Türkiye’de gelecek yıl için Ocak ayından itibaren 4.250 lira asgari ücret belirlenmesiyle tüm ücretlerde asgari ücret tutarındaki bölüm için gelir vergisi kaldırılması beklentisi ve emekli maaşlarında nasıl düzenleme yapılacağı tartışılıyor.
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, 16 Aralık’ta kamuoyuna bizzat açıkladığı 2022 yılı için 4.250 liralık asgari ücret ile ilgili mevcut Türk Lirası’nın değer kaybı nedeniyle alım gücündeki kayıp tartışması da sürüyor.
Erdoğan’ın, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın hükümeti, en fazla işçi üyesi olması nedeniyle Türk-İş’in emekçileri ve TİSK’in işverenleri temsil ettiği Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun dördüncü ve karar toplantısında açıkladığı vergi muafiyeti ise krize yol açtı. Erdoğan, “Asgari ücretten alınan gelir vergisi ile damga vergisini kaldırıyoruz. İşveren kesimini 450 liralık bir yükten kurtarmış oluyoruz” demişti. Bunun Komisyon’da işçi ve işveren taraflarınca uzlaşıldığı üzere tüm emekçi ücretlerinde, asgari ücret tutarındaki kısmında vergiyi kaldırma anlamına geldiği açıklandı. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin de, “Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nda varılan uzlaşma gereği” ifadesiyle “Tarihi bir mutabakat ile sosyal devlet olmanın gereği olarak yapısal bir dönüşüm sağlandı. Tüm işçilerin ücret gelirlerinin, asgari ücrete kadar olan kısmından gelir ve damga vergileri kaldırıldı. Böylece, çalışma hayatında uzun süredir üzerinde tartışılan ancak sonuçlandırılamayan bu konuda kalıcı olarak bir iyileşme sağlandı” açıklaması yapmıştı.
İşveren ve işçi kesimi, Türkiye’de istihdamı rahatlatacağı gerekçesiyle tüm ücretlerde asgari ücret tutarı için vergi kaldırılmasını memnuniyetle karşılarken; AKP’nin TBMM’ye sunduğu yasa teklifi ise hem beklentiyi boşa düşürdü hem de Bakan Bilgin’in açıklaması aksine oldu. AKP, asgari ücret uzlaşması kapsamında sunduğunu açıkladığı “Gelir Vergisi Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi” ile iş dünyasında tartışma yarattı.
DİSK: "Herkes asgari ücretli olacak, kayıt dışı çalışma artacak"
DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu ise, “Bu teklif ile vergi istisnasının sadece asgari ücret alanlara uygulanması öngörülüyor. Bu teklif yasalaşırsa asgari ücretli çalıştırma yoğunlaşacak, giderek herkes asgari ücretli olacak. Dahası bu durum kayıt dışı çalışmayı artırabilir” diyerek teklifin geri çekilmesi gerektiğini söyledi.
Çerkezoğlu, teklif yasalaşırsa işverenler tarafından SGK, vergi ve damga vergisi maliyetlerine katlanmamak için asgari ücretli çalıştırmaya odaklanılacağını açıkladı.
İş dünyasında kayıt dışı personel çalıştırmanın artacağına dikkat çeken Çerkezoğlu, “Bu teklifin bir diğer tehlikeli yönü asgari ücrete yakın ücret alanların veya ilgili ayda asgari ücret dışında fazla mesai ve sosyal ödenek alanların da ciddi bir kayba uğrayacak olmasıdır. Bu durum fazla mesai ve sosyal ödeneklerin önemli bir bölümünün kesintiye gitmesi demektir. Yapılması gereken asgari ücretten ve tüm ücret ve maaşların asgari ücret kadar kısmından vergi alınmamasıdır” dedi.
Komisyon’da işçileri temsil etmekle yükümlü Türk-İş’in Genel Sekreteri ve Türk Metal Başkanı Pevrul Kavlak ise, teklif ile şaşkınlık yaşadıklarını ancak önergeyle TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda düzeltilmesi için görüşmeler yaptıklarını ifade etti.
TİSK: "Teklifi düzeltmek için çaba sarf ediyoruz"
Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) Başkanı Özgür Burak Akkol, asgari ücretin açıklandığı 4. toplantı sonrası Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın yazılı açıklamasında da vergi muafiyetinin tüm işçileri kapsayacağının zaten çok açık ifade edildiğine dikkat çekti. Akkol, “Tüm kamuoyuna da bu şekilde duyurulmuştu. Bizim için de sürpriz oldu. Teklifi düzeltmek için çaba sarf ediyoruz” dedi.
Bu arada TBMM Başkanlığı’na sunulmuş mevcut haliyle AKP’nin vergi düzenlemesiyle ilgili söz konusu teklifi 8 farklı kanunda değişiklik yapılacak. Bu 13 maddelik teklife göre; asgari ücretten gelir vergisi ve damga vergisi alınmayacak. Bunun yanı sıra brüt ücreti asgari ücretin üzerinde olan ücretlilerin, ücretleri üzerinden yapılan vergi kesintisi nedeniyle ücretlerinin asgari ücretin net tutarının altında kalmaması için ilave asgari geçim indirimi getirilecek.
