Paris saldırılarının ardından IŞİD yeni bir video yayınladı ve bu kez de Washington’a Paris’tekine benzer bir saldırı düzenleyeceği tehdidinde bulundu. Pazartesi günü sosyal medyada yayınlanan videoda IŞİD’e karşı başlatılan askeri operasyonlara katılan ülkeler tehdit edildi ve özellikle de Amerika başkenti hedef gösterildi.
11 dakikalık videoda "Fransa'nın kalbi Paris'i vurduğumuz gibi, ABD'nin kalbi Washington'ı da vuracağız" ifadeleri yer alıyordu. Paris saldırısı sonrasında gelen yeni tehdit üzerine Amerika’da havaalanları, spor salonları, stadyumlar ve konser salonları gibi kamuya açık alanlarda güvenliği arttırma çalışmaları başlatıldı.
IŞİD’le mücadele eden koalisyonun öncü ülkesi olan Amerika’da güvenlik önlemleri ciddi anlamda arttırıldı. New York’ta görevli güvenlik güçleri, kentte olası terör saldırısı ihtimaline karşı üst düzey alarma geçirildi. Özellikle, kentin kalabalık turistik bölgeleri, tren ve metro istasyonlarında ve kritik bölgelerde görev yapan polis sayısı arttırıldı, özel birlikler sevk edildi. Times meydanı ve tiyatroyla sinemaların yoğunlukla bulunduğu Broadway ise adeta polis kuşatması altına alındı. Terörle mücadele uzmanı özel birlikler, uzman sivil polisler, federal ajanalar ve özel timler yine bölgede görevlendirildi.
New York eyalet polisi alarma geçirildi. Kentte devriye görevi yürüten New York Emniyet Teşkilatına (NYPD) bağlı polisleri takviye edildi. Fransa’nın, Birleşmiş Milletler Daimi Temsilciliği’nin bulunduğu bina ve çevresinde ise güvenlik tedbirleri arttırıldı. Metro ve tren istasyonlarında görev yapan güvelik güçleri sayısı arttırıldı. Kentin en büyük tren istasyonları Penn Station ve Grand Central ile şehirlerarası terminali Port Authority’ de görev yapan güvenlik güçleri takviye edildi, New York eyalet polisi ve özel polis birliklerin sayısı arttırıldı.
Bunlar alınan güvenlik önlemleriydi. Asıl önemli açıklama böylesi tehditleri yakından izleyen ve gerçekleşmeden önleyen istihbarat biriminin başındaki isimden geldi. CIA Başkanı John Brennan bir düşünce kuruluşunda yaptığı konuşmada, IŞİD örgütünün bu tür saldırıları düzenlerken farklı bir gündeminin de olduğuna inandığını söyledi. Paris saldırısının kasıtlı ve özenle hazırlanmış bir saldırı olduğunu kesinlikle bir seferliğine gerçekleştirmiş bir saldırı olmadığını düşündüğünü söyledi. Bir başka dikkat çektiği nokta da CIA başkanının, bu tür saldırıların önlenemez olduğuna inanmadığı yönündeki açıklamasıydı. Brennan örgütün planladığı tek saldırının Paris saldırısı olduğuna inanmadığını da aktardı. Ve son olarak bu durum için “bir süre daha bu gerçekle yaşayacağımıza inanıyorum” ifadelerini kullandı.
Amerika Paris saldırılarına kitlendi
Paris’teki saldırılar Amerika’da geniş yankı buldu. Televizyonlar yayınlarını kesti Paris’e bağlandı. Ana haber bültenleri Paris’e taşındı. Terörle mücadele uzmanlarıyla konuşuldu. Neden ve bundan sonra ne olacak sorularına yanıt arandı. Elbette Amerikan kamuoyunda da sırada başka hangi Batı ülkesi var korkusuna yanıt verilmeye çalışıldı yayınlarda ve yazılan haberlerde.
Dünyanın en önemli başkentlerinden birinde sivillere yönelik bu terör saldırısı, öncelikle Amerikan halkına 14 yıl önce yaşadığı o büyük kabusu hatırlattı. 11 Eylül terör saldırısını. Washington Post gazetesini baş makalesinde bu olaya atıfta bulunuldu. Yazı, bu saldırının dünyanın nasıl korkunç tehlikeli bir yere dönüştüğünü ortaya koyduğunu ve Amerika’nın artık içe dönüp sadece kendi iç sorunlarıyla ilgilenerek, dünyada olup bitene kayıtsız kalamayacağını ele aldı. Medyada, Obama’nın IŞİD’e karşı “geriletme ve yok etme” stratejisinin çok da işe yaramadığı eleştirileri de yer aldı.
Bir başka önde gelen Amerikan gazetesi New York Times’ın baş makalesinde IŞİD’le mücadelenin, sabır, strateji, işbirliği, özellikle de Rusya ile Amerika arasındaki işbirliğini gerektirdiği vurgulandı. Paris’ten sonra neler olacak başlıklı makalede, IŞİD örgütünün Batı’ya karşı açtığı savaşta yeni bir aşamaya girildiği kaydedildi. Bu saldırının artık örgütün ulaşamayacağı hiçbir sınır olmadığını ortaya koyduğunu ve artık hiçbir ülkenin bu saldırılardan muaf olamayacağını ve yine hiçbir ülkenin bu örgütle mücadele katılmadığı takdirde güvende olamayacağının altı çizildi.