Amerikalı Yetkililerden Ankara'ya 'Güven' Çağrısı

Your browser doesn’t support HTML5

Amerika-Türkiye ilişkilerinin geleceği, Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı’nın Washington Ofisi SETA DC’de masaya yatırıldı. Toplantıya katılan iki Amerikalı yetkili de Ankara’nın temel anlaşmazlıklar konusunda Washington’a güvenmesi gerektiğini söyledi.

Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı SETA’nın Washington Ofisi, Amerikalı iki önemli yetkiliyi ağırladı.

ABD Dışişleri Bakanlığı’nda kıdemli askeri danışman ve siyaset planlama ekibi üyesi Albay Richard Outzen, Türkiye’de görev yapmış bir isim. Outzen, geçmişe bakıldığında Türk-Amerikan ilişkileri konusunda iyimser olmanın fazlasıyla zor olduğunu kabul etti.

ABD Dışişleri Bakanlığı Danışmanı Albay Richard Outzen, "Ortak kararlar ve mücadeleler olduğu zamanlar yaşadık. Kore, Soğuk Savaş, Balkanlar ve Somali en bilinenleri. Ama aynı zamanda iki taraf arasında derin güvensizliklerle şüphelerin tekrar tekrar yaşandığı birçok olay oldu. 1960’larda 70’lerde Kıbrıs bunlardan biriydi. İlişkiler daha hala 1974-75’teki gibi dibe vurmuş değil. Türkiye’nin Kıbrıs operasyonu sonrası ABD Kongresi tüm askeri yardımı kesmiş ve askeri ambargo uygulamıştı. Türkiye de karşılık olarak NATO’da görev yapanlar dışında tüm Amerikan askeri personelini geri göndermişti. 1978’e kadar 3 yıl sürdü bu durum. 90’larda Dev Sol Türkiye’de Amerikan vatandaşlarını öldürdü. Aynı şekilde Amerika’da da ASALA ve başka gruplar Türkleri öldürdü," şeklinde konuştu.

Ancak Outzen, uzun vadeli çıkarların iki ülkeyi birleştirdiğini savundu: "İki ülke basınında da çok negatif bir algı olduğu ortada. Diplomatik ilişkilerimiz zor. Bölgesel işbirliğini karmaşık hale getiren birçok farklı politikamız var. Ama jeopolitik anlamda Türkiye’nin ve Amerika’nın ortak çıkarları çok daha fazla. Bu da bizi Türkiye’de istikrarın sürmesi konusunda her zaman daha istekli kılıyor. Kulağa çok iyimser gelebilir ama ilişkiler daha önce de kötü dönemlerden geçmişti."

Richard Outzen’a göre Türk-Amerikan ilişkilerinde iki yapısal sorun mevcut. Bunlardan biri 15 Temmuz darbe girişiminden Türkiye’nin sorumlu tuttuğu Fethullah Gülen’i Amerika’nın iadesiyle ilgili süreç.

Outzen, "Amerika açısından durum farklı. Amerikan perspektifinden bakınca mesele daha çok demokratik normlarla ilgili. Birçok Amerikalı darbe girişimini bir suç, şiddet yanlısı ve olumsuz bir olay olarak değerlendiriyor; hukuk sınırları içinde cezalandırılması gerektiğini düşünüyor. Amerika için adaletin yerine getirilmesinden daha da önemlisi adaletin nasıl yerine getirileceği. Türkiye’de temel hakların askıya alınması ve yargı sürecine ilişkin zorluklar ve endişeler Amerikalılar’ın aklını daha çok meşgul ediyor," diyor.

Dışişleri Bakanlığı danışmanı, ikinci yapısal sorununsa PKK ve Suriye kaynaklı karmaşık konulardan oluştuğunu söyledi: "Birçok Amerikalı gözlemciye göre Suriye Demokratik Güçleri’nin IŞİD’le mücadelesi sadece faydalı değil aynı zamanda takdire şayan. Türk tarafı, ABD için IŞİD’le mücadelenin öncelikli mesele olduğunu gözden kaçırıyor. Ben bir tarafın diğer tarafın bakış açısını kabul etmesi gerektiğini tartışmıyorum. Ama bu çok derin konularda aramızda çok temel farklılıklar var ve bu da ilişkilerin geleceğini ve rengini kötü yönde etkileyebilir."

Albay Outzen, Amerika’nın bir Kürt devleti kurulması gibi Ortadoğu’nun haritasını değiştirecek bir planı olmadığının da altını çizdi: "Türkiye’yi istikrarsızlığa sürüklemek gibi bir plan yok. Böyle bir şey, Amerika’nın çıkarına değil. Irak’tan, Suriye’den ya da bölgedeki herhangi bir ülkeden toprak alıp bundan başka bir devlet yaratmak gibi bir plan da yok ortada. Bu konuda buradaki herkese garanti verebilirim."

ABD Dışişleri Bakanlığı’nın siyasi ve askeri işlerden sorumlu eski bakan yardımcısı Mark Kimmitt de Amerika’nın YPG’yle işbirliğinin geçici ve taktiksel olduğunu vurguladı ve Ankara’ya bir çağrı yaptı.

Eski ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Mark Kimmitt ise, "Türk hükümetiyle yaşanan bu sorunlarla ilgili olarak diyebileceğim tek şey, ‘Bize karşı sabır gösterin, bunun Türk hükümetinin ya da Türk halkıyla uzun geçmişi olan ilişkilerin altını oyacak yekpare bir komplonun parçası olmadığı konusunda sözümüze inanın. Zaman bizi haklı çıkaracak. Sözümüzü tutacağımızdan eminim," şeklinde konuştu.

Mark Kimmitt, Richard Outzen’in aksine Türkiye’yle Amerika arasındaki sorunların yapısal olmadığını da savundu: "İki ülke arasında varolan sorun, uzun vadeli ve yapısal değil. Bence geçici ve iki ülkenin bunu çözebileceğine inanmamız gerekiyor. Bence en önemlisi de Amerika’nın meslektaşlarımız ve arkadaşlarımıza ‘Bize güvenin’ demesi. Biliyorum, bunu buradan söylemesi kolay; Türk halkına ve hükümetine göstermesi zor. İki ülke arasında yaşanan daha çok kısa vadeli önemli bir halkla ilişkiler sorunu."

Outzen ise yapısal sorunların orta vadede daha iyi bir noktaya taşınması ve hem ekonomik hem toplumsal anlamda karşılıklı iyi hikayeler yaratılmasıyla, bu dönemin geride bırakılabileceğini söyledi.