Batı Avrupa’daki mülteci örneklerinin aksine Amerika’dan sığınma hakkı isteyenler, ülkenin kıyılarına ulaşmaya çalışmıyor. Amerika’ya yerleşmek isteyen adaylar dikkatle inceleniyor, bir çok güvenlik araştırmasından geçiyor. Bu süreç iki yıl sürebiliyor.
Dışişleri Bakanı’nın Mülteci ve Göçmen İşlerinden Sorumlu Müşteşarı Mark Storella, süreci şöyle anlatıyor: “En çok dikkat çekmek istediğim nokta, Amerika’ya gelen mültecilerin ülkeye gelenler arasında en sıkı şekilde incelenen kesim olduğu.”
Ama halkın duyduğu konu, bu değil. Donald Trump, Amerika'ya alınacak Suriyeliler'in IŞİD üyesi olabileceğini söylüyor. Bu söylem, Amerikalılar’ın korkularını körüklemeye yarıyor. Mülteci hukukçusu Lavinia Limon’a göre ise bu iddianın hiçbir dayanağı yok.
Limon, Amerika’daki en büyük mülteci yerleştirme kuruluşunun başında. Limon, “11 Eylül saldırılarını düzenleyen teröristlerin hiçbiri mülteci değildi. Hatta son bir kaç yılda Amerika, Paris ya da başka yerlerde saldırı yapanların arasında mülteci yoktu” diye konuşuyor.
Geçen yıl Suriyeli mültecilerin ülkeye kabul edilmesine karşı şıkan Cumhuriyetçi başkan adayı Donald Trump’ın çağrısına bazı Cumhuriyetçi aday adayları, Kongre üyeleeri ve 30’a yakın vali destek verdi.
Başkan Barack Obama bu çağrılara kulaklarını tıkadı. Obama, küresel göç krizinin aşılmasında ABD’nin yeterince destek vermedği eleştirilerine karşı, yönetimine bu yıl ülkeye alınacak mülteci sayısını 85 bine çıkarma emri verdi.
ABD yönetimi 2017’de de bu sayının 110 bine çıkarılacağını açıkladı. Bu, Amerika’nın son 20 yılda kabul ettiği en yüksek mülteci sayısı olacak.