Almanya'da AfD Hakkında Bağış Skandalı İddiası

Yabancı ve İslam karşıtı Almanya için Alternatif AfD bu sefer de gizli bağış skandalıyla gündeme geldi. AfD’nin yasalara aykırı olarak bağış topladığı yönündeki iddialar sonrasında, Federal Meclis parti yönetiminden en geç dört hafta içinde detaylı bilgi istedi. AfD’nin tatmin edici bir cevap vermemesi durumunda, savcılığın devreye gireceği tahmin ediliyor.

Alman medyasında yer alan haberlere göre, AfD 2017’de yapılan genel seçimler öncesinde İsviçreli bir ilaç firmasından 130 bin Euro bağış aldı ve söz konusu meblağı yetkililere bildirmedi. 2017’nin temmuz ve eylül aylarında verildiği belirlenen bağış parasının, AfD’nin ırkçı çıkışlarıyla tanınan eş başkanı Alice Weidel’in milletvekili adayı olduğu Bodensee teşkilatının hesabına yatırıldığı da ortaya çıktı.

Alman partiler yasasına göre, bir parti İsviçre gibi AB üyesi olmayan bir ülkeden bağış alması durumunda bunu derhal Federal Meclis yetkililerine bildirmek zorunda. Aynı şekilde AB ülkelerinden ya da ülke içinden gelen 50 bin Euro'dan fazla para bağışlarının da, Federal Meclis yönetimine bildirilmesi gerekiyor.

Alice Weidel, ilaç firmasının bağışından haberinin olmadığını ve bağış işleriyle partinin mali görevlisinin ilgilendiğini söyledi. Kendisine yönelik istifa taleplerini reddeden Weidel, bağışın yasalara aykırı olduğunun anlaşılmasından sonra paranın iade edildiğini de söyledi. AfD’nin diğer eş başkanı Alexander Gauland da, Weidel’in bir hatasının bulunmadığını ve haberlerin skandal olarak tanımlanmasının AfD’ye zarar vermeyi hedeflediğini açıkladı.

Berlin’de yapılan yorumlarda, AfD’nin bağış skandalı nedeniyle yüklüce para cezası alacağı tahminleri dile getiriliyor ve buna paralel şimdiye dek korumayı başardığı ‘yolsuzluklara bulaşmayan temiz parti’ imajını yitireceği dillendiriliyor. Geçen hafta da partinin genel başkan yardımcısı Beatrix von Storch’un, Berlin’de bir mahkemeye 5 bin Euro ödeyerek hakkında açılan davayı kapattırdığı ortaya çıkmıştı. Storch’a, kurduğu bir vakıfla bağlantılı ‘tevkifat ve zimmete para geçirme’ suçlamaları yöneltiliyor.

Berlin’de bazı gözlemciler, AfD’ye yönelik bu iki suçlamaya paralel, partiyi koruyan açıklamalarıyla tepki çeken Anayasayı Koruma Örgütü Başkanı Hans-Georg Maassen'in görevden alınmasıyla, Almanya için Alternatif’in yükselişinin durdurulabileceğini öne sürüyorlar. Aralık ayında Başbakan Angela Merkel’den boşalacak CDU genel başkanlığına aday olan ve seçilme ihitimali çok yüksek olarak değerlendirilen Friedrich Merz, dün yaptığı bir açıkalamada AfD’nin ‘nasyonal sosyalist bir parti’ olduğunu belirtmiş, böyle bir partiyle CDU’nun koalisyon kurmayacağını söylemişti.

AfD, son üç yılda ülkede 16 eyaletin 15’inde eyalet parlamentolarına girdi. 24 Eylül 2017’de yapılan genel seçimlerde toplam oyların yüzde 12,6’sını alarak Federal Meclis’e girdi ve o zamandan bu yana Alman siyasetinde gündemi belirleyen parti oldu.