Amerika'nın Kuraklıkla Mücadelesi Başarılı Oldu

Amerika'nın Kuraklıkla Mücadelesi Başarılı Oldu

Amerika’da 1930’lu yıllarda meydana gelen kuraklık en az 1 milyon kilometrekarelik tarım alanını çöle dönüştürdü. Federal hükümet, böyle bir afetin tekrar yaşanmaması için çeşitli önlemler aldı.



Kuzey ve Güney Amerika’nın batı kıyısını süsleyen Kayalık Dağlar dünyanın en uzun sıradağlarından. Dağlar Alaska’dan başlıyor, Güney Amerika’da, Şili’nin en güney ucunda sona eriyor. Amerika’da Kayalık Dağlar’ın doğusundaki düzlük alan Great Plains-Büyük Plato diye biliniyor. Kuzey güney doğrultusunda uzanan plato Alaska’da başlıyor, Meksika Körfezi’ne doğru sona eriyor ve üçü Kanada, onu Amerika’da olmak üzere 13 eyaleti içine alıyor.

1935 yılında birkaç ay süren rekor kuraklık verimli tarım alanlarını çöle çevirdi. Mahsulün yok olduğu, doğal bitki örtüsünün susuzluktan kuruyup toz olduğu topraklarda eşi daha önce görülmemiş toz fırtınaları baş gösterdi. Fırtınalar evleri ambarları, ahırları, ağılları toza gömmekle kalmadı, yerin en üstündeki verimli toprak tabakasını da uçurdu. Bitki örtüsünün yok olması erozyonu arttırdı, meraların kaybı hayvancılığın gerilemesine ve doğal dengenin bozulmasına neden oldu. Milyonlarca çiftçi iflas edip aç kaldı; milyonlarcası John Steinbeck’in ünlü romanı Gazap Üzümleri’nde anlattığı gibi tası tarağı toplayıp sefalet içinde ve bir daha dönmemek üzere batıya, California’ya göç etti.

Artık platolarda kum fırtınaları yerine göz alabildiğine meralar ve tarım alanları var. Bu yeni yöntemler sayesinde gerçekleşti.

1935 yılının ilkbaharında Kongre’ye bilgi veren ziraatçılar, çiftçilere toprağın üst tabakasını koruyacak yeni tarım yöntemleri ve bilinçli meracılık öğretecek yeni bir daire kurumasını önerdi.

Kongre kayıtlarına göre Hugh Hammond Bennett adlı bir uzman, o sırada 3 bin kilometre uzaktan Washington’a yaklaşmakta olan kum fırtınasını göstererek “Gördüğünüz toz bulutu Ohio eyaletidir” der. Çünkü Ohio kuraklık ve kum fırtınalarından en ağır zarar gören eyalettir.

Amerika Soil Conservation Service Erozyonla Mücadele Dairesi’nin kuruluşu bu olaya bağlanır.
Dairenin başlattığı ot dikme kampanyası sayesinde hem erozyon önlendi hem de toprağın üst tabakasının uçup gitmesi. Şu anda 20 ulusal parkta bir buçuk milyon hektar mera bulunuyor. Bu kadar geniş bir alanın tarım alanında kullanılmamasının nedeni toprağın verimli olmaması.

Bölgeye yılda 50 santim yağış düşmesine rağmen toprakta yerli ottan başka bir şey yetiştirmek çok zor. Devlet, ücret karşılığı, hayvan yetiştiricilerinin meraları belirli mevsimlerde ve belirli aralıklarla kullanmalarına izin veriyor.

Kurak mevsimlerde bölgede tek tük de olsa yine kum fırtınaları görülüyor ve yerli halka göre, kayan kum tepeciklerinin altından 75 yıl önce terk edilmiş tarım araçlarının, eski kamyonların paslanmış parçaları orta çıkıyor.