Almanya Başbakanlık Binası’nın rekor bir bütçe ile genişletilerek büyüklüğünün iki katına çıkarılması kararına tepkiler artıyor.
Ülkenin en etkin lobi gruplarından Alman Vergi Mükellefleri Federasyonu Başkanı Reiner Holznagel, Berlin’in merkezindeki binanın genişletilmesi planını "şatafat ve lüks merakı" olarak tanımlayarak, söz konusu planın işlevsel olarak bir gerekçesi bulunmadığını öne sürdü. Federal Parlamento’nun devreye girerek inşaatı durdurmasını talep eden Holznagel, binanın genişletilmesinin "özellikle Corona krizinin ortasında, birçok vatandaşın işini kaybetme endişesi yaşadığı bir dönemde yanlış bir sinyal olduğunu düşünüyorum" dedi.
Hristiyan Demokrat Parti CDU’dan ayrılarak "Team Todenhöfer" adıyla yeni bir parti kuran tanınmış politikacı Jürgen Todenhöfer de başbakanlığın daha da büyütülecek olmasına tepki gösterdi. Ankara’daki Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nin inşası sürecinde Almanya’dan çok sert eleştiriler geldiğini hatırlatan Todenhöfer, "Şimdi Almanya’nın başkentinde Ankara’daki Külliye’den 10 dönüm daha büyük bir bina oluşacak. Bu Almanya‘nın siyasetindeki çelişkileri kanıtlıyor" diyerek, planın durdurulmasını talep etti.
Liberal FDP partisinin bütçe politikaları sözcüsü Otto Fricke ise Federal Meclis’e önerge vererek, binaya ek inşaatın başlamasının en az bir yıl ertelenmesini isteyeceklerini duyurdu. Daha önce bir açıklama yapan Federal Sayıştay, binanın genişletilmesi inşaatının maliyetinin 485 milyon euro olarak tanımlandığını, ancak yüksek maliyet risklerini hesaplayan bağımsız uzmanların 600 milyon eurodan yola çıktıklarını belirterek, Başbakanlık'ın bu rekor orandaki harcama konusunda yazılı gerekçeyi göndermesini talep etmişti.
"Başkanlık sistemini hatırlatan yeni bir merkezi yönetim tarzının habercisi"
Alman medyasında çıkan yorumlardaysa genişletme planının maliyetinin yanısıra konunun siyasi boyutuna dikkat çekiliyor. Alman demokrasisinin parlamento ile başbakanlık arasında geçmişte hassas bir dengeye sahip olduğu, ancak Angela Merkel döneminde başbakanlık kurumunun giderek güçlendiği ve meclisten bağımsız hareket etme eğilimi gözlemlendiği belirtiliyor.
Merkel’in Avrupa politikaları konusunda Dışişleri Bakanı Heiko Maas’tan bağımsız hareket etmesi, Corona konusunda alınan kararlardaysa Federal Meclis’in neredeyse tümüyle devre dışı bırakılması, ince siyasi dengeleri sarsacak bir gidişat olarak niteleniyor ve Başbakanlık Binası’nın genişletilmesi "başkanlık sistemini hatırlatan yeni bir merkezi yönetim tarzının habercisi" olarak tanımlanıyor.
Berlin’in ortasında Federel Meclis Bundestag’ın hemen karşısındaki geniş alanda bulunan Almanya Başbakanlık Binası, şu andaki haliyle de dünyanın en büyük hükümet merkezi. 25 bin 347 metrekarelik zemin alanı ile Washington'daki Beyaz Saray'dan sekiz kat, Londra'daki Downing Street'te bulunan binadan on kat daha büyük. Bina, 2027 yılına kadar iki katına çıkarılacak ve toplam 50 bin metrekarelik bir alana genişletilmesiyle Beyaz Saray'dan 16 kat ve İngiliz Başbakanlık Ofisi’nden tam 20 kat daha büyük olacak. Ankara’da Beştepe’de bulunan Cumhurbaşkanlığı Binası’nın arazisinin toplam yüzölçümü 750 bin metrekare, Külliye olarak tanımlanan ana bina ise 40 bin metrekare üzerine kurulu.
Berlin’de Başbakanlık Binası’nın genişletilmesi projesi, mimar Axel Schultes’in imzasını taşıyan binanın arkasında şu anda bahçe olarak kullanılan geniş arazi üzerinde gerçekleştirilecek. 2001’de açılan binada çalışanların sayısı 850’den, genişleme tamamlandığında 1500’e çıkacak. Bürokrat ve görevlilere ek ofis alanlarının yanısıra, Başbakan’ın konaklayacağı 250 metrekare büyüklüğünde bir daire, beş ayrı kata yayılan dokuz kış bahçesi ve bir çocuk yuvası inşa edilecek.
Kendine özgü ama tartışmalı mimarisi nedeniyle gazeteciler ve turist rehberleri tarafından "Federal Çamaşır Dairesi" olarak tanımlanan binanın genişletilmesi için inşaatın temelinin ne zaman atılacağı henüz belli değil. Ancak kesin olan, önümüzdeki Eylül ayında görevinden ayrılacağını ve siyaseti bırakacağını duyuran Başbakan Merkel’in genişletilmiş binayı sadece dışından görecek olması. Mütevazı yaşam tarzıyla bilinen Merkel’in bu kadar iddialı bir genişletme projesine neden onay verdiği sorusu ise Berlin'de şaşkınlığa yol açıyor. Merkel, şu andaki Başbakanlık Binası’nda bulunan lüks dairede kalmak yerine, yıllardır sade bir apartman dairesinde yaşamını sürdürüyor.