Almanya Federal İçişleri Bakanı Nancy Faeser, ülkenin sınır ötesi suç şebekeleri ve aşırı İslamcı örgütler gibi dış tehditlerden korunması gerektiğini ifade ederek, tüm Alman kara sınırlarında kontrollere geçici olarak yeniden başlanacağını, daha önce yapılan kontrollerin de genişletileceğini açıkladı.
Kontrollerin 16 Eylül’de başlayacağını ve ilk etapta altı ay süreceğini duyuran Bakan Faeser, açıklamasında ülkeye düzensiz olarak giren ve geçerli sebebi olmaksızın iltica başvurusunda bulunan kişilerin sayısının azalması gerektiğini de vurguladı.
Kontroller kapsamında sınırlarda sabit ve hareketli polis devriyelerinin ve tedbirlerinin uygulanacağını, düzensiz giriş yapmak isteyen kişilerin sınırdan geri çevrilebileceklerini söyleyen Bakan Faeser, "Önlemlerimiz Avrupa hukukuyla uyumlu, geri göndermeler için uygun bir model olacak" dedi.
Nancy Faeser, Schengen Anlaşması’nın rafa kaldırılması olarak tanımlanabilecek önlemler konusunda Avrupa Komisyonu'nun bilgilendirildiğini, ayrıca ana muhalefet partileri CDU/CSU’nun da tedbirleri görüşmek amacıyla istişarelere çağrıldığını aktardı.
Avusturya’dan karara tepki
Alınan karara tepki veren Avusturya Dışişleri Bakanı Gerhard Karner, ülkesinin Almanya tarafından sınırdan geri çevrilen hiçbir göçmeni kabul etmeyeceğini söyledi.
İlgili Haberler Münih’te İsrail Başkonsolosluğu yakınlarında polisle çatışan saldırganın Bosna kökenli olduğu açıklandıAlmanya, 2015 yılında Suriye ve Afganistan’dan sığınmacıların sayısının artması sonrasında Avusturya sınırında kontrollere başlamıştı. Almanya ayrıca; Polonya, Çek Cumhuriyeti ve İsviçre sınırlarında Ekim 2023'ten bu yana insan kaçakçılığı ve düzensiz göçün önlenmesini hedefleyen sınır kontrolleri yapıyor.
Alman hükümeti, bundan kısa bir süre önce, Ekim 2023’den bu yılın Nisan ayına kadar Avusturya sınır kontrollerinde 708 insan tacirini gözaltına alındığını, 17 bin 600 düzensiz girişi engellediğini açıklamış, yapılan iltica başvurularının da geçen yılın aynı dönemine oranla beşte bir azaldığını bildirmişti.
Faeser’in duyurduğu kararın yaşama geçirilmesiyle sınır kontrolleri Danimarka, Fransa ile Belçika, Hollanda ve Lüksemburg'u da kapsayacak.
Radikal İslamcı saldırılar, sert önlemleri beraberinde getirdi
Almanya’da geçen ay bir Afgan sığınmacının İslam karşıtı "Pax Europa Yurttaş Hareketi"nin etkinliği sırasında düzenlediği bıçaklı saldırıda yaralanan polis memurunun hayatını kaybetmesi, ardından da iki hafta önce Suriyeli bir sığınmacının Solingen kentinde bir festivalde üç kişiyi öldürmesi ve saldırıyı terör örgütü IŞİD'in üstlenmesi, Almanya’da siyasetin gündemini değiştirdi.
İlgili Haberler Almanya’da siyasi deprem: Türkler tedirginHemen tüm partilerden siyasetçiler Almanya’nın kapılarını sığınmacılara kapatması gerektiğini dile getirirken, Başbakan Olaf Scholz, "Tüm imkanlarımızı kullanarak bu ve benzer olayların ileride yaşanmaması için kararlı adımlar atmaktayız. Başvuruları kabul edilmeyenlerin ve ağır suç işleyen sığınmacıların sınırdışı edilmelerinin hızlandırılması yolunda gereken yasal değişiklikler yapılacak. Düzensiz göçün engellenmesi için de yeniden devreye soktuğumuz sınırlarda kontrolleri genişletmede de kararlıyız" dedi.
Ana muhalefetteki Hristiyan Demokrat CDU Genel Başkanı Friedrich Merz, bir adım daha ileriye giderek, Almanya’nın kapılarını Suriye ve Afganistan’dan gelecek sığınmacılara tamamen kapatmasını istedi.
Schengen ve Dublin Anlaşmaları ne olacak?
Almanya’nın sınırlarında kontrolleri yayma kararı, 1985 yılında imzalanan Schengen Anlaşması’nın geçici bir süre askıya alınmasını beraberinde getiriyor. 27 Avrupa ülkesini kapsayan anlaşmanın geçici olarak kaldırılmasıyla, AB vatandaşlarının Almanya’ya giriş çıkışlarındaki serbest dolaşım hakkı da kaldırılmış olacak.
İlgili Haberler Solingen saldırısı sonrası Almanya güvenlik politikalarını sıkılaştırıyor: Sınırdışı uygulamaları gündemdeÖte yandan Almanya bu kararla, sığınma başvurularında üye ülkelerin nasıl bir işlem yapacağını düzenleyen Dublin II Sözleşmesi’ni de tekrar tartışmaların odağına çekecek. Sözkonusu anlaşma, Avrupa Birliği üyesi ülkeler arasında sığınma başvurularının hangi ülke tarafından değerlendirileceğini belirleyen bir düzenleme. Anlaşma sığınmacıların AB’ye adım attıkları ülkede sığınma sürecini başlatmalarını öngörüyor. Ancak çok sayıda sığınmacının ilk girdikleri AB ülkeleri olan Bulgaristan, İtalya ve Yunanistan yerine, Almanya’ya başvuru yaptıkları, sözkonusu ülkelerin sığınmacıları kayıt altına almadan Almanya yönünde komşu ülkelere gitmelerine izin verdikleri öne sürülüyor.