Almanya Başbakanı Olaf Scholz, Hamas ve Hizbullah milislerine karşı mücadelede İsrail'e daha fazla silah yardımı yapılacağını açıkladı.
17-18 Ekim tarihlerinde Brüksel'de toplanacak olan Avrupa Birliği Konseyi Zirvesi öncesinde Alman Federal Meclisi'nde, bir hükümet açıklaması yapan Scholz, "Silah teslimatı yapıyoruz ve bundan sonra da daha fazla teslimat olacak. İsrail buna güvenebilir" dedi.
Scholz’un, Almanya’nın silah desteğinin diğer AB ülkelerinin bilgisi dahilinde gerçekleşeceğini söylemesi, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’a bir mesaj olarak algılandı.
İsrail'e silah desteği konusunda son zamanlarda tartışmalı açıklamalar yapan Macron, Gazze'deki çatışmalar nedeniyle İsrail'e silah teslimatlarının durdurulması çağrısında bulundu. Bu açıklamalar, hem Fransa içinde hem de İsrail'de tepkiyle karşılandı. İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu, Macron'un bu çağrısını sert bir şekilde eleştirdi ve Batılı liderlerin silah ambargosu taleplerini kınadı.
Hamas‘ın İsrail'e saldırdığını hatırlatan Scholz, Almanya'nın İsrail'i "ülkesini savunabilecek durumda tutması gerektiğini" vurguladı. Scholz, "İsrail şimdi ve gelecekte bize ve dayanışmamıza güvenebilir" diye konuştu.
İlgili Haberler AB’den İsrail’e karşı ilk ortak kınama:“BM görev gücüne saldırılar derhal durmalı”Gazze'de insani yardıma hala ihtiyaç duyulduğunu da belirten Almanya Başbakanı, tarafların çatışmalarda uluslararası hukuk kurallarına uyması gerektiğini vurguladı.
Filistinliler‘le iki devletli çözüm yolunda bir perspektife ihtiyaç olduğunu söyleyen Scholz, "İsrailli rehinelerin serbest bırakılmasıyla sonuçlanacak bir ateşkese de ihtiyaç var" dedi.
Lübnan’daki saldırılara da değinen Scholz, "Kuzeyde çok açık biçimde 1701 numaralı Birleşmiş Millletler kararı çerçevesinde ateşkes ilan edilmelidir" görüşünü dile getirdi. Scholz ayrıca İran'ı, İsrail'e füzelerle saldırmaktan vazgeçmeye çağırdı ve "İran ateşle oynuyor. Buna bir son vermeli" dedi.
Almanya’dan İsrail’e 45 milyon Euro değerinde silah gitti
Almanya’dan İsrail'e silah sevkiyatı son dönemde önemli ölçüde arttı. Geçtiğimiz sekiz hafta içinde Alman hükümeti, İsrail'e yaklaşık 31 milyon Euro değerinde silah ihracatına izin verdi. Federal Ekonomi Bakanlığı, İsrail'e bu yıl, 21 Ağustos itibarıyla, 14 milyon 460 bin Euro‘luk silah ve askeri malzeme satışına onay verdiğini açıklamıştı. 13 Ekim itibarıyla, toplam 45 milyon 740 bin Euro‘luk silah ve askeri malzeme satışına onay verilmiş oldu.
Bu silahlar arasında hava savunma sistemleri, mühimmat ve diğer askeri teçhizat bulunuyor.
Alman basınında, koalisyon hükümetinin Yeşiller Partili Dışişleri Bakanı Annelena Baerbock ve Ekonomi Bakanı Robert Habeck’in Almanya'nın satacağı silahların "soykırım için kullanılmayacağına" dair İsrail'den yazılı güvence istediği haberi yer almıştı. Bakan Baerbock, Eylül ayında "Gazze Şeridi’nde kullanılabilecek ve devletler hukukunu ihlal edecek silahların ihracatını yapmadıklarını" ifade etmişti.
İsrail'in sözkonusu belgeyi ilettiği ve bunun ardından da Başbakan Olaf Scholz'un Meclis‘te, "İsrail'e silah sağladık ve sağlayacağız" ifadelerini kullandığı kaydedildi.
Scholz’un açıklaması öncesinde, Almanya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Sebastian Fischer, "İsrail'in güvenlik önlemleri ve askeri operasyonları, uluslararası hukuka uygun olarak değerlendirilmektedir. Almanya, İsrail'in Filistinlilere yönelik saldırılarını soykırım olarak tanımlamıyor" şeklinde bir açıklama yaptı.
Almanya’nın İsrail’le olan özel ilişkisi
Başbakan Olaf Scholz, Hamas’ın İsrail’e saldırısının birinci yıldönümünde, 7 Ekim’de yaptığı bir başka hükümet açıklamasında, "Şu anda Almanya için durulacak tek bir yer var; İsrail'in yanındaki yer. İsrail'in güvenliği, Alman devletinin varoluş nedenidir derken bunu kastediyoruz" demişti.
Alman siyasetçiler daima İsrail’in korunmasını ve güvenliğini Almanya’nın "devlet politikası" (staatsräson) olarak tanımlıyorlar. Bu da, İsrail ne yaparsa yapsın Almanya’nın onu desteklemesi ve Hitler döneminde Yahudiler‘e karşı gerçekleştirilen soykırımın Almanya’nın İsrail politikasını günümüze kadar ipotek altına alması anlamına geliyor.
Alman vatandaşlığına geçişi kolaylaştıran ve çifte vatandaşlığa olanak tanıyan yeni vatandaşlık yasasında da bu bağlamda, vatandaşlığa geçişi engelleyen bazı kısıtlamalar yer alıyor. Alman vatandaşlığının kazanılmasının "İsrail'in var olma hakkına bağlılığa ve vatandaşlığa başvuran kişinin İsrail devletinin varlığına karşı herhangi bir tavır koymadığına" dair bir beyana bağlı olması beklenirken "Başvuru sahibinin antisemitik bir tutum sergilediğine dair deliller" söz konusuysa, vatandaşlığa kabulü de söz konusu olamıyor.