Almanya İklim Koruma Önlemleri Planlıyor

23 Eylül’de New York’ta düzenlenecek Birleşmiş Milletler İklim Eylem Zirvesi öncesinde, önümüzdeki 20 Eylül Cuma günü dünyanın dört bir köşesinde milyonlarca kişinin küresel iklim grevine çıkacağı tahmin ediliyor. İklim için liderlerin harekete geçmesini talep eden İsveçli aktivist Greta Thunberg öncülüğünde başlayan "Gelecek için cuma günleri" (Fridays for future) eylemleri kapsamında gerçekleşecek iklim grevine Almanya’dan yoğun katılım bekleniyor.

15 Mart'ta birincisi düzenlenen ilk İklim Grevi'ne dünya genelinde 2 milyon kişi katılırken, Almanya’da özellikle öğrenciler eylemlere destek vermiş, organizatörlere göre en az 40 bin öğrenci o gün okula gitmek yerine, çevreci eylemlere katılmıştı. Bu kez 400 kentte eylem planlayan Alman aktivistler sera gazı salınımının azaltılması için ulusal ve uluslararası bağlayıcı düzenlemeler getirilmesini, ülkenin 2030 yılında kömür enerjisinden vazgeçmesini ve 2034'e kadar da yüzde yüz oranında yenilenebilir enerjiye geçilmesini talep ediyor.

Çevre ve iklim tartışmaları Almanya’da siyasette de en belirleyici konulardan biri. Çevre politikaları konusunda akla gelen ilk parti olan Yeşiller, kamuoyu araştırmalarına göre şu an ikinci büyük parti konuma gelmiş durumda. Partinin oyu yüzde 24 oranına yükseldi. Angela Merkel’in muhafazakar Birlik Partileri’nin oy oranı yüzde 28, ırkçı AfD’nin yüzde 15, iktidar ortağı Sosyal Demokratlar’ın ise yüzde 13 olarak görünüyor. Federal Hükümet Yeşiller’in yükselişinin ve kamuoyundaki beklentinin karşılığı olarak, iklim koruma önlemlerine yönelik geniş kapsamlı bir paket hazırlıyor.

İlk etapta 2023’e kadar konuya 40 milyar euroluk bütçe ayrılması planlanırken, elektrikli otomobillere, konutların ısınma sistemlerinin değiştirilmesine, rüzgar ve güneş enerjisi üretiminin yoğunlaştırılmasına bir dizi alanda teşvik öngörülüyor. Bunun başında kentlerde otoyol şeritlerinin bisiklet yoluna dönüştürülmesi, şehir içinde otopark ücretlerine zam yapılması ve kentlerin daha fazla ağaçlandırılması hedefleniyor. En çok tartışılan konulardan biri çevreyi kirleten sera gazı ve karbondioksit üretimine yol açan uçuşların sayısının nasıl azaltılabileceği sorusu. Çevre kirliliğine en fazla uçuşların yol açtığını söyleyen Yeşiller Partisi, yolcuları uçak yerine trenleri tercih etmeye teşvik etmek gerektiğini savunurken, koalisyon partileri hava taşımacılığı vergisinin arttırılmasını planlıyor.

CDU özellikle iç hat uçuşlarda bilet vergisinin en az iki kat artırılmasını, 7,38 Eurodan 14,72 Euroya çıkarılmasını talep ediyor. Bir diğer öneri ise, uçak yakıtı kerozine yönelik verginin arttırılması. Başta Lufthansa olmak üzere uçak şirketleri ise, bu durumda uçaklarının depolarını kerozinin daha ucuz olduğu ülkelerde doldurmakla tehdit ediyor. Koalisyonun sosyal demokrat SPD kanası ise, vergilerin yükseltilmesinin düşük gelirlileri etkileyeceğini savunuyor. Hükümetin Cuma günü açıklayacağı iklim paketinin üzerinde son ana kadar çalışılacağı tahmin edilirken, ülkede başka bir tartışma konusu aynı günkü küresel ilkim grevine katılmanın kimlere sorun çıkaracağı. Almanya’da memurların, öğretmenlerin, başka bir deyişle kamu görevlilerinin grev yapması yasak.

Devlet işlerinde 'devamlılık esas olmalı' diyen ilgili kanun, greve giden kamu görevlileri hakkında işlem yapılmasını öngörüyor. Okullarda, öğrenciler açısından da benzer bir sorun var. Öğrencilerin okul saatleri arasında okuldan ayrılması ve politik bir eyleme katılması yasak. Ancak bazı hukukçular toplanma özgürlüğünün bu kuralın üzerinde olduğu görüşünde. Yapılan bir kamuoyu araştırmasına göre Alman toplumu iklim grevine büyük destek veriyor. Halkın yüzde 70’i grevi doğru bulurken, benzer bir oranda katılımcı öğrencilerin grevler için cezalandırılmaması gerektiğini ifade ediyor.