ANKARA- İfade Özgürlüğü Derneği, 2022 yılı İnternet Erişim Engelleme Raporu'yla "kişilik hakları" gerekçesiyle haber içeriklerine nasıl sansür uygulandığını ortaya koyarak, Anayasa Mahkemesi'nin basın ve ifade özgürlüğü taleplerine sessiz kaldığını açıkladı.
İfade Özgürlüğü Derneği (İFÖD), "EngelliWeb 2022: Sulh Ceza Hakimliklerinin Gölgesinde Anayasa Mahkemesi" başlıklı raporu yayınlandı. Uzman hukukçular Yaman Akdeniz ve Ozan Güven'ın hazırladığı rapora göre, 2021 yılına kıyasla erişim engelleme kararlarında yüzde 28 artış ile 2022 yılında 137 bin 717 site erişime engellendi.
Your browser doesn’t support HTML5
"Bu raporu yayınlarken amacımız, sansürün verdiği kalıcı zararın toplumsal hafızadan tamamen silinmemesini sağlamak" vurgusu yapılan raporda, "2022 sonu itibarı ile Türkiye’den toplam 712 bin 558 web sitesi ve alan adına, 814 farklı kurum ve hakimlikler tarafından verilen toplam 616 bin 239 farklı kararla bu raporda detaylandırılacak hüküm ve yetkilere istinaden erişim engellenmiştir" bilgisi verildi.
İFÖD'ün bu yılki raporunda neden başlığıyla Anayasa Mahkemesi'ne dikkat çektiği ise özetle şöyle açıklandı:
"Raporda görüleceği üzere önceki yıllarda olduğu gibi 'kişilik hakları ihlalleri' kararları sonucu yayınlanmasında kamu yararı bulunan binlerce haber ve içerik erişime engellenmiş, yayından çıkartılmış, sansürlenmiş ve arşivlerden silinerek yok edilmiştir. Tematik olarak 2022 raporunda Anayasa Mahkemesi kararları etkisiz kaldı, 5651 sayılı yasanın 8/A maddesi bağlamında yapılan başvuruları Eylül 2020’den beri karara bağlamadı, bu madde kapsamındaki sulh ceza hakimliği kararları aslında Anayasa Mahkemesi'nin içtihadını ve ilkesel yaklaşımını tamamen gözardı etmesine rağmen, Anayasa Mahkemesi pilot karar uygulamasına gitmedi ve yapısal sorunlar tespit etmedi. Daha da vahimi, 5651 sayılı yasanın 9. maddesi ile ilgili Ekim 2021 içinde 'yapısal sorunlar' tespit etmesine rağmen Anayasa Mahkemesi'nin kendi 'pilot kararı'nı uygulamadı. AYM, 2022 içinde herhangi bir 9. Madde başvurusunu karara bağlamayarak, devam eden sorunların bir parçası oldu ve etkisiz bir iç hukuk yoluna dönüştü."
Kişilik hakları kamu yararına karşı bir gerekçe mi?
Raporda, Anayasa'daki halkın haber alma hakkına rağmen 2022'de erişime engellenmesiyle haber içeriklerine yönelik "kişilik hakları ihlalleri" gerekçesinin gitgide daha fazla kullanılır olduğu vurgulandı. Bilgi edinilmesinde kamu yararı haberleri adeta yok etme eğilimi olduğunu belirten raporda,
6 bin 528 haber içeriğine erişim engellendi ve 5 bin 388 haber ise internet ortamından kaldırıldı. Bu kararlardan 954'ünün üst düzey kamu şahsiyeti, bazı kamu kurumları ya da hükümete yakın şirketlerle ilgili olduğu açıklandı.
