Türkiye genelinde tıp fakültelerindeki asistan hekimler, Sağlık Bakanlığı’nın “beyaz reform” olarak sunduğu yeni yönetmeliğin kapsamı dışında kaldıkları için gelir adaletsizliği yaşadıkları gerekçesiyle bugün eş zamanlı protesto eylemi düzenledi.
Sağlık Bakanlığı’nın 12 Ağustos’ta Resmi Gazete’de yayımlanarak hayata geçirdiği Ek Ödeme Yönetmeliği, meslek örgütleri ve hekimlerce tatmin edici bulunmadı.
Türk Tabipleri Birliği (TTB), 16 Ağustos’ta yönetmeliğe ilişkin “kar odaklı ve geçici” tepkisini gösterdi.
TTB’den yapılan açıklamada, “Temel ücrette artış yerine, yine gelirde belirsizliği sürdürecek bir teşvik/performansa dayalı ödeme söz konusudur. Emekliliğe yansıyan bir ödeme bugün de getirilmemiştir. Sonuçları itibarıyla olumsuzlukları artık aşikâr olan bu sağlık sisteminin aynı yöntemle ayakta tutulmaya çalışıldığı çok açıktır. Bu nedenle sağlık çalışanları da toplum sağlığı da aynı biçimde olumsuz etkilenecektir” denildi.
Eşit ücret hakkı sağlanmazsa iş bırakma eylemi yapılacak
Sağlık Bakanlığı’na bağlı devlet/şehir ile eğitim ve araştırma hastanelerindeki asistan doktorlarına 15 Ağustos itibariyle ek ödemeleriyle zamlı maaş yatırılması nedeniyle, Yükseköğretim Kurulu (YÖK) sistemine bağlı tıp fakültelerindeki asistan doktorlara haksızlık olduğu vurgulanıyor.
Sağlık Bakanlığı bünyesindeki hastanelerdeki meslektaşlarıyla aynı hizmeti sunmalarına rağmen 8 bin lira civarında düşük ücret aldıklarını belirten asistan hekimler, bugün “eşit işe, eşit ücret” çağrısında bulundu.
Farklı kentlerdeki tıp fakülteleri bahçesinde protesto eylemi düzenleyen asistan hekimler, yoksulluk sınırı altında gelir elde ettiklerini belirterek, Sağlık Bakanlığı ile YÖK’ün gerekli düzenlemeleri yapmaması durumunda 15 Eylül’de iş bırakacaklarını açıkladı.
Ortak basın açıklamasında, “15 Eylül 2022 tarihine kadar tatmin edici düzenlemeler YÖK/SBA/yabancı uyruklu asistan hekim gibi ayrımlara gidilmeden uygulamaya geçirilmezse bu tarihten sonra Türkiye’nin dört bir yanında iş bırakma eylemleri dahil hak arayışlarımızı daha gür sesle yapacağımızı bildiririz” ifadesi kullanıldı.
Prestijli tıp fakülteleri tercih edilmeyecek mi?
Eylemlerin adreslerinden biri, İstanbul Üniversitesi Çapa (İstanbul) Tıp Fakültesi oldu. Burada 2,5 yıldır Psikiyatri Bölümü asistanı olarak çalışan Dr. Doruk Uludağ, “İnsanlar daha iyi eğitimler alabilmek için buralara gelmeye çalışıyor. Ama bu tarz uygulamalar sonucunda İstanbul Tıp Fakültesi, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi gibi köklü tıp fakültelerini tercih etmek yerine insanlar eğitim araştırma hastanelerini tercih edeceklerdir diye düşünüyorum. Bu eğitim araştırma hastaneleri kötüdür manasına gelmiyor ama eğitimin değeri burada yok sayılmış oldu ve biz de bunun derhal düzeltilmesini istiyoruz” dedi.
Uludağ, “Sağlık sisteminde devamlı olarak iyileştirme yapılması üzerine ifadeler var. Ama hiçbir zaman tam anlamıyla gerçek anlamda bir iyileştirme yapılmıyor ve devamlı süreç açıkçası oyalamaya itiliyor. Biz istiyoruz ki vatandaş nitelikli bir sağlık eğitimine, yeterli muayene surelerini huzurla güvence altında çalışan doktorlar tarafından muayene edilmeye layık görülsün” diye konuştu.
