Amerika Dışişleri Bakanlığı Amerikan büyükelçilikleri ve konsolosluklarına gönderdiği genelgeyle, vize başvurularının daha sıkı şekilde incelenmesi gereken “risk gruplarını” belirlemesini istedi.
Genelgeyle, bu çerçevede denizaşırı ülkelerdeki Amerikan diplomatik temsilciliklerinden, terör bağlantısı olduğundan şüphelenilen ya da IŞİD’in kontrolü altındaki yerlerde bulunmuş olan kişilerin vize başvuruları sırasında sosyal medya hesaplarının incelenmesi isteniyor.
Dışişleri Bakanı Rex Tillerson tarafından gönderilen diplomatik genelgede büyükelçiliklerin güvenlik ve istihbarat çalışma grupları oluşturmasını, bu çalışma gruplarının da “risk gruplarını” belirlemesini istedi.
Risk grupları içinde görülen başvuru sahipleri vize için gerekli kriterlere sahip olsa bile, ilave belgeler istenebilecek.
10-17 Mart tarihleri arasında gönderilen belgelerde hangi grupların bu kategoriye gireceği belirtilmiyor.
Ancak genelgelere göre, vize için sadece mülakat yeterli olmayacak, süreçte başvuranın çalışma yerleri, işverenler, adresler ve son 15 yıldaki seyahatleri, e-mail adresleri ve son 5 yıldaki sosyal medya hesapları incelenecek.
Yönetmelikler insan hakları gruplarından eleştiri aldı.
Uluslararası Af Örgütü, Tillerson’a yazdığı mektupta, önlemlerin etnik ve dini ayrımcılık yapılmasının önünü açabileceğini kaydetti. Mektupta, bunun insanların Amerika’ya gelmesinin engellenmesi adına bahane olarak kullanılabileceği kaydedildi. Mektupta ayrıca sosyal medya hesaplarının incelenmesinin, Amerika sınırlarında sosyal medya şifrelerinin istenmesinin mahremiyet ve ifade özgürlüğünü olumsuz etkileyeceği kaydedildi.
New York Barolar Birliği İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Anil Kalhan da uygulamaların vize sürecini daha kötü hale getireceğini ve bunun da kanunda yeri olmayan şekilde vize başvurularının reddedilmesine neden olabileceğini kaydetti.
Mülteci yetkilileri ve Dışişleri Bakanlığı çalışanları vize sürecinin zaten sert olduğunu belirtiyor.
Cornell Üniversitesi’nden göçmenlik hukuku profesörü Stephen W. Yale, “Terörist izleme veri tabanımız var, göçmenlik yasalarını ihlal edenlerin alındığı veri tabanımız var, sabıka kaydı olanlar için veri tabanımız var, sadece vize başvurusunda bulunanların beyanlarını dikkate almıyorlar, bütün bu veri tabalarını olup-olmadıklarını zaten kontrol ediyorlar,” dedi.
Amerika’nın Sesi’nin konuyla ilgili sorularına Dışişleri Bakanlığı yetkilileri yorum yapmadı, sadece seyahat uygulaması ile ilgili 6 Mart’ta yayınlanan ve uygulanması federal mahkeme tarafından durdurulan kararnamenin ardından denetim sürecinin güçlendirildiğini belirtti.