Nüfusun hızlı bir oranda yaşlanması nedeniyle son yıllarda nitelikli eleman açığı giderek büyüyen Almanya, hazırlanan yeni göç yasasıyla sorunu azaltmayı amaçlıyor. Merkel hükümetinin uzun süren tartışmalardan sonra üzerinde anlaştığı yasa tasarısına göre, yıllardır bir tabu olarak görülen, işgücü açığının giderilmesinde önceliğin Alman ve AB vatandaşlarına verilmesi koşulu kaldırılırken, nitelikli çalışan açığı bulunan mesleklerde Almanya’da tanınmış bir meslek diploması olan herkese ülkenin kapıları açılıyor.
Tasarıya göre, hemşirelik, hasta ve yaşlı bakıcı, inşaat, metal, IT gibi toplam 61 branşta meslek diploması bulunan, herhangi bir iş sözleşmesi olmadan da iş aramak için belirli bir süreliğine Almanya’ya gelebilecek. Almanya’ya gelmeden önce bir iş sözleşmesi imzalanması durumunda, vasıflı eleman Almanya’ya gelip hemen çalışabilecek. Meslek diplomalarını bulundukları ülkede Almanya’nın temsilciliklerinde denkleştiren vasıflı elemanlar ve söz konusu branşlarda eğitimli akademisyenler somut bir iş teklifi olmadan da, iş aramak için Almanya’ya gelip 6 aya kadar kalabilecek. Ancak bu sürede, iş aramak için gelen AB vatandaşlarına verilen sosyal yardımı alamayacak. Bu nedenle, örneğin Türkiye’den Almanya’ya iş aramak amaçlı gelecek nitelikli elemanların iş aradığı sürece geçimini sağlayacağını Almanya’ya gelmeden önce belgelemesi ve mesleği yapabilecek derecede Almanca konuşabildiğini kanıtlaması gerekecek. Almanya'ya gitmek isteyen ve şartları yerine getirenlere 6 aylık vizeyi büyükelçilikler verecek.
Nitelikli eleman eksikliği Almanya’da kronik hale dönüştü. Ekonomideki olumlu tabloya ve istihdamdaki rekor artışa rağmen 1 milyon 600 bin civarında işe uygun eleman bulunamıyor. Uzmanlar bu nedenle yıllardır sadece AB içinde değil AB'ye üye olmayan ülkelerden Almanya'ya göçün de çekici hale getirilmesi gerektiğini vurgularken, işverenler ise açık yüzünden Almanya’nın rekabet gücünün orta ve uzun vadede olumsuz etkileneceğini savunuyordu. Alman Ekonomi Enstitüsü, kalifiye eleman açığıdan dolayı Alman ekonomisinin yılda yaklaşık 30 milyar Euro kayba uğradığını da ifade etmişti.