Almanya Suriye Konusunda Politika Belirlemeye Çalışıyor

Suriye'deki kimyasal saldırı iddiaları sonrası ABD ile Rusya arasındaki gerginlik ve özellikle Başkan Donald Trump’ın Twitter üzerinden askeri müdahale yapılacağı şeklindeki açıklamaları Almanya’da da tedirginlikle izleniyor.

Your browser doesn’t support HTML5

Cem Dalaman'ın haberi

Federal hükümetin Berlin yakınlarındaki Meseberg Sarayı’nda iki gün süren çalışma toplantısına katılan kaynaklar, Başbakan Merkel’in kısa bir süre içinde Suriye’ye yönelik bir operasyon olacağından yola çıktığını ve Berlin’in alacağı tavrı Dışişleri Bakanı Heiko Maas ile karara bağladığını aktarıyorlar. Buna göre Berlin ABD’nin olası saldırısını ‘anlayışla’ karşıladığını açıklayacak ve kınamayacak. Kaynaklara göre Almanya, askeri operasyona ve uluslararası müdahaleye katılım konularında ise geri planda kalmayı hedefliyor.

NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg ve AB Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker ile de görüşen Merkel, dün konuyla ilgili açıklamasında Doğu Guta’da kimyasal silah kullanıldığından şüphesi olmadığını söyleyerek, “Bunca uluslararası tartışma ve kınamanın ardından orada hala kimyasal silah kullanılmasının çok üzücü olduğunu belirtmek zorundayım” dedi.

Merkel hükümetinin gelişmelere pasif kalmayı tercih etmesi ülke içinde, siyaset ve basında eleştirilere neden olurken, muhalefet partilerinden liberal FDP’nin genel başkanı Christian Lindner, başbakana diplomatik girişimilerde bulunması çağrısı yaptı. “Askeri metodlar uluslararası sorunlara çözüm getirmiyor. Üstelik Suriye’ye olası operasyon Türkiye’nin durumu nedeniyle bir NATO meselesi haline dönüşebilir” diyen Lindner, Merkel’in inisyatif almasını istedi. Dünyanın en önemli güvenlik zirvesi sayılan Münih Güvenlik Konferansı’nın başkanı Wolfgang İschinger de, “Almanya ne yapıyor? Hükümet nerede? Yaşanan bir trajediyi uzaktan mı izleyeceğiz? Berlin’in dış politik sorumluluğu yok mudur?” şeklindeki sözleriyle Merkel hükümetini eleştirdi.

Alman siyaset uzmanları Merkel’in Trump’a dünkü sözleriyle verdiği desteğe rağmen, Berlin'in Suriye anlaşmazlığındaki hareket kabiliyetinin geçmişte aldığı pasif tavır nedeniyle sınırlı olduğunu savunuyor. Suriye savaşında ABD, Rusya, İran, Türkiye, İsrail ve Suudi Arabistan gibi aktörlerin rol oynadığı, AB cephesinden ise Fransa’nın adının geçtiği belirtilirken, Almanya’nın gelişmelerin bundan sonraki gidişatı açısından ciddi bir ağırlığı olmayacağı öne sürülüyor.

Başbakan Merkel, daha önce yaptığı açıklamalarda Suriye için ‘çıkış stratejisi‘nin bulunması çağrısı ile diplomatik çözümden yana olduğunu vurgulamış ve Almanya’nın taraf olmaya yanaşmayacağını ifade etmişti. Yapılan analizlerde, 2011’den bu yana devam eden Suriye savaşı nedeniyle 2014 sonrasında Avrupa’ya doğru yola çıkan yüzbinlerce sığınmacının Almanya’ya gelmesi ve ülkede bir ‘sığınmacı krizi’ yaşanaması sonrasında, Merkel’in öncelikli hedefinin Berlin’i Suriye ile ilgili gelişmelerin dışında tutmaya çabalamak olacağı öne sürülüyor. Kadir Has Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümünden Prof. Serhat Güvenç de, Merkel’in yeni sığınmacı krizi korkusunun Suriye politikalarını belirlediği görüşünde.

Almanya’nın ABD’nin olası operasyonuna desteğinin boyutu tartışıla dursun, olası bir saldırıda Almanya'da bulunan Ramstein askeri üssünün önemli bir yer tutacağı şimdiden biliniyor. Amerika‘nın sınırları dışında bulunan en büyük askeri üslerden olan Ramstein, Amerikan ordusunun insansız hava araçlarıyla (İHA) çeşitli ülkelere yaptığı operasyonlarda, merkez olarak kullanılıyor. Üste toplanan bilgiler ABD’ye iletilirken, çeşitli ülkelere yapılan saldırılar da buradan yönetiliyor. Büyük bir askeri alana kurulu Ramstein‘da 16 bin sivil ve askeri personelin görev yaptığı tahmin ediliyor.