Almanya Eski Dışişleri Bakanı’nın Tartışmalı Kararı

Önceki Angela Merkel hükümetinde dışişleri bakanı olarak görev yapan Sigmar Gabriel’in, Avrupa'nın önde gelen demiryolu, tren ve tramvay üreticisi Siemens Alstom’un yönetimine geçeceği açıklandı.

24 Eylül seçimleri sonrasında aylarca süren koalisyon görüşmelerinin sonucunda kendisine yeniden bakanlık verilmemesine sert tepki gösteren ve partisi Sosyal Demokrat Parti'nin yönetimini “saygısızlıkla” itham eden Gabriel, siyasete devam edeceğini ve Federal Meclis’te milletvekili olarak yer alacağını duyurmuştu.

Almanlar’ın yüzde 60’a yakını Gabriel’in dışişleri bakanı olarak kalmasına tam destek verdiği halde, parti içi rakipleri onu devre dışı bırakmayı yeğledi. O dönemde, kendisi de sonradan istifa etmek zorunda kalan eski SPD lideri Martin Schulz'un Gabriel'e Hristiyan Birlik (CDU/CSU) partileriyle yeniden bir koalisyon hükümeti kurulması halinde dışişleri bakanlığı görevinde kalacağı sözünü verdiği öne sürülmüştü. Ancak Gabriel’in yerine dışişleri bakanı olarak SPD’nin sol kanadından Heiko Maas getirildi.

Gabriel, 2009’dan 2017’ye kadar SPD Genel Başkanı olarak sosyal demokratların politikasına yön veren isim oldu. 2016 sonrasında bozulan Türkiye-Almanya ilişkilerini normalleştirmek için yoğun çaba sarf eden ve 24 Eylül seçimleri sonrasında Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile sıksık biraraya gelen Gabriel, bir gazeteye yazdığı makalede ”Ben Türkiye ve Almanya’daki Türkler’in dostu olarak kalacağım” demişti. “Mükemmel olduğu kadar, bazen zor olan bu ülkeye derinden bağlılık hissediyorum” diyen Gabriel’in, Avrupa'nın önde gelen hızlı tren ve tramvay üreticisi Alman-Fransız şirketii Siemens-Alstom'daki görevi kapsamında da Türkiye ile bağlantılarının süreceği tahmin ediliyor. Gabriel’in, 62 bin 300 çalışanı ve 15 milyar Euro yıllık cirosu olan Siemens-Alstom’daki görevine gelecek yıl Mart ayında başlayacağı tahmin ediliyor.

2014 yılında, o dönemde başbakanlıktan sorumlu eski Devlet Bakanı ve Angela Merkel’in danışmanı Ronald Pofalla’nın Alman demiryolu şirketi DB’nin yönetim kurula geçmesi büyük tepkilere neden olmuştu. Merkel, siyasetçilerin aktif siyaseti bıraktıktan sonra bir yıl beklemeleri gerektiğini söylemiş, koalisyon hükümeti, bakan düzeyinde görev yapan siyasetçilerin, ekonomi dünyasına geçmeden önce bir yıl beklemeleri konusunda karar almıştı. Siyaset sonrası özel sektöre geçen siyasetçiler arasında en çok tartışılan isimlerden biri de 1998 ile 2005 yılları arasında Almanya'nın başbakanlığını yapan Gerhard Schröder. Sosyal demokrat politikacı, başbakanlık görevinin ardından Rus enerji şirketi Gazprom için çalışmaya başlamıştı.

Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin ile kişisel dostluğu olduğu bilinen Schröder, Rus doğalgazını Almanya'ya getiren Kuzey Akım projesinde ve geçen yıldan bu yana da dünyanın en büyük petrol üreticisi Rus Rosneft'in denetleme kurulunda bulunuyor. Schröder’in Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin için kullandığı “katıksız demokrat” tanımı Almanya’da ciddi tepkilere eden olmuştu.