Amerika’nın Yeni Başkanını Halk Değil Milyonerler Seçecek

Politik eylem komitelerinden iki parti de yararlanıyor, kaybeden ise demokrasi

Florida’da dün yapılan önseçimi Mitt Romney kazanırken gözler adayların kampanyasına yapılan bağışlara çevrildi

Florida’da dün yapılan önseçimi Mitt Romney kazanırken gözler adayların kampanyasına yapılan bağışlara çevrildi.

Resmi belgelere göre seçim sonucunu küçük bir grubun adaylara aktardığı milyonlarca doların belirlemesi mümkün.

Amerikalı seçmenler destekledikleri adayın seçim kampanyasına azami 2,500 dolar bağış yapabiliyor. 2010 yılına kadar dernek, sendika, şirket ve holding gibi tüzel kişilerin adaylara yapabileceği bağış miktarı da sınırlıydı.

Ancak Anayasa Mahkemesi tüzel kişilerle bireyler arasında fark olmadığı gerekçesiyle, sınırı 4’e karşı 5 oyla kaldırdı. Mahkeme’nin kararı, tüzel kişilerin, destekledikleri adaylara ancak direk bağları olmaması koşuluyla, istedikleri kadar para verebilecekleri anlamına geliyor.

Federal seçim yasalarına göre, her hangi bir tüzel kuruluş seçtirmek istediği adayın seçim kampanyasında 1,000 dolardan fazla para harcarsa “politik eylem komitesi” (PAC) statüsüne giriyor. Dolayısıyla hem sendika hem de büyük şirketler, oluşturdukları politik eylem komiteleriyle (Political Action Committees, kısaca PAC veya Super PAC) istedikleri adayı seçtirmek için kesenin ağzını sonuna kadar açma hakkına sahip. Tek koşul kurulan komitenin (derneğin) adayla doğrudan yani organik ilişkisi olmaması.

Politik eylem komiteleri bütçelerini seçim kuruluna bildirmekle yükümlü olduğu için kimin ne kadar para verdiği biliniyor.

Yeni açıklanan rakamlara göre önseçimlerde Cumhuriyetçi partinin aday adaylarından Mitt Romney’i destekleyen PAC, geçen yıl, Temmuz ile Aralık ayları arasında 18 milyon dolar topladı ve bunun 17 milyon dolarını Florida önseçimine kadar harcadı. Açıklamaya göre, şu anda, grubun elinde bir bölümü daha önceden toplanmış 24 milyon dolar nakit para var. Para verenler partinin muhafazakâr politikalarını destekleyen zenginler. Sayıları parmakla sayılacak kadar az ve dördü birer milyon dolar bağışta bulunmuş.

Romney’in rakibi Temsilciler Meclisi eski başkanı Newt Gingrich’i destekleyen PAC ise, topladığı 12 milyon doların 9 milyonunu seçim kampanyasına harcamış. 12 milyon doların 10 milyonunu Las Vegas’da kumarhane sahibi bir milyarder ile eşi vermiş.

Başkan Barack Obama’yı tekrar seçtirmek için kurulan politik eylem komitesi ise geçen yıl sadece 4 milyon dolar toplayabilmiş. Ancak Obama diğer kaynaklardan bulduğu maddi destekle birlikte seçim kampanyası için 100 milyon dolar ayırmış durumda ve rakiplerini geride bırakıyor.

Adayların buldukları maddi kaynak sayesinde gazete, radyo ve televizyonlarda başlattıkları yoğun reklam kampanyalarıyla seçim sonucunu doğrudan etkilediğine dikkati çeken bazı gruplar sınırsız bağışın demokrasiye büyük bir darbe olduğunu savunuyor.

PAC ile aday arasında organik bağ bulunmaması yasağına rağmen Mitt Romney’nin en büyük destekçisi olan “Restore Our Future” adlı politik eylem grubun, adayın avukatı tarafından yönetiliyor. Obama’yı destekleyen “Priorities USA” adlı süper PAC’ın başında ise eski basın sözcüsü Bill Burton var.

PAC’ların bir avantajı da destekledikleri adaylarla direk bağlantıları olmadığı için, rakipleri hakkında her türlü yalanı söylemekte, her türlü çamuru atmakta, her türlü suçlamayı yapmakta kendilerini serbest hissetmeleri.