USA Today son Amerikan muharip birliklerinin Irak’tan ayrılmasıyla ortaya çıkan durumu değerlendiriyor. Gazete, Irak’ta sağlanan ilerlemeye rağmen durumun hala belirsiz olduğunu vurguluyor;
“İşgal sonrasındaki fiyaskoların Irak’ı kargaşaya sürüklemesinin ardından Amerika’nın en büyük önceliği haline gelen istikrarı sağlama hedefine ulaşıldı. Ancak Iraklıların bu istikrarı sürdürüp sürdüremeyeceği belirsizliğini koruyor. Tam da Amerikan askerlerinin azalmaya başladığı bir dönemde Irak’ın yeni tehditlerle karşı karşıya kalması, esnek politikaların sürdürülmesini gerektiriyor. Geri çekilmenin hızının, belirli tarihlere göre değil, hedeflere göre düzenlenmesini gerektiriyor. Bütün birliklerin 2011 sonunda çekilmesine karar verilmişti. Ancak Savunma Bakanı Gates, Iraklıların istemesi durumunda Amerika’nın daha uzun bir süre kalabileceği mesajını verdi. Son üç yılda büyük bedeller ödenerek sağlanan başarılar, takvimdeki belirli bir günün yaklaşmasına feda edilmemelidir.”
Los Angeles Times Irak’taki muharip birliklerin çekilmesinin ardından “görev başarıldı mı? Sorusunu yöneltiyor. Gazete, gerekçeleri yanlış olan savaşın, hiçbir hedefine de ulaşamadığını savunuyor;
“Irak, bugünkü durumundan kurtulabilir. Farklı mezheplere mensup Iraklılar, kökü yüzyıllar öncesine dayanan güvensizlik ve şiddet sarmalından uzaklaşarak ülkenin birliğini sağlayacak bir yol bulabilir. Ancak bütün bunlar başarılsa bile bu, Amerikan işgali sayesinde değil işgale rağmen ve tamamen Irak halkı tarafından başarılmış olacaktır. Irak Savaşı’nın başarısı olarak kabul edilebilecek tek şey, Saddam Hüseyin’in devrilmesidir. Bunun dışında Irak Savaşı, her açıdan Amerika’nın ulusal çıkarlarıyla çelişen ve büyük kayıplara rağmen çok az bir kazancın sağlandığı bir talihsizliktir.”
New York Times mali reformun Kongre’de kabul edilmesinin ardından Merkez Bankası’nın tüketicileri koruyacak yeni düzenlemeler yapması gerektiğini vurguluyor. Ancak gazete, bu konuda FED’e fazla güvenmiyor;
“FED’in uzun yıllar boyunca finans sektörüne öncelik verdiği ve tüketiciyi arka plana ittiği göz önüne alınırsa, yeni düzenlemeler yapılırken Kongre’nin de bu süreci yakından izlemesi gerekiyor. Kongre’deki liderler, FED’in krizden gereken dersleri çıkarttığına ve tüketicileri korumak için gereken adımları atacağına inanıyor. FED’in tarihi boyunca bankalar, konut kredisi ve kredi kartı veren kuruluşlar karşısında nasıl el pençe divan durduğu düşünülürse, Kongre’nin inanmakla yetinmemesi gerekiyor. Belirlenecek yeni kuralların, tüketicilere ve Amerikan ekonomisine gereken güçlü ve kalıcı korumayı sağlayacağından emin olması gerekiyor.”
Washington Post yargıçların seçim kampanyalarının siyasi seçim kampanyalarına benzemeye başladığını yazıyor. Gazete, bu durumun yargıya zarar verdiğini vurguluyor;
“Kongre üyelerinin aksine, yargıçların hukukun üstünlüğü kuralına bağlılık dışında hiçbir bağlılığının ve ajandasının olmaması gerekiyor. Bazı eyaletler, yargıçların yakışıksız baskılara uğramaması amacıyla yargıdaki seçim kampanyalarının kamu tarafından finanse edilmesini kararlaştırdı. Bazı eyaletler ise, seçim kampanyalarına büyük bağışlarda bulunanları ilgilendiren davalarda reddi hâkim taleplerini kolaylaştıran düzenlemelere gitti. Bunlar olumlu gelişmeler, ancak yargıdaki mevcut seçim sisteminin mümkün olduğuna şeffaflaştırılmasını sağlayacak bir düzenleme yapılması çok daha doğru olacaktır. Yargıç adaylarının para istemesi ve ne tür kararlar verecekleri yönünde vaatlerde bulunması, her türlü şüpheden uzak olması gereken bir kuruma zarar veriyor.”