Amerika'da Corona virüsüne karşı kitlesel aşılama çalışmaları hız kazanırken uzmanlar, aşılara şüpheyle yaklaşanlarla mücadele çabalarının aynı oranda artması gerektiğinin altını çiziyor.
Kimilerine göre Amerika'da Nisan ayında halkın erişebileceği aşı sayısı, aşı olmak isteyenlerden daha fazla olabilir.
Sağlık ve sağlık hizmetleriyle ilgili konularda araştırma ve anketler yapan Kaiser Family Foundation adlı kuruluşun Ocak ayına ait anketine göre Amerikalılar'ın yarısından azı, bir an önce Corona aşısı olmak istediğini ya da aşı olduğunu kaydetti. Ankete katılanların üçte biriyse kendileri aşı olmadan önce başka kişilerde aşının işe yarayıp-yaramadığını "bekleyip görmek" istediğini söyledi.
Ankete katılanların geri kalan yüzde 20'lik kesimi ise kesinlikle aşı olmayacağını ya da sadece zorunlu olması durumunda aşı olacaklarını belirtti.
İlgili Haberler Amerikalılar Aşı Konusunda Ne Düşünüyor?Bazı tahminlere göre Corona virüsüne karşı toplumsal bağışıklık kazanmak için nüfusun yüzde 80 ila 85'inin aşılanması gerekiyor. Böylelikle yeterli sayıda kişi hastalıktan korunmuş ve virüs, enfeksiyona yol açacak ortam bulamamış olacak.
Texas State Üniversitesi'nden antropoloji profesörü Emily Brunson, "Şu anda kesinlikle aşı olmayacaklarını söyleyenlerin sayısı, toplumsal bağışıklık kazanmamızı engelleyecek ölçüde" diyor.
Ancak yapılan araştırmalar, Corona virüsü aşısına olan güvenin artmaya başladığını gösteriyor. Aralık ayında kesinlikle aşı olmayacağını ya da sadece zorunlu olması halinde aşı yaptıracaklarını söyleyenlerin oranı dörtte birdi.
Uzmanlar, aşı yaptıranlarda ciddi yan etkiler görülmediği ortaya çıktıkça daha fazla kişinin aşıya olan güveninin artacağı görüşünde.
Johns Hopkins Üniversitesi'nden çocuk doktoru Sarah Polk, "Aşı hakkında daha fazla bilgi edinmek isteyenlerin ve aşı olma konusunu düşündüklerini söyleyenlerin sayısının arttığını görüyorum. Bu aşamada panik içinde değilim" şeklinde konuştu.
Dr. Sarah Polk, Johns Hopkins Üniversitesi'nin bulunduğu Maryland eyaletinin Baltimore kentinde giderek artan Latin kökenli göçmen nüfusa yönelik sağlık çalışmaları yürüten Centro SOL girişiminin eş kurucusu ve eş başkanı.
Yapılan anketler, Latin kökenlilerin ve siyahların beyazlara kıyasla Corona virüsü aşısı olma konusunda daha az istekli olduğunu ortaya koyuyor. Uzmanlar, bu durumu, uzun yıllara dayanan ayrımcılığa ve sağlık hizmetlerine erişim eksikliğine bağlıyor.
Güvenilir elçiler
Sosyal bilimcilere göre aşıya şüpheyle yaklaşanların fikrini değiştirmenin en iyi yollarından biri, 'güvenilir elçiler' olarak adlandırılan kişiler aracılığıyla aşıların güvenli olduğu mesajını vermek. Bu kişiler ünlüler ya da siyasetçiler, ama çoğunlukla yerel toplum içinde saygı gören insanlar olabilir.
Ancak en doğru elçiyi belirlemek, her zaman kolay olmayabiliyor.
Örneğin Cure Violence adlı bir örgüt, faaliyet gösterdiği nüfusun çoğunluğu siyah ve Latin kökenlilerden oluşan ve aşı tedirginliğinin yaygın olduğu mahallelerde aşı karşıtlıyla mücadelede etkili çalışmalar yapabilir.
Bünyesinde görev yapan sosyal yardım çalışanlarının Amerika çapında 20'den fazla kentin düşük gelirli mahallelerinden geldiği örgütün ana hedefi, şiddeti önlemek.
Cure Violence örgütü, Corona virüsü pandemisi geçtiğimiz yıl Mart ayında hızla yayılmaya başladığında sosyal yardım çalışanlarına virüs ve yol açtığı hastalık hakkında eğitim vererek yoksul mahallelerde yaşayanları bu konuda bilinçlendirmek üzere harekete geçmişti.
Cure Violence'ın kurucusu ve başkanı Gary Slutkin, salgın hastalıkla mücadelenin örgütün ana amacı olmasa da salgın dönemlerinde bu görevi üstlenmek durumunda kaldıklarını söylüyor ve "Genellikle mevcut bir salgın altyapısına sahip olmuyorsunuz. Ya elinizdekileri kullanıyor ya da yeni bir oluşum inşa ediyorsunuz" diyor.
Afrika'da kolera, verem, HIV virüsü ve yol açtığı AIDS hastalığıyla mücadelede yer alan Gary Slutkin, hastalık kontrol metodlarını şiddeti önleme çalışmalarında da kullanmaya başlayan, deneyimli bir sosyal yardım çalışanı.
Cure Violence, yoksul mahallelerde halkı Corona pandemisiyle mücadele konusunda bilinçlendirmek, maske kullanımı ve sosyal mesafe kurallarına uymanın önemini anlatmak için videolar, sosyal medya paylaşımları ve posterler hazırladı. Kalabalıkların katıldığı kumar oyunlarından uzak durmak ve esrar paylaşımı yapmamak da örgütün yaptığı uyarılar arasında.
Uzmanlar, sosyal yardım çalışanlarının el uzattığı toplumları iyi tanımasının, onların kaygılarının farkında olmasının ekili olduğunu, halkın bu kişileri tanıdığını ve güvendiğini söylüyor.
Doğru bilgilere sahip olan bu çalışanlar, aşıların faydalı olduğu konusunda da güçlü birer elçi olabilir.
Sosyal yardım çalışanları arasında da Corona aşısına şüpheyle bakanlar var
Ancak Cure Violence bünyesinde görev yapan sosyal yardım çalışanları arasında da Corona aşılarına güvenmeyenlerin olması, örgütün işini zorlaştırıyor.
"Doğru insanlara, doğru erişime, doğru güvene sahibiz" diyen Slutkin, "Ancak çalışanlarımızın da kendilerini aşı konusunda rahat hissettirmemiz gereken bir aşamadan geçiyoruz" şeklinde konuşuyor.
Slutkin'in kendisinin de Corona aşısı olmuş olması, yanında çalışanların aşıya olan güvenini arttırıyor.
Kendisi ve bir çalışanıyla aşı olma konusunda aralarında geçen bir konuşmayı kaydettiklerini söyleyen Slutkin, "Toplumun kafasını kurcalayan soruları bu elemanımız da soruyor" diyor.
Cure Violence örgütünün kendi çalışanlarının aşı konusundaki tedirginliği, bu çalışanların faaliyet gösterdikleri mahallelerde yaşadıkları zorlukları ve tüm Amerika'nın içinde bulunduğu durumu yansıtıyor.
Texas State Üniversitesi'nden Brunson, aşı olma konusunda tereddüt yaşayanlara erişmenin "büyük çaba" gerektirdiğinin altını çiziyor. "Aşı teknolojisi çok karmaşık" diyen uzman, aşı olmaları için ikna edilmeye çalışılan kişilerin hayatlarınınsa çok daha karmaşık olduğunu vurguluyor.