BERLİN - Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısıyla başlayan savaştan kaçıp Avrupa ülkelerine sığınan Ukraynalılar'ın sayısı gün geçtikçe artarken, Almanya’da savaştan kaçan Ukraynalılar'a yönelik kolaylaştırıcı uygulamalar tartışmalara yol açıyor.
Your browser doesn’t support HTML5
Rus ordusunun bombardımanları nedeniyle birçok kent ve yerleşim merkezi kullanılamaz hale gelirken, Ukrayna halkı güvenlik, barınma ve temel ihtiyaçlarını karşılamak için yaşadıkları yerleri terketmek zorunda kalıyor.
Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR), son beş hafta içinde başka ülkelere sığınan Ukraynalılar'ın sayısının 4 milyona yaklaştığını, Ukraynalı mültecilerin 2 milyon 500 binden fazlasının da komşu Polonya'ya sığındığını açıkladı. UNHCR verilerine göre, İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana en hızlı büyüyen mülteci krizinde Romanya, Moldova ve Macaristan’dan sonra en yoğun göç alan ülke Almanya oldu.
Almanya’ya en az 280 bin kişi geldi
Alman İçişleri Bakanlığı’nın verilerine göre, Almanya'ya gelenlerin sayısı ise şimdiye kadar en az 280 bini buldu. Ancak bu sayı sadece trenle Almanya'ya gelenleri kapsarken, Almanya’nın Polonya sınırında pasaport kontrolu yapılmadığı için otomobil ya da otobüslerle ülkeye giren ve resmi kayıtlara geçmeden yakınlarının yanına yerleşen mülteci sayısının çok daha fazla olabileceği açıklandı.
Sığınmacılara yardım eden örgütlerden uzmanlar, gerçek sayının 400 bin olduğunu tahmin ediyor. Almanya’da kamuoyu Ukraynalılar'ı büyük bir sempati ve sıcak duygularla karşılarken, devlet de mültecilere kucak açarak, tüm imkanları sunuyor. Ukraynalılar'ın trenlerle geldiği istasyonlarda bekleyen vatandaşlar, gelenlere kapılarını açarak evlerini, dairelerindeki boş odalarını onlarla paylaşıyor.
Hatta Almanya’nın çeşitli bölgelerinden kamyonlara, minibüslere ve özel otomobillere doldurdukları yardım paketleriyle Ukrayna’ya doğru yola çıkanlar ya da Polonya ve Romanya’ya giderek otomobillerine bindirdikleri Ukraynalılar'ı Almanya’ya getirenler olduğu da biliniyor.
Ukraynalılar için kolaylaştırıcı uygulamalar
Devlet ise bürokrasi süreci en az tutarak, Ukraynalılar'ın bir an önce normal bir yaşam sürmesini hedefliyor. Nitekim savaştan kaçarak Almanya’ya gelen Ukraynalılar'ın Almanya’da kayıt yaptırması bir zorunluluk değil. Ukrayna pasaportuna sahip olanlar, ülke içerisinde 90 gün boyunca diledikleri gibi hareket edebiliyor.
Ülkede daha fazla kalabilmek için ise diğer mültecilerin geçtiği uzun ve zor prosedürden geçmeden oturum ve çalışma izinlerini kolaylıkla alabiliyor. Avrupa Birliği de, Ukraynalı mültecilerin Avrupa Birliği ülkelerinde en az bir yıl geçici olarak kalabileceğini ve daha sonra mevcut koşullar çerçevesinde kalma sürelerini iki yıl daha uzatılabileceklerini açıklamıştı. Ukrayna'dan Almanya’ya gelen mülteciler kayıt yaptırdıklarında sağlık hizmetlerinden faydalanırken, kaydettirmeyenler ise acil durumlarda hastanelerde ücretsiz tedavi ediliyor.
Barınacak yere ihtiyaç duyanlara ev bulmalarında öncelikli olarak yardımcı olunuyor. Ukraynalılar tren ve toplu taşımadan ülke çapında ücretsiz olarak faydalanabilirken, Telekom şirketi de Ukraynalı mültecilere Haziran sonunda kadar ücretsiz SIM kartı ve limitsiz internet hizmeti sağlıyor.
"Ülkeye kimin girdiğini bilmiyoruz sonra pişman olabiliriz"
Yapılan yorumlarda, Ukraynalı sığınmacıların toplumda büyük ölçüde kabul görmeleri Almanya ve Ukrayna arasındaki kültürel yakınlıkla ve Rusya’nın yaşanan savaşta suçlu olarak görülmesiyle açıklanıyor. Ancak madalyonun diğer yüzünde ise bazı sorunlar da gündeme geliyor. Bunlardan başlıcası, sınırlarda kayıt yapılmaması. Almanya Kentler ve Belediyeler Birliği Başkanı Gerd Landsberg, Ukrayna’dan gelen tüm sığınmacıların kayıt yaptırmasından yana olduklarını söyledi.
Muhalefetteki Hıristiyan Demokrat CDU’nun lideri Friedrich Merz de, "Ülkeye kimin girdiğini bilmiyoruz, sonra pişman olabiliriz" sözleriyle kayıt yapılmamasını eleştirdi. Gelenlerin yüzde 90’la çoğunluğunun kadın ve çocuk olduğunu belirten İçişleri Bakanı Nancy Faeser ise, "Günlerce ölüm korkusu yaşayan, yollarda sürünen bu insanları bir de Alman sınırlarında saatlerce bekleterek, daha da fazla kötü muamele yapma hakkımız yok. Zaten 90 gün serbest seyahat hakları var" diyerek, mültecilerin kayıt altına alınmasına karşı olduğunu söyledi. Ukrayna’daki seferberlik nedeniyle, 18 ila 60 yaş arasındaki erkeklerin ülkeyi terk etmesi yasak.
"Kapasite göç dalgasını karşılamaya yetmeyecek"
Öte yandan 2015'de yaşanan göç dalgasında ülkeye gelen Suriyeli ve Afganlar'ın aksine, Ukraynalılar'a doğrudan çalışma ve oturma hakları verilmesi, toplumda "iyi mülteci, kötü mülteci" tartışması başlattı. Alman devleti, 2015’te gelen sığınmacıların konaklama, temel gıda, hijyen ve giyim ihtiyaçlarını karşılarken, çalışabilmelerine ise ancak iltica taleplerinin kabul görmesi durumunda izin vermişti.
Bu arada Ukraynalı sığınmacıların AB ülkeleri arasında paylaşımı ile ilgili tartışmalar da devam ediyor. Almanya İçişleri Bakanı Faeser, Avrupa’da sığınmacıların paylaşımı konusunda kota belirlenmesinden yana olduğunu açıklamıştı. Faeser, "Tüm AB ülkeleri Ukrayna’ya destek konusunda omuz omuza verdi, dayanışma gösterdi, ancak bunun göçmenler konusunda da geniş kapsamlı olarak hayata geçirilmesi gerekiyor" dedi.
Polonya İçişleri Bakanı Mariusz Kaminski ile Avrupa Komisyonu’na ortak bir mektup gönderen Faeser, “Bizim ülkelerimiz Ukraynalıları kabul etmek ve insanları korumak adına en büyük çabayı gösterdiğini kesinlikle söyleyebiliriz. Ancak Polonya ve Almanya’nın kabul kapasitesi göç dalgasını karşılamaya yetmeyecek. AB üyesi tüm devletlerden koruma arayan insanları kabul etmesini talep ediyoruz” ifadelerini kullandı.