezzetli olur. Yerli buğdayımız olduğu için çok memnunuz. İleride makarnalar, bulgurlar hepsi olur. Bir süredir buğday ekmiyorduk ancak artık ekebiliriz” diye konuştu.

Çevreye ve insan sağlığına dost

İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin Tarım Danışmanı Şevket Meriç yerli tohuma verilen desteğin sadece ekonomik kriterlerle değerlendirilmemesi gerektiğini vurguladı. VOA Türkçe’nin sorularını cevaplayan Meriç, “İnsan sağlığı, coğrafyaya etkileri ve sürdürülebilir bir model olması açısından baktığınızda doğru adresin yerel tohumlar olduğunu göreceksiniz. İçinde bulunduğumuz dönemde insanlığın derdi güvenilir gıdaya ulaşmaktır. Yeşil devrim adı altında zamanında daha çok üretmek öne çıkarıldı. Ama bu daha çok üretim sağlığımızı kaybetmek, coğrafyayı kirletmek pahasına gerçekleşti” diye konuştu.

Karakılçık buğdayının Anadolu kökenli olduğunu vurgulayan Meriç, projenin ekonomik olarak da sürdürülebilir olduğunu vurguladı. Meriç, “Hem zarar etmeyen hem de coğrafyayı ve insan sağlığını koruyan bir üretim modeli hemen yanı başımızda” diye konuştu.