Ankara'nın İsrail'e kısıtlamalarının şifreleri: ABD ve diğer ülkelerde artan tepkilerin rolü var mı?

Ankara’nın bazı ürünlerde İsrail’e ihracatı kısıtlama kararı İsrail’in sert tepkisini çekti.

Hamas’ın İsrail’e saldırısının ardından İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırıları yedinci ayında.

Bu süre zarfında İsrail yönetimine en sert sözler sarf eden dünya liderlerinden biri Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dı.

Erdoğan, İsrail’i “soykırım” ve “devlet terörü”yle suçladı, Başbakan Benyamin Netenyahu’yu Adolf Hitler’e benzetti ama Ankara’nın İsrail yönetimiyle ticari ilişkileri bu süreçte sorunsuz devam etti.

Türkiye, İsrail’e 2023’te 5,4 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirdi

Ancak AK Parti’nin beklenmedik seçim yenilgisi sonrası hükümet İsrail’le ticari ilişkileri son yirmi yılda hiç görülmemiş şekilde etkileyeceği yorumları yapılan adımlar atma kararı aldı.

Türkiye inşaat demiri, yassı çelik, mermer, seramik, çimento, beton bloklar, uçak benzini ve jet yakıtının da aralarında bulunduğu 54 ürün grubunun İsrail’e satışına kısıtlama getirdi.

Türkiye’nin en çok ihracat yaptığı 13. ülke olan İsrail, geçtiğimiz yıl Türkiye’den 5,4 milyar dolar tutarında ithalat gerçekleştirmişti.

İsrail Dışişleri Bakanı: “İsrail, Türk ekonomisine zarar verecek paralel tedbirler alacaktır”

Ankara’nın kısıtlama kararına İsrail’in tepkisi tahmin edilenden çok çabuk geldi.

İsrail Dışişleri Bakanı Israel Katz, “İsrail şiddete ve gasplara boyun eğmeyecek, ticaret anlaşmalarının tek taraflı ihlaline göz yummayacak ve Türkiye'ye karşı Türk ekonomisine zarar verecek paralel tedbirler alacaktır. İsrail'in Türkiye'nin ihracatını engelleyeceği ürünler için bir liste daha hazırlanması ve ayrıca ABD'deki ülke ve kuruluşlarla temasa geçilmesi, Türkiye'deki yatırımların durdurulması, Türkiye'den ürün ithalatının engellenmesi talimatını verdim. Amerikan Kongresi’ndeki dostlarımızdan boykot yasalarının ihlalini incelemelerini ve buna göre Türkiye'ye yaptırım uygulamalarını istedim” dedi.

Erdoğan’dan İsrail mesajı: “Bu uğurda bedel ödesek dahi mazlumlara kol kanat germekten geri durmayacağız”

İsrail’den gelen bu sert açıklamanın Ankara üzerinde pek etki yaratmadığı görülüyor. Çarşamba günü Bursa İl Başkanlığı’nın bayramlaşma törenine video mesaj gönderen AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Filistin meselesi için Türkiye’nin bedel ödemeye hazır olduğu mesajını verdi.

Erdoğan, “Havadan da Gazze’ye insani yardım ulaştırma çabalarımızın engellenmesi dolayısıyla İsrail’e yönelik ilave tedbirler aldık. Bu tedbirlerimizi BM Güvenlik Konseyi ile Uluslararası Adalet Divanı kararları uygulanıncaya, Gazze’ye kesintisiz, engelsiz ve yeterli miktarda insani yardım ulaştırılıncaya kadar devam ettireceğiz. Birileri bilmese de hatta bildikleri halde çarpıtsalar da biz tarih ve vicdan önünde kardeşlik vazifemizi hakkıyla yerine getirmenin derdindeyiz. Bu uğurda bedel ödesek dahi Allah ömür verdikçe mazlumlara kol kanat germekten geri durmayacağız” ifadelerini kullandı.

Türkiye İsrail’e karşı açık bir ambargo kararı almasa da Erdoğan’ın sözleri, kısıtlama kararının arkasında durduğunun işaretini veriyor.

Peki Türkiye’nin bu ani değişiminin arkasında hangi nedenler yatıyor?

Dr. Görkem Doğan: “Sokak eylemleri büyüyordu, iktidar bayram namazından sonra kitlesel protesto ihtimalinden çekindi”

Seçimlerden önce VOA Türkçe’ye verdiği röportajda Yeniden Refah Partisi’nin politikalarının özellikle kent çeperlerinde yaşayan muhafazakar işçilerde karşılık bulduğunu söyleyen ve partinin türlü baskılara rağmen adaylarını çekmeyeceği öngörüsünde bulunmuş olan İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi öğretim üyesi Görkem Doğan, hükümetin bu kararının Yeniden Refah Partisi’nin seçim başarısı ile solcu ve İslamcı gençlerin yaptığı eylemlerin Filistin meselesi üzerinden iktidarı yıpratmasına bağlıyor.