Şimdi gözler emekli maaşlarında
Erdoğan’ın asgari ücreti 4 bin 250 lira ilan etmesiyle gelecek yıl için emekli maaşlarında nasıl düzenleme yapılacağı ise merak konusu oldu.
Asgari ücret altında emekli maaşı olmaması gerektiği görüşü, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in açıklamalarında ön plana çıktı.
Mevcut durumda, ortalama SSK emekli aylığı 2 bin 600 lira, ortalama BAĞ-KUR tarım emekli aylığı 2 bin 45 lira, ortalama BAĞ-KUR esnaf emekli aylığı 2 bin 700 lira ve ortalama Emekli Sandığı aylığı 3 bin 600 lira. Emekli Sandığı haricindeki emekli grubundakiler açısından ortalama ücretler hali hazırda mevcut 2 bin 825 lira altında kalıyor.
Şimdi yine Erdoğan’ın karar vericiliğinde, emekli maaşlarına yapılacak olası artışlar ile gelecek yılki 4 bin 250 liralık asgari ücretin altında kalıp kalmayacağı Türkiye gündemindeki yerini koruyor.
Emekliler: Yüzde yüz artış dahi yetersiz kalıyor, alım gücümüz azalıyor
Tüm Emekliler Dayanışma Ağı temsilcisi Tarık Bozkurt, VOA Türkçe’ye yaptığı açıklamada, Türkiye’de 4 milyon civarında emekli için bin 500 liralık aylık emekli ücreti ödendiğini belirtti. Bozkurt, asgari ücrette olduğu gibi, yüzde 50 değil yüzde 100’lük artış yapıldığında dahi emekli maaşlarının gelecek yıl için belirlenmiş 4 bin 250 liralık asgari ücretin altında kalacağını söyledi. Bozkurt “Bunlar için yüzdelik bir artıştan söz etmek saçmalık olacaktır. Yüzde yüz arttırılsa bile insanca yaşayabilecek bir tutar ortaya çıkmıyor. Açlık, yoksulluk ücretleri gibi kavramları uydurma zaten. Açlık ve yoksulluk kavramları kabul edilebilir değil. Pek çok emekli artık insanca yaşayabilecek koşullara sahip değil. Ancak tüm emekliler için ücretlerde kapsamlı iyileştirme yapıldıktan sonra yüzdelik artışlardan söz edilmesi anlamlı olur” dedi.
VOA Türkçe’nin mikrofon uzattığı emekliler de ancak en düşük emekli maaşlarında kademeli şekilde en az asgari ücret tutarı olan 4 bin 250 lira dikkate alınarak iyileştirme yapıldıktan sonra yüzdelik artış yapılabileceğini dile getirdi. Emekliler, şu anda geçinemediklerini ve yüzdelik artış yapılırsa daha da yoksullaşacakları görüşlerini paylaştı.
Your browser doesn’t support HTML5
“Bizim enflasyonumuz temel ihtiyaçlar, TÜİK’in enflasyonu değil”
Tüm Emekliler Dayanışma Ağı temsilcisi Bozkurt, dolar kuru 17 lira üzerine çıkmışken yüzdelik artışlarla emekliler açısından geçim sıkıntısına çözüm bulunamayacağını işaret ederek “En temel gereksinimler nelerdir? Beslenmek ki sağlıklı beslenmekten değil hayatta kalabilecek şekilde beslenmek, barınmak ki barınmak dediğinizde elektrik, doğalgaz ve su giderleri söz konusu. Bunun yanı sıra emekliler için sağlık harcamalarını karşılayabilmek meselesi var. Bizim enflasyonumuz bunlarla belirleniyor. Dolayısıyla bizim enflasyonumuz, günlük hayatımızda kullanmadığımız ürünlerle hesaplayan TÜİK’in enflasyonu değil. Biz, milli gelirden, dar bir azınlık önemli bir pay alırken, 2022 yılında karanlıkta aç ve susuz yaşamaya razı değiliz. Bunu kabul etmiyoruz” tepkisini aktardı.
Ayrıca Corona virüsü salgını koşullarında sosyal medya aracılığıyla Türkiye’nin farklı yerleşim yerlerindeki emekliler olarak dayanışma ağı oluşturduklarını belirten Bozkurt, yakın gelecekte yüz yüze ilişkilerle ağı güçlendirmeyi hedeflediklerini ve mahalle grupları olarak örgütlenme modeline dayalı bir ağ oluşturduklarını açıkladı. Geçmişten bugüne iktidarlarca emeklilere “sosyal atık” gibi yaklaşıldığını söyleyen Bozkurt, “Bunun böyle olmadığını tam tersine emeklilikte sosyal artı üretilebileceğini, siyasal katılım kanallarına girebileceklerini ve demokrasiyi zenginleştirebileceklerini ortaya koyuyoruz” diyerek emekliler olarak Türkiye’nin geleceğine katkı vermek için örgütlendiklerini de sözlerine ekledi.