Bu "kişilik hakları ihlali" gerekçeli erişim engellemesi kararlarıyla ilgili raporda, "Öncelikle, Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından önceki yıllarda olduğu gibi 2022 yılı içinde de bilindiği kadarıyla kişilik haklarının ihlali iddiası ile sulh ceza hakimliklerine yapılmış tüm başvurular kabul edilmiştir. Bu başvurularla çok sayıda Ekşi Sözlük içeriği, Facebook, YouTube ve Twitter içeriğiyle birlikte çok sayıda haber de erişime engellenmiş ve/veya çıkarılmıştır. Örneğin; Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın talebiyle, hakkında yabancı basında yayınlanan karikatürlerle ilgili haberlerin İstanbul Anadolu 1. Sulh Ceza Hakimliği'nin 18.08.2022 tarih ve 2022/5300 sayılı kararıyla erişimin engellenmesine ve yayından çıkarılmasına karar verilmiştir. Bu kararla birlikte dünyaca ünlü Brezilyalı karikatürist Carlos Latuff başta olmak üzere çeşitli karikatüristler tarafından Erdoğan hakkında yapılan karikatürlere ilişkin Diken haber sitesinde yayınlanan çeşitli haberler ve 63 Ekşi Sözlük içeriği ve iki tweet de yer almıştır. Hakimlik gerekçesinde ise genel geçer ifadelerle 'paylaşımlarda ve karikatürlerde hakaret ve kişilik haklarını zedeleyici beyanlarda bulunulduğu' belirtilmiştir. Fakat, gerekçesiz bu kararda hangi haberin ve hangi söylemin, talep edenin kişilik haklarını ihlal ettiği ise açıklanmamıştır" tespiti aktarıldı.
Anayasa Mahkemesi'nin sessizliği nasıl bir etki yaratıyor?
Anayasa Mahkemesi'nin Ocak 2022 gerekçeli yayınladığı pilot kararında, mevcut kural ve yapı itibarıyla sulh ceza hakimlikleri kararlarıyla ilgili "keyfi ve orantısız müdahaleleri önlemeye elverişli değil" tespitinde bulunduğu anımsatıldı. Ancak Türkiye'de en üst yargı organınca alınmış pilot karara rağmen 2022 yılında basın ve ifade özgürlüğü alanında artık Anayasa Mahkemesi'nin de sessiz kaldığı özetle şöyle açıklandı:
"Anayasa Mahkemesi'nin pilot kararının gözle görülür herhangi bir etkisi olmamış ve aksine sansür uygulamaları aynen ve artarak devam etmiştir. Bir başka deyişle, sulh ceza hakimlikleri 5651 sayılı yasayı 'kendi bildikleri şekilde' uygulamaya devam etmiştir. Bu süreçte Anayasa Mahkemesi de pilot kararının gereklerini yerine getirmemiş ve 5651 sayılı yasanın 9. maddesi ile ilgili herhangi bir karar da vermemiştir. Daha da vahimi pilot karar uyarınca görüşülmesi ertelenmiş 334 başvuru da halen karara bağlanmamıştır. Benzer şekilde Anayasa Mahkemesi, 5651 sayılı Yasanın 8/A maddesini tamamen unutmuş ve 8/A maddesiyle ilgili en son kararını Eylül 2020 içinde vermiştir. Dolayısıyla OdaTV, Independent Türkçe ve JinNews gibi haber sitelerine 8/A maddesi kapsamında yapılan ağır müdahaleler iki seneyi aşkın bir süredir devam ederken Anayasa Mahkemesi bu müdahalelere sessiz kalmaya devam etmektedir. 5651 sayılı yasanın milli güvenlik ve kamu düzenini koruma amacı taşıyan 8/A maddesinin uygulanmasına 2022 içinde de devam edilmiş ve özellikle il jandarma komutanlıklarının başvurularıyla sıklıkla ve arka arkaya Kürt ve muhalif nitelikli haber siteleri erişime engellenmiştir. Bu vahim ve süregelen müdahalelere Haziran 2022 içinde RTÜK’ün talebiyle 6112 sayılı Radyo ve Televizyon Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanuna 7103 sayılı Kanun ile 29/A maddesi kapsamında Amerika’nın Sesi ve Deutsche Welle (“DW”) haber sitelerinin topyekün erişime engellenmesi de eklenmiştir."
