Almanya'da Angela Merkel’in partisi Hristiyan Demokrat Birlik Partisi (CDU) ile kardeş partisi Hristiyan Sosyal Birlik Partisi’nin (CSU) ortak başbakan adayının kim olacağı konusundaki yarış iyice kızıştı. CSU Genel Başkanı ve Bavyera Eyalet Başbakanı Markus Söder’in 26 Eylül‘de yapılacak seçimde Birlik Partileri CDU/CSU’nun başbakan adayı olmak istediğini açıklamasından sonra, CDU Genel Başkanı Armin Laschet de bu göreve talip olduğunu açıkladı. Berlin’de toplanan CDU Parti Yönetim Kurulu, Laschet’in adaylığını oy birliğiyle destekleme kararı aldı. CDU adına bir açıklama yapan Hessen Eyalet Başbakanı Bouffier, Laschet ve Söder’in, adaylık konusunu Birlik Partileri’ne zarar vermeden kendi aralarında çözmeleri çağrısında bulundu. CDU Armin Laschet'i geçen Ocak ayında parti lideri olarak seçerek, partinin başbakanlık için doğal adayı olmasını sağlamıştı.
Bundan önce sürekli olarak muhafazakar kanadın başbakan adayı olmayacağı söyleyen ve “Benim yerim Bavyera, Berlin’den Münih’e döndüğümde mutlu oluyorum” diyen Markus Söder’in tavır değiştirmesi ve adaylığını ilan etmesi işleri tam anlamıyla karıştırdı. Kamuoyu yoklamalarına göre seçime girmesi durumunda Laschet’e kısayla çok daha fazla destek bulacağı anlaşılan Söder, “Başbakan Merkel’in desteği olmayan bir adayın seçimi kazanma şansı yok” diyerek, son sözü Merkel’e bıraktı.
Bu yasama dönemi sonrasında bir daha aday olmayacağını ve siyasetten çekileceğini söyleyen Merkel ise hangi adayı tercih ettiği konusunda şu ana kadar bir açıklama yapmadı. Uzmanlar, Corona viüsü pandemisine karşı mücadelede başarılı olabilmek için hayata geçirilen kısıtlamaların gevşetilmesinden yana olan Laschet’in kamuoyunda sevilmediğini belirterek, aday olması durumunda Birlik Partileri’nin seçimi kazanma şansının düşeceğini belirtiyorlar.
Yeşiller kimi aday gösterecek?
Seçimlerde büyük bir oy patlaması yaşaması, hatta ilk parti konumuna gelmesi beklenen Yeşiller, başbakan adayını gelecek hafta Pazartesi günü açıklayacak. Almanya tarihinde
ilk kez başbakan çıkarma şansı yakalayan Yeşiller’in adayının, eş başkanlar Annalena Baerbock ve Robert Habeck ikilisinden hangisi olacağını delegeler belirleyecek. Ancak Yeşiller’in parti kullarına göre, öncelik kadın siyasetçilerde olduğu için, Annalena Baerbock’un başbakan adayı gösterilmesi olasılığı çok daha yüksek. Yapılan kamuoyu araştırmalarına göre, Yeşiller’in oy oranı yüzde 23’le, yüzde 25 civarında seyreden Birllik Partileri’nin hemen arkasında.
AfD seçim programını belirledi
Öte yandan Alman siyasetinin aykırı politik partisi Almanya için Alternatif (AfD), geride kalan haftasonunda yapılan bir kurultayda seçim programını belirledi. AfD’nin aşırı sağcı kanadının ağırlığının hissedildiği programda, Almanya’da yaşayan göçmenler, sığınmacılar, yabancılar ve özellikle de Müslümanlar "ülkedeki sorunların başlıca nedeni" olarak tanımlanıyor. Başbakan Angela Merkel döneminde, 2015’de sınırların açılması sonrasında, ülkeye yüzbinlerce göçmenin "yasal olmayan" bir şekilde girdiği ve o zamandan bu yana ülkenin sosyal sisteminin dengesini yitirdiği, işsizliği arttığı, adli olayların rekor kırdığı, eğitim sistemin çöktüğü ve ev bulmanın çok zorlaştığı iddia ediliyor. AfD, ülkedeki sığınmacıların aile birleşiminin engellenmesini ve bundan sonra yeni göçe izin verilmeyerek, sadece "kültürel ve dini olarak Alman toplumunun değerlerine uyabilecek" yabancıların ülkeye taşınmalarına izin verilmesini istiyor. İslam’ın Almanya’nın temel değerleriyle uyuşmadığı ve minareli camilerin de engellenmesi gerektiği ifade edilen programda, yurtdışından gelecek parasal yardımla Almanya’da cami yapılmasının da önlenmesi talep ediliyor.
Almanya için Alternatif Partisi, ayrıca ülkenin AB’den çıkması ve eski para birimi D-Mark’ın yeniden kullanıma alınması talepleri ile de seçime katılmayı hedefliyor. AfD, 2017’deki seçimde yüzde 13 oy oranı ile ana muhalefet partisi olarak Federal Meclis’e girmişti. Son zamanlarda parti içi çekişmeler nedeniyle kriz yaşayan AfD‘nin kamuoyu araştırmalarına göre oy oranı şu anda yüzde 11 civarında.