'Avrupa'da Geleneksel Halk Partileri Dönemi Kapandı'

23-26 Mayıs günlerinde yapılan Avrupa Parlamentosu (AP) seçimlerinde alınan sonuçların yankıları sürüyor. Almanya'dan kullanılan oylarda, Hıristiyan Birlik Partileri (CDU/CSU) ve sosyal demokrat SPD ciddi oranda oy kaybı yaşarken,Yeşiller partisi ve sağ popülist Almanya için Alternatif (AfD) önceki yıllara oranla oylarını artırdı. Seçimlerde Almanya'dan üç Türk kökenli aday milletvekili seçildi.

Your browser doesn’t support HTML5

Cem Dalaman'ın Haberi

Başbakan Angela Merkel’in partisi CDU, Bavyera eyaletindeki kardeş partisi CSU ile birlikte yüzde 7,5 oy kaybetmesine rağmen yüzde 28,9 ile birinci parti çıktı. SPD ise, tarihinin en kötü sonucunu aldı. SPD‘nin oyu 2014 seçimlerine göre yüzde 11,4 azalarak yüzde 15,8 olarak kayıtlara geçti.

İlgili Haberler Aşırı Sağın Zafer Kazandığı Fransa’da Yeşiller'den Sürpriz

AP seçimlerinin galibi, oylarını hemen hemen iki katına çıkaran Yeşiller oldu. Yeşiller bir önceki seçime göre oylarını yüzde 9,8 artırdı ve yüzde 20,5 ile SPD’nin önünde ikinci parti oldu.

Seçimlerde oylarını artıran diğer parti AfD, 2014’e göre oylarını yüzde 3,9 yükselterek yüzde 11 ile dördüncü parti oldu. Seçimlerde yüzde 5,5 oy alan Sol Parti ile yüzde 5,4'lük oran yakalayan Hür Demokrat Parti (FDP), AP’de temsil hakkını kazandı. Komedyen Martin Sonnenbohm’un kurduğu 'Die Partei' adlı parti de üç milletvekili çıkaracak oranda oya ulaştı.

Listesinde Türkiye kökenli ve Müslüman göçmenlere yer veren Yenilik ve Adalet Birliği (BIG) adlı parti, yüzde 0,2 oy aldı ve milletvekili çıkarmadı.

Your browser doesn’t support HTML5

Üç Türk Kökenli Aday Milletvekili Seçildi

Üç Türk kökenli aday milletvekili seçildi

Daha önce iki dönem AP’de milletvekili olan İsmail Ertuğ, SPD’den bir kez daha, Özgür Seçmenler (Freie Waehler) partisinden Engin Eroğlu ve Sol Parti’den Özlem Alev Demirel ise ilk kez milletvekili seçildiler.

Berlin’de yapılan yorumlarda, dünkü sonuçlar geleneksel halk partileri döneminin kapanması olarak değerlendirildi. Birlik Partileri ve SPD’den oluşan koalisyon hükümetinin, sosyal devlet, iklim, dijitalleşme, yaşlanan toplum gibi konularda net bir duruş sergileyemediği ve bu yüzden oy kaybına uğradığı belirtilirken, toplumun giderek ayrıştığı da vurgulanıyor.

Analizlerde, gündemdeki konularla ilgili net ve açık bir şekilde konum belirleyen Yeşiller’in gençlere hitap etmeyi başardığı belirtiliyor. AB genelinde liberal değerlerin korunmasını savunan ve ırkçılığa karşı çıkan Yeşiller’in yeni karizmatik liderleri Robert Habeck’le birlikte ve İsveçli iklim aktivisiti Greta Thunberg’ın öncülüğünü yaptığı yeni çevreci hareketin de desteğiyle daha da büyümesi bekleniyor. Birçok yorumcu, Habeck’i geleceğin başbakanı olarak tanımlıyor.

Halk desteği 150 yıllık tarihinde ilk kez yüzde 18’in altına düşen Sosyal Demokrat Parti’de (SPD) ise sular kaynıyor. Bir zamanlar dünyanın en önemli sosyal demokrat partisi olarak tanımlanan SPD, bazı eyaletlerde AfD’nin arkasında dördüncü parti konumuna düştü. Görünen o ki, SPD’yi zor günler bekliyor.

AP'ye seçilen Ertuğ: "SPD koalisyon hükümetinden ayrılmalı"

AP’ye seçilen İsmail Ertuğ, VoA Türkçe’ye verdiği demeçte, partisinin kendine gelebilmesi ve içinde bulunduğu krizden çıkabilmesi için, tek alternatifin koalisyon hükümetinden ayrılarak, muhalefete çekilmek olduğunu savunuyor:

"Şahsi açımdan sevindirici olduğunu söyleyebilirim, ancak hiç sevinecek durumda değilim doğruyu söylemek gerekiyorsa. Çünkü sosyal demokrasinin bu kadar yerlerde sürünmesi, özellikle Almanya’daki sosyal demokrasinin, beni üzüyor. SPD bunu hak etmiyor. SPD’nin büyük koalisyon içinde bulunmasının zararını görüyoruz. Yıllardır maalesef kaybediyoruz. Halk bu iki halk partisini artık iktidarda görmek istemiyor. Bunu açık ve net söylemek durumdayız. Dolayısla ben hızlı bir şekilde koalisyondan çıkılmasını talep ediyorum."

AP seçimlerinde, bazı ülkelerde sansasyonel başarılarına karşın milliyetçi, sağ popülist ve ırkçı partiler iktidarı ele geçiremedi. Buna rağmen Almanya ve diğer AB ülkelerinde aşırı sağ, popülist partiler beklendiği gibi seçimlerden güçlenerek çıktı. İsmail Ertuğ, göçmen karşıtı partilerin güçlenmesini, halk partilerinin zayıflamasıyla ilişkilendiriyor. Ertuğ, "AB genelinde uzun bir süredir sistemin iki ana akımı olan geleneksel merkez sağ ve sol partilerin çözülmesinin devam etmesi, aşırı sağı daha da büyütecek" şeklinde görüş belirtiyor:

"Anti-demokratik, anti-Müslüman, anti- Yahudi parti AfD’ye bakarak, ciddi şekilde büyüdüklerini görüyoruz. İtalya, Fransa, Avusturya gibi ülkelerde birinci parti haline geldiler. İngiltere’de de Brexit hareketi birinci parti oldu. Almanya ve Avrupa’da toplumların kutuplaştığını ve aradaki ayrımların daha da büyüdüğünü görüyoruz. Dünyanın dijital ve küresel boyutlarıyla insanlara ciddi bir rahatsızlık verdiğinden dolayı bu kanaata varıyorum. Dolayısıyla toplumları birleştirici, geleceğe yönelik siyasetler üretilmeli. Bunları biz halk partileri olarak yapamadığımız sürece, sağ partiler korku politikalarıyla daha da güçlenecektir. Öncelikle bizim zafiyetlerimizden yararlandıklarını söylemek durumundayım."