Türkiye'de 2006-2022 yıllarında erişim engellemesi kararlarında artış eğilimine dikkat çekilen raporda, engelli internet ortamına ilişkin şu bilgiler paylaşıldı:
• 712 bin 558 web sitesi
• 150 bin URL adresi
• 9 bin 800 Twitter hesabı
• 55 bin 500 Tweet,
• 16 bin 585 YouTube videosu
• 12 bin 000 Facebook içeriği
• 11 bin 150 Instagram içeriği
Bu noktada 170 sayfalık 2022 raporuna göre, erişim engelleme kararları 814 farklı kurum ve hakimlikler tarafından verildi. Erişim engelleme kararları BTK, mahkemeler, kamu kurumları ile hükümetle iş yapan özel şirketler ve halktan kişilerin başvurusu üzerine alınmaya devam ediyor. Ancak yüzde 88 oranında BTK, resen erişim engellemesi kararı alıyor.
Akdeniz: "Anayasa Mahkemesi beklerken sansürün kapsamı genişledi"
Prof. Dr. Yaman Akdeniz, 2022 itibarıyla VOA Türkçe’ye erişim engeli uygulandığını hatırlatarak, "Anayasa Mahkemesi'nin söylediği hiçbir tespit uygulanmazken, tamamen gözardı edilirken yeni maddeler de 5651 sayılı yasaya eklenerek sansürün kapsamı genişletildi" dedi.
İfade Özgürlüğü Derneği’nin EngelliWeb raporlarını 2018'den beri her yıl yayınladığını anımsatan Akdeniz, "Bu yıllık raporların yayınlanması için öncelikle geçtiğimiz yılın sonuçlanması gerekiyor. Dolayısıyla biz her yıl 1 Ocak'ta bu raporu hazırlamaya başlıyoruz. Hem Türkiye'den erişimi engellenen web sitelerinin sayısını tespit ediyoruz. Hem de bütün bu tabii basın kuruluşlarının gönderilen erişim engelleme kararlarını bulup tespit ederek, analizini yapmaya çalışıyoruz. Her yıl binlerce karar gözden geçiriyoruz. Dolayısıyla tabii hazırlık süreci uzun sürüyor ve sadece rakamsal bir analiz değil aynı zamanda tabii siyasi konjonktürü de dikkate alan değerlendirmeler içeriyor. Geçen seneki raporumuz ise bu sene Mayıs ayı içinde engellendi. İki defa biri Mart'ta, biri geçtiğimiz haftalarda olmak üzere İfade Özgürlüğü Derneği’nin özgürlüğü engelli web sayfaları da bu sulh ceza hakimlikleri kararları ile ikinci defa engellendi. Dolayısıyla hem bu raporları hazırlamamızdan duyulan bir rahatsızlık söz konusu hem de tabii sansürün şeffaflaşmasını engellemeye çalışıyorlar. Bizim ise amacımız aslında sansürü şeffaflaştırmak dolayısıyla sansürü belgelemek ve sansürün verdiği kalıcı zararın toplumsal hafızadan tamamen silinmemesini sağlamak. Bu da her geçen gün daha da zorlaşmaya başladı" diye konuştu.
