Başkan Joe Biden'ın yeniden seçilmek için adaylığını geri çekmesi ve Demokratlar’ın başkan adaylığı için Başkan Yardımcısı Kamala Harris'i desteklemesinden birkaç gün sonra, her iki büyük siyasi partinin üst düzey yetkilileri Dearborn merkezli Arab American News'in yayıncısı Osama Siblani’ye aynı soruyu soruyor. “Harris, Michigan eyaletinde Detroit şehri ve çevresinde, ülkenin en büyük Müslüman nüfusunun desteğini yeniden kazanabilecek mi?”
Siblani ise sadece açıklamalara kulak verdiklerini söylüyor.
Biden'ın yarıştan çekilmesinin ardından Demokrat Parti adaylığını ele geçirmek için harekete geçen Harris, Kasım ayında kaybetmeyi göze alamayacaklarına inandıkları Michigan'daki Arap asıllı Amerikalı seçmenleri, destekleyebilecekleri bir lider olduğuna ikna etmek için hızla harekete geçiyor.
Cemaat liderleri kendisini dinlemeye istekli olduklarını ifade etti ve bazıları Harris'in ekibiyle ilk görüşmeleri yaptı. Birçoğu, aylarca süren temasların pek sonuç vermediğini düşündükten sonra Biden'a karşı daha da öfkelenmişti.
Dearborn Belediye Başkanı Abdullah Hammoud, Biden’ın çekilmesiyle kapının aralandığını söylüyor. Hammoud, “Demokrat adayın, dört yıl önce Biden'ın başkanlığını başlatan koalisyonu biraraya getirmesi için bir fırsat var. Ancak bu sorumluluk şimdi başkan yardımcısına düşecek” dedi.
Hammoud ve Siblani gibi Arap asıllı Amerikalı liderler, Harris'in ateşkes için daha fazla baskı yapacağına dair sinyalleri yakından izliyor. Başkan yardımcısının, başkan adaylığı onları heyecanlandırıyor; ancak Harris’in İsrail'in açık bir destekçisi değil barışın savunucusu olacağından emin olmak istiyorlar.
Ancak Harris'in, yönetimindeki yetkililerin çoğunlukla perde arkasında ateşkes için gayretle çalıştığı Gazze'deki savaş konusunda, Biden'ın tutumuyla kamuoyu önünde ters düşmemek için hassas bir yol izlemesi gerekecek.
Harris'in kendi partisi içindeki bölünme, geçen hafta İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu'nun ABD Kongresi'ne hitap etmek üzere yaptığı ziyaret sırasında Washington'da açıkça görüldü. Bazı Demokratlar ziyareti desteklerken, diğerleri protesto etti ve katılmayı reddetti. Kongre binasının dışında Filistin yanlısı protestocular biber gazı ve gözaltılarla karşılaştı.
Kongre'de Dearborn bölgesini de kapsayan tek Filistin asıllı Amerikalı olan Michigan Temsilcisi Rashida Tlaib, Netanyahu'nun konuşması sırasında “savaş suçlusu” yazılı bir döviz tuttu.
Harris, Kongre ortak oturumuna, programındaki başka bir etkinlik nedeniyle katılmadı.
Bazı Arap asıllı Amerikalı liderler, Harris'in Netanyahu’nun konuşması yerine Indianapolis'teki bir kampanya etkinliğe katılmasını kendilerine karşı iyi niyet göstergesi olarak yorumladı. Ancak, Perşembe günü Netanyahu ile yaptığı görüşme dahil, başkan yardımcısı olarak devam eden sorumluluklarının da farkındalar.
Harris'in Müslüman toplumu içindeki ilk sınavı, kendisine bir başkan yardımcısı adayı seçtiğinde yaşanacak. Harris’in listesindeki isimlerden biri olan Pennsylvania Valisi Josh Shapiro, Filistin yanlısı protestoculara yönelik eleştirilerini açıkça dile getirmiş bir Yahudi.
Michigan'daki bazı Arap asıllı Amerikalı liderler, Shapiro'nun aday gösterilmesinin Harris yönetiminden bekledikleri desteğin düzeyi konusundaki tedirginliklerini arttıracağını söylüyor.
Arap Amerikan Cemaatleri Ulusal Ağı Direktörü Rima Meroueh, “Josh Shapiro üniverisite protestolarındaki öğrencileri ilk eleştirenlerden biriydi. Dolayısıyla onu seçmesi Harris'i çok da farklı kılmaz. Bu sadece Biden ile aynı politikaları sürdüreceği anlamına gelir” dedi.
Arap asıllı Amerikalılar, oylarının Michigan gibi çok önemli eyaletlerde yetkililerin kendilerini dinlemesini sağlayacak kadar önemli olduğunu düşünüyorlar. Michigan, ülkedeki en büyük Arap asıllı Amerikalı yoğunluğuna sahip ve eyaletin çoğunluğu Müslüman olan şehirleri 2020'de ezici bir çoğunlukla Biden'ı destekledi. Örneğin; Biden, Dearborn'u eski Başkan Donald Trump'a karşı yaklaşık 1’e 3 farkla kazandı.
