2010 ABD-İsrail İlişkilerinde En Kötü Yıl Oldu

  • Luis Ramirez

İsrail Başbakanı Netanyahu Washington ziyaretinde biraraya geldiği Amerika Dışişleri Bakanı Hillary Clinton'la

İki müttefik ülke, Amerika ve İsrail arasındaki ilişkiler, 2010 yılında oldukça gergin geçti. Başkan Barack Obama, İsrail-Filistin sorununu dış politikasının önceliği haline getirdi. Ancak çok sayıda İsrailli, Obama yönetiminin barış süreci yüzünden ülkelerine yaptığı baskıdan rahatsızlık duyuyor.

İsrail genelde halkıyla ve devletiyle Amerika’ya destek veren bir ülke. Öyle ki İsrailliler ülkelerinin, “Amerika’nın 51’inci eyaleti olduğu” yönünde kendi aralarında şakalaşabiliyor.

Ekim ayında Tel Aviv’deki Amerikan büyükelçiliği önünde düzenlenen gösteri, sık rastlanır bir olay değil. Göstericiler Obama yönetiminin Yahudi yerleşim inşaatlarını durdurması yönünde İsrail’e yaptığı baskıyı haksız buluyor. Washington, İsrail işgali altındaki Batı Şeria ve Doğu Kudüs’te yerleşim inşaatlarının hala devam etmesinin Filistinlilerle yürütülen barış görüşmelerine engel oluşturduğunu savunuyor. Filistinliler, Doğu Kudüs’ü yeni devletlerinin başkenti yapmak istiyor.

Mart ayında İsrail ve Amerika arasındaki ilişkiler dibe vurdu. Başkan Yardımcısı Joseph Biden’ın ziyareti sırasında İsrail, Doğu Kudüs’te yeni yerleşim inşaatlarını onayladı. Bu durum Amerikan yönetimi açısından oldukça yüz kızartıcıydı.

Biden İsrail’in bu kararını Tel Aviv Üniversitesi’nde yaptığı konuşmada kınadı, ama Amerika’yla İsrail arasındaki güçlü bağları vurgulamayı da ihmal etmedi. Joe Biden, 37 yıllık senatörlüğü boyunca İsrail’in güçlü destekçisi olduğunu söyledi. Bununla birlikte Biden “Bazı durumlarda dost acı söyler,” diye konuştu.

Biden’ın ziyaretinden birkaç hafta sonra İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu Washington’u ziyaret etti. Ama Beyaz Saray’daki karşılama, İsrail gazetelerinin de ifadesiyle “oldukça soğuktu”. Obama’yla Netanyahu, Beyaz Saray’daki olağan fotoğraflarını da çektirmedi.

İsrail komandolarının Gazze’ye yardım götüren Mavi Marmara gemisine baskın düzenleyerek gemideki dokuz Türk’ü öldürmesi İsrail ve Amerika arasında yeni gerginliğe yol açtı. Ama Obama İsrail’i açıkça kınamaktan kaçındı.

Obama ve Netanyahu Temmuz ayında Beyaz Saray’da yeniden bir araya geldiklerinde gerginlik geride kalmıştı. Amerika kısa bir süre sonra İsrail ve Filistinliler arasında doğrudan görüşmelerin yeniden başlayacağını açıkladı. 2 Eylül’de başlayan görüşmelerin ömrü, İsrail’in yerleşim inşaatlarına uyguladığı geçici yasağın 26 Eylül’de kalkması üzerine kısa sürdü. Washington inşaatları yeniden durdurması için İsrail’e diplomatik güvenceler ve son teknoloji ürünü F-35 savaş uçakları vermeyi önerdi.

Obama, İsrail’in Doğu Kudüs’te yüzlerce yeni ev inşa etme kararından duyduğu hayal kırıklığını Endonezya’ya yaptığı ziyarette dile getirdi. Başkan, bu tarz kararların barış görüşmelerine yardımcı olmayacağını söyledi.

Washington’daki İsrail büyükelçiliğinde, Kongre’yle ilişkilerden sorumlu eski diplomat Yoram Ettinger, gerek sağcı Netanyahu hükümeti, gerekse Obama yönetiminin birbirlerini anlayamadığını söylüyor. Ettinger’a göre Obama yönetiminin önceliği İsrail-Filistin çatışması, İsrail’inkiyse İran’ın nükleer tehdidi. Eski İsrailli diplomat, “Ortadoğu’da Amerikan çıkarlarını tehdit eden birçok unsur var ve bunların hiçbirinin Filistinlilerle ilgisi yok,” diyor. Ettinger’a göre Filistin sorunu, Ortadoğu’daki diğer tehditlere göre üzerinde durulmayacak kadar önemsiz.

Bu gelişmelere rağmen İsrailli ve Amerikalı liderler aralarındaki ilişkilerin sarsılmaz olduğunu vurguluyor. İsrailliler, Amerika’nın başta askeri alanda olmak üzere kendilerine her yıl milyarlarca dolar yardım yaptığının ve ilişkilerin kolay kolay bozulamayacağının farkında. Bununla birlikte İsrail’de Başkan Obama’ya destek giderek azalıyor. İsrailliler, son seçimlerde Kongre’de önemli kazanımlar sağlayan Cumhuriyetçi Parti’yle ilişkilerin daha iyi olacağını umuyor.