Filistin Kurtuluş Örgütü’nün önde gelen üyelerinden Hanan Aşravi, Arap Baharı adıyla son birkaç aydır yaşanan olayların Ortadoğu’daki bazı gelişmelere önayak olduğunu söylüyor. Bu gelişmelerden biri de Filistinli rakip gruplar, el Fetih ve Hamas arasında varılan uzlaşma. Ancak İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu geçtiğimiz günlerde Amerikan Kongresi’nde yaptığı açıklamada, Hamas’ın aktif rol alması durumunda İsrail’in Filistinlilerle masaya oturmayacağını söylemişti.
Bir yanda Yemen’deki siyasi gösteriler ve şiddet olayları.
Diğer yanda NATO’nun Libya’da düzenlediği hava harekatı.
Bir yanda da Ortadoğu’da demokratik değişim için milyonlarca dolar harcamaya hazır olan d ünyanın önde gelen sanayileşmiş ülkeleri.
Bunların hepsi Arap Baharı’nın gerçekleri.
Ancak İsrail ve Filistinliler arasında bahar rüzgarları esmiyor.
İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu, “İsrail, El Kaide’nin Filistin versiyonu tarafından desteklenen Filistin hükümetiyle görüşme yapmayacak” dedi.
Netanyahu Hamas’ın Filistin yönetimine katılması durumunda barış görüşmesi yapmamaya kararlı görünüyor.
Filistin Kurtuluş Örgütü’nün önde gelen liderlerinden Hanan Aşravi ise, Filistin hükümetinde bütün grupların temsil edilmesi gerektiğini savunuyor.Aşravi şöyle konuşuyor:
“Hamas demokratik çoğulcu sistemin parçası olacak. Yani hükümetin yerini alacak bir alternatif olmayacak.”
Ancak İsrail Hamas’ın hiçbir şekilde süreçte rol almasını istemiyor. Jonathan Peled İsrail Büyükelçiliği Sözcüsü. Peled şunları söylüyor:
Peled, “İsrail’in, kendi varlığına kasteden bir örgütle oturup görüşmesi beklenemez,” diyor.
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, Eylül ayında Filistin devletini tanıma yönünde verilen öneriyi görüşecek. Hanan Aşravi uluslararası toplumda tanınmanın ve Birleşmiş Milletler üyesi olmanın yararlarına inanıyor.
Aşravi, “Birleşmiş Milletler sistemi içinde hukuki güvenilirlik mekanizmalarına erişimimiz olacak. Sınırlarımız uluslararası alanda tanınacak,” diye konuşuyor.
İsrail Büyükelçiliği Sözcüsü, Amerika ve diğer ülkelerin buna izin vermeyeceği görüşünde.
Sözcü Pered, “Netanyahu’nun Washington ziyaretinde verdiği en sert mesaj, Filistinliler’in tanınma için Birleşmiş Milletler’e başvurmasının doğru yol olmayacağını söylemesiydi,” diyor.
Hanan Aşravi ise bunun bir hata olduğunu savunuyor.
Aşravi’ye göre, Filistinliler’in Birleşmiş Milletler’e başvurusunun önü kesilirse, İsrail’den güvence almaları, Filistinlileri korumaya çalışmaları, barışçı, şiddet içermeyen yollara başvurmaları önlenirse, elde şiddetten başka seçenek kalmayacak.
Hanan Aşravi’nin dediği gibi olursa Arap Baharı’nın İsrail-Filistin barış sürecine fazla etkisi olacağa benzemiyor.