Almanya’da İktidara Yeşiller mi Gelecek?

Başbakan Angela Merkel'in Hıristiyan Demokrat Parti'nin başkanlığını bırakma kararı sonrasında, partisinde sertleşen liderlik yarışı sürerken, yapılan son kamuoyu araştırmaları Birlik partileri CDU/CSU ve Sosyal Demokrat Parti SPD‘nin oy kaybının devam ettiğini gösteriyor. Alman televizyon kanalı ARD tarafından yapılan, "hafta sonu seçim olsa kime oy verirsiniz?" şeklindeki ankete göre, CDU/CSU’nun oy oranı yüzde 27 olarak tespit edilirken, Sosyal Demokrat Parti'nin oy oranı 1949 yılından beri 69 yılın en düşük seviyesine, yüzde 13'e geriledi. Mülteci karşıtı Almanya için Alternatif Parti'nin (AfD) oy oranı ise yüzde 13'de kaldı. Yeşiller Partisi'nin baş döndürücü hızdaki yükselişi ise devam ediyor. 2017 yılındaki genel seçimlerde yüzde 8,9 oranında oy alarak Federal Mecliste 67 sandalyeye sahip olan Yeşiller, şu anda bir seçim yapılsa oylarını yüzde 24’e çıkaracak ve ülkenin ikinci büyük siyasi gücü olacak. Son olarak Bavyera ve Hessen eyalet seçimlerinde de büyük sıçrama yapan Yeşiller’in Almanya’da yaşanan siyasi krizden faydalanarak, daha da yükseleceği, hatta 2021’de yeni başbakanın ‘Yeşil’ olabileceği yorumları yapılıyor. Anketlere göre seçmenlerin yüzde 47’si "Yeşiller‘e oy verebilirim" diyor.

Your browser doesn’t support HTML5

Cem Dalaman'ın haberi

Peki bundan üç-dört yıl öncesinde yüzde beş barajına kadar gerileyen ve siyasi geleceği belirsiz bir duruma dönüşen Yeşiller’in, Almanya’nın yükselen tek partisi olarak iktidar ufkunda gezinmesinin açıklaması nasıl yapılıyor?

En önemli etkenlerden biri kuşkusuz partinin geçen ocak ayında göreve gelen eş başkanlıkları 37 yaşındaki Annalena Baerbock ve 48 yaşındaki Robert Habeck. Cem Özdemir ve Katrin Göring-Eckardt’dan boşalan liderlik koltuklarına oturan Baerbock ve Habeck, Berlin’de Birlik partileri-SPD koalisyonuna karşı, seleflerine kıyasla çok daha etkili bir muhalefet yürütürken, halkı ilgilendiren siyasi ve toplumsal konularda çok daha kararlı bir siyaset yütüyor ve alternatiföneriler sunuyor.Almanya’nın son zamanlarda en tartışılan konularından biri, artan ırkçılık ve yabancı düşmanlığı. Yeşiller, AfD’nin ırkçı söylemlerine karşı net tavır koyan ve sığınmacı karşıtlığına, milliyetçiliğe ve İslam düşmanlığına hiçbir şekilde atıfta bulunmayan tek parti konumunda. Bu çizgisiyle sol-liberal çizgideki seçmenlerin desteğini alan parti, aynı zamanda geniş kesimleri ilgilendiren tüketici haklarının korunması, yenilenebilir enerji kaynakları ve gıda endüstrisinde hayvan haklarına saygı gibi konularda da çok net söylemlere sahip. Yeşiller, kadın ve LGBTİ hakları, kentlerde yaşam kalitesinin yükselmesi gibi konularda da gündemi belirleyen somut öneriler getiriyor. Berlin’de koalisyon ortakları arasında bitmek bilmeyen sürtüşmeler ve özellikle çöküşün eşiğine gelen SPD’deki durum da, 1970’lerin sonunda bir çevre hareketi olarak kurulan Yeşiller’in yükselişini hızlandıran diğer nedenlerden. Yeşiller milletvekili olarak, geçen dönem Federal Meclis’te yer alan Memet Kılıç da, partisinin temsil ettiği politikalarla toplumun merkezinde konumlanmayı başardığını belirtiyor.

Kılıç: "Yeşiller toplumun merkezinde olmayı başardı"

Kılıç, "Bütün dünyada çok sıkıntılı bir siyaset dönemi var. Her yerde popülist liderler başa geçiyorlar. Böyle bir dönemde Almanya da sıkıntılı bir döneme girecek. Halk partilerinin ciddi oy kaybetmeleri, tanınmış, karizmatik liderlerini kaybetmeleri sonrasında sıkıntılı bir dönem olacağını düşünüyorum. Yeşiller oylarını iki kat arttırdılar. Buradaki bence önemli bir faktör, Yeşiller’in bazı konularda çok sağlam ve sabit duruyor olmaları ve radikal söylemlerini devam ettirmeleri. Çevreyi koruma konusudna örneğin, Avrupa Birliğ’ni kayıtsız koşulsuz pozitif görmeleri, sığınmacılara ve göçmenlere olumlu bakmaları, bu konuda pragmatik çalışmalar gerçekleştirmelerinin etkeni çok. Bu güç kazanımının federal seçimlere kadar süreceği tahmini de doğru" diyor.