Kardiyoloji Bölümü asistanlığında beş yıldır görev alan Dr. İlyas Kavak, “Altı yıllık bir temel eğitimle Tıp Fakültesi'ni bitirdikten sonra üzerine tıpta uzmanlık sınavı gibi çok zorlu bir sınava giriyoruz. Bu sınavdan sonra dört ya da beş sene arasındaki ortalama değişen sürelerde eğitim alıyoruz. Burada hem eğitim almak hem de hizmet vermek konumundayız. Bu sürelerde nöbetler tutarak, nöbet ertesi izin yapmadan 33- 36 saati bulan mesailer yapıyoruz. Yaklaşık bir yıldır ekonomik mücadeleler ve diğer bu sağlıkta şiddet ve ertesi izin, yoğun çalışma, nitelikli eğitim için mücadele ediyoruz. Sağlık Bakanlığı talepleri duymazdan gelemedi ve bir yönetmelik yayınladı. Ancak bizim talebimiz temel ücrette bir atıştı. Burada ücret artışı ise ek ücret ile ek ödemelerde yapılan atışlarla beraber gerçekleştirildi. Bizim savunduğumuz, temel ücretin olması ek ödemeleri kaldırıp temel ücret eklenmesi ve herkesin eşit şekilde yararlanmasıydı. Bu ek ödemeler çıkarıldı ama üniversite asistanları maalesef dışarıda bırakıldı. Kadro olarak YÖK’e bağlı asistan hekimler şu anda bu ek ödemeden faydalanmadığı için arada ciddi bir adaletsizlik oluştu” sözleriyle neden eylem yapıldığını anlattı.
Kavak, “Bu son düzenlemeye kadar zaten yoksulluk sınırının yarısı bir ücret alıyorduk. Bu ek ödemelerle beraber artık daha iyi bir şartlara kavuşacağımızı bekliyorduk ki ama biz halen eski yoksulluk sınırının yarısı kadar ücretle yaşıyoruz. İstanbul’da yarısını kiraya verdiğimiz maaşlarımız ile geçinmek çok zor. Bu mevcut ekonomik koşullarda. Yani bir an önce bütün asistan hekimlerin bu gelir artışından yararlanmasını istiyoruz” ifadelerini kullandı.
“YÖK çalışma başlattı ama vaatler belirsiz”
Asistan hekimler, Ankara’da ise Hacettepe Tıp Fakültesi’nde protesto eylemi gerçekleştirdi.
Burada söz alan Dr. Volkan Tümer, “Özlük haklarımız için verdiğimiz mücadelede yaklaşık 1 yıl önce bizlere sözler verilmiş, müjdeler duyurulmuştu. Bu sözler yerine getirilmedi, sürekli oyalandık ve beklememiz istendi. Sağlıkta şiddet, nöbet sayılarının azaltılması, nöbet ertesi izin hakkı, tek kalemde yatan ve emekliliğe yansıyan ödemeler gibi taleplerimiz konusunda hala somut ve gerçekçi adımlar atılmadı. Üniversitede çalışan hekimleri YÖK’e bağlı oldukları gerekçesiyle kapsamadı. İtirazlarımız sonucunda YÖK’ün buna yönelik bir çalışma başlattığı ilan edildi. Fakat hala net bir tarih ilan edilmedi. Aylardır bekleyen bizlere yine belirsiz vaatler ve bekleme süreci reva görüldü” tepkisini paylaştı.
“İnsanca yaşamaya yetecek gelir istiyoruz”
İzmir Ege Tıp Fakültesi’ndeki eylemde de Dr. Gökhan Eşim, asistan hekimler adına taleplerini aktardı.
Yabancı uyruklu asistan hekimler açısından ciddi bir ayrımcılık durumu yaşandığını kaydeden Eşim, “Bunlar asgari ücretin altında maaş alıyor, birçoğu sigortasız çalıştırılıyor” ifadesini kullandı.
Ayrımcılık olmaksızın tüm hekimlerin insanca yaşamasına yetecek düzenlemeyi beklediklerini belirten Eşim, “Güvencemize katkı sunacak gerçek ve emekliliğe yansıyan bir ücret artışı talebimizin takipçisi olacağımızı, bununla birlikte asgari ücretin altında ücretlerle çalışan yabancı uyruklu asistan hekim meslektaşlarımızın hakları da dahil diğer bütün özlük haklarımızı alma yolunda mücadele edeceğimizi bildiririz” dedi.