Bu sene neden Anayasa Mahkemesi'nin ana tema olduğunu sorduğumuz Akdeniz, "Raporda karanlık bir kapakla sağanak yağan yağmurun altında karanlık bir Anayasa Mahkemesi resmi kullandık, yani karanlığa gömülen bir Anayasa Mahkemesi teması çizdik. Çünkü geldiğimiz nokta itibarıyla Anayasa Mahkemesi'nin söylediği hiçbir tespit uygulanmazken, tamamen gözardı edilirken yeni maddeler de 5651 sayılı yasaya eklenerek sansürün kapsamı genişletildi. Dolayısıyla bir taraftan Anayasa Mahkemesi beklemeye devam ederken, biz sulh ceza hakimliklerinin 2022 içinde binlerce karar daha verdiğini görüyoruz. Türkiye'de o kadar çok şey oluyor ki biz çabuk unutuyoruz. Anayasa Mahkemesi'nin 2022 yılında kendi pilot kararını uygulamadığını gördük. Keza Amerika'nın Sesi (VOA Türkçe) ve Deutsche Welle platformlarıyla ilgili bireysel başvuruları da öncelikli olarak ele almadığını gördük. Ve bu sene içinde depremlerden sonra Ekşi Sözlük Platformu'nun topyekun erişiminin engellenmesiyle ilgili Anayasa Mahkemesi'ne yapılan bireysel başvuruları da öncelikli olarak ele almadığını gördük. Dolayısıyla ara sıra iyi kararlar verse dahi artık geldiğimiz nokta itibarıyla da Anayasa Mahkemesi'nin etkili bir iç hukuk yolu sunmadığını düşünüyoruz. Dolayısıyla tamamen sulh ceza hakimlikleri gölgesinde kalan ve o suç ceza hakimliklerinin de Anayasa Mahkemesi kararlarını tamamen gözardı ettiği bir noktadayız" yönündeki tespitini aktardı.
Türkiye'de artık Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuru mekanizmasıyla internet sansürlerine çözüm bulunmadığını söyleyen Akdeniz, "Bundan sonraki süreçte ancak işte Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nden bir umut beklemek söz konusu olacak. O da çok uzun yıllar sürüyor. Fakat hukuk mücadelesi ve tabii sansürü şeffaflaştırma çalışmalarımız bizim her yıl devam edecek. Hatta EngelliWeb raporları elektronik sürümleri, sansürlenmeye başladığı için geçmişe dönük olarak tüm raporlarımızı basacağız ve kamuoyuna gazetecilere, sivil toplum kuruluşlarına da dağıtacağız" değerlendirmesinde bulundu.
Çocuk hakları gerekçeli engellemelere ilişkin görüşünü sorduğumuz Akdeniz, "İfade ve basın özgürlüğü mutlak bir hak değil, tabii ki sınırları var. Bir taraftan kamunun kamu yararı olan konularda özellikle bilgi alma hakkı dolayısıyla basının da bilgi verme ödevi var. Bu tüm kamusal meseleler açısından çocukların korunması konusunda veya hayvan hakları konusunda da geçerli. Özellikle korunmaya muhtaç çocuklarla ilgili yapılan haberlerde, basın kuruluşlarının daha hassas davranması, resimlerini kullanmaması, isimlerini paylaşmaması gerekiyor. Ancak Aile Bakanlığı'nın yaptığı başvurularla topyekun bir şekilde yani haberler arasında herhangi bir ayrım gözetmeden iyi gazeteciliği de, kötü gazetecilikle birlikte cezalandırdığını görüyoruz ve dolayısıyla bir anda belli bir konuda topyekun bütün haberlerin engellendiğini görüyoruz" dedi.
Akdeniz, "kişilik hakları ihlali" gerekçesiyle yapılan erişim engellemesi uygulanmasıyla geçen yılki raporda usulsüzlük, yolsuzluk haberlerine müdahale edildiğini anlattıklarını hatırlattı. Ancak bu 2021 yılı raporuna da erişim engeli getirildiğini belirten Akdeniz, "Maalesef itirazlar kolay kolay karara bağlanmıyor. Biz Mayıs'ta Şile Sulh Ceza Hakimliği'nin EngelliWeb raporumuzla ilgili kararına itiraz ettik. Aradan iki ay geçti. Hala itirazımız değerlendirilmedi. Değerlendirildiği zaman da zaten itirazımız reddedilecek ve biz mecburen Anayasa Mahkemesi'ne başvurmak zorunda kalacağız. Dolayısıyla tamamen kısırdöngüye dönüşmüş ve tamamen sansürü destekleyen bir hukuki altyapı ile birlikte yaşıyoruz" diye konuştu.