VOA Türkçe’nin konuştuğu Dr. Doğan, “Ana akım siyaset bilimi eski başbakanlardan Demirel’in de söylediği ‘Boş tencere hükümeti götürür’ görüşünü ölçmeye çalışıyor. Türkiye’nin de içinde olduğu ‘oturmuş demokrasi’ ülkelerinde yalnız iktisadi krizin olması değil bu krizi bağıranların da olması sonuç veriyor. Yeniden Refah Partisi bunu bağırdı. Ama bunun yanına bir de Filistin meselesini koydu. Kamuoyunda İsrail’e yönelik rahatsızlık vardı ama ‘İsrail’le ticaret Filistin’e ihanet’ diye bir kampanya yürüttü ve birçoklarını şaşırtan bir başarı elde etti. Hükümet bu duruma zamanında uyanamadı. Ama seçim bitmişken bu tedbir paketinin çıkarılmasını ne hızlandırdı? Devam eden sokak eylemleri. Solcu gençlerle Müslüman gençlerin içinde yer aldığı ‘Filistin için 1000 Genç’ grubunun Taksim’de yaptığı eyleme dönük polis şiddeti de burada dikkate değer. En son Abdurrahman Dilipak’ın ‘bayram namazından sonra insanlar sizi protesto ederse şaşırmayın’ demesi ve böyle bir kitlesel protestodan çekinmeleri iktidara bu adımı attırdı” dedi.

“ABD’de İsrail’e dönük artan tepkiler Türkiye’de hükümetin elini güçlendirdi”

ABD’de İsrail’e karşı eleştiri dozunun artmasının Ankara’nın elini güçlendirdiğini düşünen İstanbul Üniversitesi öğretim üyesine göre, İsrail’in Türkiye’ye hızlı ve sert tepki vermesinin arkasında yatan neden, İsrail’e dönük kısıtlama veya ambargoların yayılmasını engellemek.

“ABD’de İsrail’in Filistin politikasına itirazlar artıyor. Massachussets senatörü Elizabeth Warren geçtiğimiz günlerde ‘uluslararası mahkeme bir yargılama yapsa yapılanları soykırım olarak değerlendirebilir’ dedi. Warren, sıradan bir senatör değil, ‘Kennedy koltuğu’nun sahibi. Başkan Biden da Netanyahu’nun yaptıklarını yanlış bulduğunu birkaç kere açıkladı. İngiltere’de de İsrail’e verilen destek sorgulanıyor. Bir eşik aşılmış durumda. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan da elbette bu değişiklikleri yakından takip ediyor. Bu değişimler hükümetin elini güçlendirdi. İsrail’in tepkisine gelince, Türkiye’nin bu tepkisi bastırılmazsa başka ülkelerin takip etmesi imkanı doğabilir. Yunanistan ve İspanya gibi ucuz gıda tedarik ettikleri ülkelerin kamuoyu da İsrail’e sempati beslemiyor. Bu kısıtlamaların ambargoya dönüşmesi endişesi veyahut korkusunu yaşıyorlar”.

ABD'de Biden yönetimi ve Kongre'de de özellikle Demokratlar, Gazze'deki sivil kayıpların artmasından dolayı İsrail'e karşı eleştirilerinin dozunu son dönemde arttırdı.

Biden, geçen hafta sivil toplum kuruluşu World Kitchen Center ekibinin İsrail saldırısında hedef alınmasından sonra İsrail Başbakanı Netanyahu ile telefon görüşmesinde, ABD’nin Gazze politikasının, İsrail’in sivillerin ve yardım çalışanlarının korunmasına ilişkin atacağı somut adımlara bağlı olduğu mesajını vermişti.

İlgili Haberler Biden Netanyahu'nun Gazze savaşına yaklaşımını "hata" olarak nitelendirdi

Başkan Biden, ABD’nin İspanyolca yayın yapan televizyon kanalı Univision’a verdiği mülakatta da, Netanyahu'nun Gazze savaşına yaklaşımını "hata" olarak nitelendirmişti.

İngiltere, Fransa gibi Avrupa ülkelerinin kamuoylarında da İsrail'e silah desteği giderek daha çok sorgulanıyor.

Doçent Tansi: “ABD’nin Türkiye’ye ek yaptırım yapacağını düşünmüyorum, Türkiye’nin İsrail’e dönük kısıtlamaları konjonktürel ve geçici”

Yeditepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü öğretim üyesi Deniz Tansi de yerel seçimlerde Yeniden Refah Partisi’nin Milli Görüş oylarına hamle yapmasının AK Parti’yi zorladığını söylerken tıpkı Görkem Doğan gibi ABD’deki konjonktürün Türkiye’nin lehine olduğunu düşünüyor.

VOA Türkçe’nin konuştuğu Doçent Tansi, “Amerika’nın Türkiye’yle birçok başlıkta yakın işbirliği var ve olacak. Irak ve Suriye’de ortak ajandaları var. Türkiye, Suriye’de PKK-PYD’yi sınırdan uzaklaştırdı ama yok etmek gibi bir düşüncesi yok. Irak bağlamında ise bir operasyon düşüncesi var. Mavi Vatan gündemden kalktı, Kıbrıs ve Ege Denizi’nde çok daha sakin bir politika güdülüyor. 2023’ten beri iktidarın Batı ile ilişkilerinde bir restorasyon sürecinde olduğunu görüyoruz. ABD’nin bir ek yaptırım planlayacağını düşünmüyorum. İsrail lobileri aracılığıyla Türkiye’ye yaptırım için ne kadar baskı yaparsa yapsın ABD daha ileri gitmez. Ama şu da var. Türkiye, İsrail’e karşı tedbirlerde ne kadar samimi? Bir kere ambargo uygulanmıyor, bir kısıtlama adımı atılıyor. Ben bu kısıtlamaların konjonktürel ve geçici olduğu kanaatindeyim. İsrail’e karşı negatif hava büyüyor. Yeniden Refah Partisi’ne ciddi bir oy kaptırdı. Tam da bu nedenle iç kamuoyuna ya da başka bir deyişle tribünlere sesleniyorlar” diye konuştu.