Başkan Joe Biden’ın 11 Eylül’e kadar Amerikan askerilerinin Afganistan’dan çekileceğini açıklaması ülkedeki çatışmaları durdurmuş değil.
Kunduz, Taleban’la Afgan güçleri arasında çatışma yaşanan yerlerden sadece biri.
Amerikan askerleri çekilirken Taleban ülke genelinde gücünü arttırıyor.
Sadece Mayıs ayından bu yana Afganistan’ın 370 bölgesinden onlarcası Taleban’ın denetimine geçmiş durumda.
BM Afganistan Özel Temsilcisi Deborah Lyons, durumu, “Afganistan’ın 370 bölgesinden 50’den fazlası Mayıs ayının başlamasından bu yana düştü. Düşen bölgeler eyaletlerin başkentlerinin çevresi. Taleban’ın yabancı güçler tamamen çekildikten sonra bu başkentleri almaya çalışacağı belirtiliyor” sözleriyle özetliyor.
Afganistan Devlet Başkanı Birinci Yardımcısı Amrullah Salih, Amerika’nın Sesi’ne özel demecinde Taleban’ın Amerikan askerlerinin yokluğunda güven kazandığını söylüyor.
Salih, “Yabancıları yendiklerini, Afgan güçlerini de yenmelerinin an meselesi olduğu gibi yanlış bir inançları var” ifadelerini kulanıyor.
Ülkedeki şiddetin artmakta olduğu rakamlara da yansıyor. Geçen yılın aynı dönemine göre Afganistan’daki sivil kayıplar yüzde 30 arttı.
Sadece Amerikan askerleri değil, 11 Eylüle’e kadar ülkedeki diğer yabancı askerler de Afganistan’dan çekiliyor. Sonrası için felaket senaryoları ortaya atanlarla buna mesafeli yaklaşanlar da var.
Adela Raz da onlardan biri. Afganistan’ın BM Büyükelçisi Raz, “Biliyorum, hepimiz en kötü senaryoya hazırlanıyoruz ya da düşünüyoruz. Yıkımın Afganistan’da ülke dışındaki kadar büyütülmediğini söyleyebilirim. Yıkım diye bakarsak son 20 yılda yaptığımız yatırımlar ve etkilerini sorgulamaya yaklaşırız. Yıkım yok. Sadece bizi test eden çok zorlu bir süreç” diyor.
Amerikan askerleri ülkeden çekildikten sonra Washington askeri açıdan Afganistan’a destek verecek mi?
Amerikan Merkez Kuvvetler Komutanı General Frank McKenzie, operasyonların sadece düşmanın Amerika’yla müttefiklerine saldırma amacının tespit edilmesi halinde olacağını söylüyor.
McKenzie, “Amerika’ya ya da müttefiklerimizden birine saldırı amacı ortaya çıkarırsak bu operasyon nedeni olur” diyor.
Uzmanlar ve eski komutanlar Washington’un çekilme sonrası Afganistan’ın güvenliğini nasıl güvene alacağına dair çok az ayrıntı paylaştığına dikkat çekiyor.
O komutanlardan biri de eski Merkez Kuvvetleri Komutanı Joseph Votel.
Votel, “Sanırım Afganlara karşı açık olabildiğimiz kadar açık olma borcumuz var, ne planladığımızı, ne yapacağımızı ve ne yapmayacağımızı çok iyi anlamamalılar” ifadelerini kullanıyor.
11 Eylül sonrası Amerika ve NATO müttefikleri Afgan askerlerinin masraflarını karşılmaya devam edecek, uçak bakımına destek olacak ve Afgan askerlerini ülke dışında eğitecek. Ama askeri uzmanlara göre bu çabalar Afgan ordusunun yenilgiye uğramasını engellemeyebilir.
Demokrasilerin Savunması Vakfı’ından Bradley Bowman, “Sadece şekildiğimiz ve biz bitti dediğimiz zaman bitmiyor. Sonsuza kadar süren savaşlardan bahsediyoruz. Taleban ve El-Kaide sonsuza kadar cihadla ilgililer ve savaşmaya devam ediyorlar” diyor.
Amerika’nın 20 yılla en uzun savaşı sona ererken, sonrası döneme ilişkin önemli bir plan yokmuş gibi görünüyor. Afgan diplomat Janan MosaZai’ye göre Türkiye bu süreçte kilit bir rol oynayabilir ancak bir rol olacaksa o rolün ne olacağı henüz netleşmiş değil.
Washington, El-Kaide tehdidinin ortadan kaldırıldığını, amaca ulaşıldığını belirterek başarıdan söz ediyor ama Taleban’ın devrilmesinin ardından 13 yıl boyunca Afganistan’ın devlet başkanlığını yapan Hamid Karzai aynı fikirde değil.
Karzai, “Çok fazla can kaybı ve acıyla arkalarında çatışma halinde bir ülke bırakıyorlar” diyor.
Karzai’nin bu sözlerini rakamlar da doğruluyor gibi.
Taleban’a yönelik Amerikan öncülüğünde savaşın başladığı 2001’den bu yana tam olarak kaç sivilin hayatını kaybettiği bilinmemekle birlikte 2009 yılından beri Birleşmiş Milletlerce tutulan kayıtlara göre bu sayı 111 bin.
2001’den 2019 yılına kadar yaşamını yitiren Afgan askeri ve polisi ise yaklaşık 65 bin.
2001’den bu yana hayatını kaybeden Amerikan askerleri sayısı da 2300’den fazla.
Savaşın Amerika’ya maliyeti ise yaklaşık 1 trilyon dolar. Bu kadar can kaybı ve maliyete rağmen ülkenin geleceğini neyin beklediği sorusuna hala kimse net yanıt veremiyor.