Almanya’da Merkel-Schulz Düellosunun Yankıları Sürüyor

Federal Meclis seçimlerine üç hafta kala Başbakan Angela Merkel ile Sosyal Demokrat Parti'nin başbakan adayı Martin Schulz arasında yapılan ve televizyonlardan naklen yayınlanan düellonun yankıları sürüyor. Yapılan anketlere göre 97 dakika süren düellodan Merkel galip olarak ayrılırken, tartışılan konulara verilen sürelere ve aynı zamanda kamuoyunu yakından ilgilendiren bir dizi konunun hiç ele alınmamasına yönelik eleşitiriler haftanın ilk gününde de sürdü.

Ailelerin ve yaşlıların artan geçim derdi, çok sayıda okulun yetersiz donanımı, dijitalleşmenin ve küreselleşmenin eğitim ve çalışma hayatına getirdiği riskler ve aşırı sağcı İslamofobik saldırılar gibi vatandaşı çok yakından ilgilendiren konulara hemen hiç değinilmezken, iki lider ağırlıklı olarak mülteciler meselesini ele aldı, ayrıca Türkiye'ye karşı sert ifadeler kullandı.

Schulz başbakan olması durumunda Türkiye ile AB üyelik müzakerelerini keseceğini belirtirken, uzun süre Türkiye'yi savunduğunu hatırlattı, buna rağmen artık kırmızı çizginin aşıldığını ve başka seçeneğinin kalmadığını dile getirdi. Türkiye'ye karşı ekonomik baskının arttırılmasını savunan Merkel ise, daha sert bir seyahat uyarısı yayınlanabileceğini söyledi. Angela Merkel, Türkiye’de tutuklu olan Almanları hatırlatarak, "Vatandaşlarınızın hapisten çıkarılmasını istiyorsanız, diplomatik kanalları açık tutarak, konuşmak zorundasınız" diyerek, müzakerelerin hemen kesilmesine karşı olduğunu belirtti, ayrıca bu konuda AB ülkelerinin hemfikir olduğuna inanmadığını ifade etti. Merkel, kendisinin Türkiye'nin AB üyeliğine karşı olduğunu tekrarlayarak, Türkiye'ye karşı ortak bir pozisyon belirlenebilmesi konusunu diğer AB liderleri ile görüşeceğini kaydetti.

Konuya dair bir açıklama yapan Merkel’in sözcüsü Steffen Seibert, söz konusu görüşmenin Ekim ayındaki AB Zirvesi’nde gerçekleşeceğini bildirdi. Seibert, müzakerelerin şu anda durma noktasında olduğunu, Türkiye ile üyelik görüşmelerinin tümden sona erdirilmesi için ise tüm AB üyelerinin onayının gerektiğini açıkladı. Hristiyan Sosyal Birlik (CSU) partisinin Genel Başkanı ve Bavyera Eyaleti Başbakanı Horst Seehofer ise, üyeliğe hazırlık kapsamında önümüzdeki yıllarda Avrupa Birliği bütçesinden Türkiye'ye aktarılması öngörülen yaklaşık 4 milyar 200 milyon Euroluk yardımın durdurulmasını talep etti. Seehofer, Başbakan Merkel’in Türkiye'nin AB'ye tam üyeliğinin söz konusu olamayacağını da açık bir şekilde söylemesini istedi.

Pazar akşamki düelloda iki liderin çok uzun bir süre Türkiye konusuna saplanıp kalması, sosyal medyada da yoğun tepki bulurken, Türk lobisinden de programa yönelik eleştiriler geldi. Özellikle SPD adayı Martin Schulz’un Türkiye’ye yönelik sert açıklamaları ‘popülizm’ olarak tanımlanırken, Berlin Türk Cemaati Başkanı Bekir Yılmaz, Merkel ve Schulz’un seçim öncesi tek ortak buluşmalarında kamuoyunu ilgilendiren bir dizi sorun yerine, Türkiye’yi ele almalarını Alman siyaseti açısından ‘üzücü bir durum’ olarak tanımlıyor.

Berlin Türk Cemaati Başkanı Bekir Yılmaz, Pazar günkü tartışmada doğrudan ve satır aralarında Müslümanlara ve Türklere karşı söylemlerin ağır bastığını savunarak, sağ popülist Almanya için Alternatif Partisi’nin (AfD) alacağı oy oranının daha da artmasından endişe ettiğini belirtiyor. Yapılan son kamuoyu araştırmalarına göre AfD’ye destek yüzde 11 civarında.