WASHINGTON —
Ok ve yay avcılar ve savaşçılar için onbinlerce yıl boyunca ana silahlardan biriydi. Ancak 17. Yüzyıl’da barutlu silahların gelişimiyle ok yerini tüfeğe bırakmaya başlamıştı. Ancak ok ve yay asla tam olarak yok olmadı ve hatta son zamanlarda sportif olarak yapılan okçuluğun popülerliği artıyor. Ciddi okçular bunu kültürel uyanışa bağlıyor. Birçok okçu da bunun geçici bir moda olmadığı görüşünde.
Bethanie Borst 7 hafta önce okçuluk derslerine başlamış. Ona ilham veren izlediği Açlık Oyunları filmi olmuş: “Zor bir iş. Öğrenene kadar çok hata yapıyorsunuz. Ama eğlenceli.”
Bethanie’nin annesi Amy Borst okçuluğun kızı için doğru spor olduğunu düşünüyor: “Bu spor onun konsantrasyonu için yararlı. Çünkü oku hemen fırlatmak yerine odaklanmayı öğrendi.”
Okçuluğun odaklanma yönü Russell Sperk’ü de çekiyor: “Bir hedef belirliyorum ve tutturursam bu bende başarı duygusu yaratıyor.”
Ruth Rowe okçuluk dersleri veriyor. Rowe, 1984 Olimpiyatları’nda yarışmış. Genç okçulara tekniklerini geliştirmede yardımcı oluyor ve okçuluğun diğer sporlar gibi hıza dayanmadığını söylüyor: “Sakin olmanız, kendinize odaklanmanız gerekiyor. Çok, çok sessiz, çok dingin.”
Rowe, genç okçuları hafif ve basit bir okla başlatıyor.
Yetenekleri ve güvenleri artınca bileşik yaya geçiyorlar.
Bethanie Borst, “Olimpiyatlara katılmak istiyorum,” şeklinde konuşuyor.
2012 yılında Amerikan okçuluk takımının Londra Olimpiyatları’nda gümüş madalya alması okçuluğa olan ilgiyi arttırdı.
Yakın zamanda çekilen filmlerin de etkisi oldu.
Rowe, “Açlık Oyunları etkili oldu,” diyor.
Cesur filminin de etkisi var. İki televizyon dizisinde de karakterler okçuluk yapıyor. Bu spora ilgi duyanlar için sunulan için fırsatlar da önceden olduğundan çok fazla.”
Rowe okçuluğun ileri yaştakiler için de ideal olduğunu söylüyor: “Çok dikkat gerektirdiğinden golfe benziyor. Ömür boyu yapılabilecek bir spor. 50li 60lı yaşlarında başlayıp keyif alan kişiler görüyoruz.”
Charles Rendleman okçuluğa dört yıl önce başlamış. Bugün başkalarını eğitiyor: “Okçuluğun sevdiğim yanlarından biri kişisel gelişimi de desteklemesi. Bir okçu olarak farkındalığım arttı, konsantrasyonum ve koordinasyonum arttı.”
Rowe bunun sporun parçası olduğunu söylüyor: “Bir hata yaptığınızda zor olan kısım yanlışınızdan dolayı moralinizi bozmadan, bundan ders çıkarmak olmalı.”
Bir hayat dersi olarak da bu öğüt, hedefi tam 12’den vuruyor.
Bethanie Borst 7 hafta önce okçuluk derslerine başlamış. Ona ilham veren izlediği Açlık Oyunları filmi olmuş: “Zor bir iş. Öğrenene kadar çok hata yapıyorsunuz. Ama eğlenceli.”
Bethanie’nin annesi Amy Borst okçuluğun kızı için doğru spor olduğunu düşünüyor: “Bu spor onun konsantrasyonu için yararlı. Çünkü oku hemen fırlatmak yerine odaklanmayı öğrendi.”
Okçuluğun odaklanma yönü Russell Sperk’ü de çekiyor: “Bir hedef belirliyorum ve tutturursam bu bende başarı duygusu yaratıyor.”
Ruth Rowe okçuluk dersleri veriyor. Rowe, 1984 Olimpiyatları’nda yarışmış. Genç okçulara tekniklerini geliştirmede yardımcı oluyor ve okçuluğun diğer sporlar gibi hıza dayanmadığını söylüyor: “Sakin olmanız, kendinize odaklanmanız gerekiyor. Çok, çok sessiz, çok dingin.”
Rowe, genç okçuları hafif ve basit bir okla başlatıyor.
Yetenekleri ve güvenleri artınca bileşik yaya geçiyorlar.
Bethanie Borst, “Olimpiyatlara katılmak istiyorum,” şeklinde konuşuyor.
2012 yılında Amerikan okçuluk takımının Londra Olimpiyatları’nda gümüş madalya alması okçuluğa olan ilgiyi arttırdı.
Yakın zamanda çekilen filmlerin de etkisi oldu.
Rowe, “Açlık Oyunları etkili oldu,” diyor.
Cesur filminin de etkisi var. İki televizyon dizisinde de karakterler okçuluk yapıyor. Bu spora ilgi duyanlar için sunulan için fırsatlar da önceden olduğundan çok fazla.”
Rowe okçuluğun ileri yaştakiler için de ideal olduğunu söylüyor: “Çok dikkat gerektirdiğinden golfe benziyor. Ömür boyu yapılabilecek bir spor. 50li 60lı yaşlarında başlayıp keyif alan kişiler görüyoruz.”
Charles Rendleman okçuluğa dört yıl önce başlamış. Bugün başkalarını eğitiyor: “Okçuluğun sevdiğim yanlarından biri kişisel gelişimi de desteklemesi. Bir okçu olarak farkındalığım arttı, konsantrasyonum ve koordinasyonum arttı.”
Rowe bunun sporun parçası olduğunu söylüyor: “Bir hata yaptığınızda zor olan kısım yanlışınızdan dolayı moralinizi bozmadan, bundan ders çıkarmak olmalı.”
Bir hayat dersi olarak da bu öğüt, hedefi tam 12’den vuruyor.