Şubat ayında, Michigan'daki 100 binden fazla Demokrat seçmen, İsrail'in Hamas'ın 7 Ekim saldırılarına verdiği yanıta, ABD yönetiminin verdiği açık desteği protesto etmek için Biden’e oy vermeyerek “bağımsız” oy kullanmış ve iki delege kazanmıştı. Ulusal çapta da bu yılın başlarında yapılan ön seçimlerde “bağımsızlar” toplam 36 delegeyi garantilemişti.
Bu çabaya öncülük eden gruplar, en azından İsrail'e yapılan tüm silah sevkiyatlarına ambargo konulması ve kalıcı bir ateşkes sağlanması çağrısında bulunuyor.
Bağımsız Michigan delegesi ve hareketin ulusal lideri Abbas Alawieh, “Harris silah ambargosu çağrısında bulunsaydı, seçime kadar her gün gece gündüz çalışıp onu seçtirirdim” dedi.
“Şu anda koalisyonu birleştirmek için gerçek bir fırsat var. Bunu başarmak ona bağlı” diyen Alawieh, ihtiyatlı bir iyimserlik içinde olduklarını da kaydetti.
Demokrat Parti’nin Michigan temsilciliği, Harris'e ortak destek sunmalarını sağlamak için 100'den fazla delegeyi 24 Temmuz’da biraraya getirdiğinde, bölünmeler tam anlamıyla gözler önüne serildi.
Alawieh, çevrimiçi toplantı sırasında, Harris'e destek vermeyen üç eyalet delegesinden biri olarak konuşurken, başka bir delegenin araya girerek küfürlü bir şekilde “kapa çeneni” dediğini anlattı.
Bu toplantı, Ağustos ayında Demokrat liderlerin, Kongre üyelerinin ve delegelerin partinin ulusal kurultayı için Chicago'da biraraya gelmesiyle yeniden su yüzüne çıkması beklenen gerginliklerin habercisi olabilir.
Demokrat Parti Ulusal Kurultayı’nda kitlesel protestolar planlanıyor ve “bağımsız” oy kullananların hareketi, kurultayın yapılacağı United Center'da seslerinin duyulmasını sağlamayı amaçlıyor.
Trump kampanyası da harekete geçti
Bu arada Trump ve kampanyası da Demokrat tabandaki çalkantıların farkında ve Arap asıllı Amerikalı seçmenlerin desteğini almaya çalışıyor. Ancak bu çaba, Trump'ın bir dönemlik başkanlığı sırasında göçmen karşıtı söylemleri ve politika geçmişi nedeniyle karmaşık hale geldi.
Dearborn'da geçen hafta, ülke genelinden 10’dan fazla Arap asıllı Amerikalı lider ile Trump'ın bazı temsilcileri arasında bir toplantı düzenlendi. Trump’ın ekibinde, oğlu iki yıl önce eski başkanın küçük kızı Tiffany Trump ile evlenen Lübnan doğumlu işadamı Massad Boulos da vardı. Boulos, Trump'a destek toplamak için bağlantılarından yararlanıyor.
Boulos ve “Trump için Arap Amerikalılar”ın başkanı Bishara Bahbah'ın Dearborn'da yaptığı konuşmanın bir parçası da Trump'ın iki devletli çözüme açık olduğunu göstermesiydi. Trump sosyal medyada Filistin lideri Mahmud Abbas'ın bir mektubunu paylaşmış ve Ortadoğu'da barış için çalışma sözü vermişti.
“Toplantıda dikkat çeken üç ana nokta, Trump'ın Gazze'de derhal ateşkes istediğini, iki devletli çözümü desteklediğini ve Müslüman yasağı diye bir şey olmadığını daha net bir şekilde ifade etmesi gerektiğiydi” diyen Bahbah, Arap asıllı Amerikalılar’ın bu mesajları net bir şekilde duymak istediğini kaydetti.
20 Temmuz'da Michigan'da düzenlenen bir miting öncesinde Trump Bahbah ile de biraraya geldi ve Bahbah Trump'a iki devletli çözüm konusunda baskı yaptı. Bahbah'a göre Trump “Yüzde 100” diyerek olumlu yanıt verdi.
Ancak Trump’ın olası siyasi fırsatları, birçok Arap asıllı Amerikalı’nın eski başkanın çoğunluğu Müslüman olan bazı ülkelerden göçü yasaklamasını ve hakaret içerdiğini düşündükleri sözlerini eleştirmesiyle engellenebilir.
Dearborn'un Demokrat Partili Belediye Başkanı Hammoud, “Şu anda ‘Donald Trump'a yöneliyorum’ diyen herhangi bir kişi görmedim. Yaptığım konuşmaların hiçbirinde bunu duymadım. Hepsi Donald Trump'ın neyi temsil ettiğini biliyor” dedi.
Trump'ın temsilcileriyle Çarşamba günkü toplantıyı organize eden Siblani, aylardır kendi toplumu ile tüm siyasi partilerden yetkililer ve yabancı devlet adamları arasında aracı olmaya çalışıyor. Siblani, yetkililerin neredeyse hepsinin özel konuşmalarında, kalıcı bir ateşkes ihtiyacını dile getirdiğini söylüyor.
Siblani, “Herkes bizim oylarımızı istiyor ama kimse kamuoyu önünde bizimle aynı safta görünmek istemiyor” diyor.