Almanya'dan Ayasofya'nın Statü Değişikliğine Tepkiler

Ayasofya'nın müze statüsünden çıkarılıp camiye dönüştürülmesi kararı Alman siyasetinde de yankı uyandırdı. Karar sonrasında Berlin’den gelen ilk yorumların temkinli olması dikkat çekerken, hafta başında konuyla ilgili bazı açıklamaların sertleştiği gözlemlendi.

Nitekim Birlik Partileri (CDU/CSU) Avrupa Politikaları Sözcüsü Florian Hahn, Türkiye’yle AB arasındaki üyelik müzakerelerinin sonlandırılmasını istedi. Ayasofya'nın camiye dönüştürülmesini "Ortak Avrupa kültürüne karşı bir kışkırtma" olarak tanımlayan Hahn, Türkiye'nin yıllardır Avrupa Birliği'ne giderek yabancılaştığını savundu ve "Bunun artık bazı politik sonuçları olmalı. Türkiye’yle AB arasındaki üyelik müzakerelerini sonlandırma cesareti göstermeliyiz" şeklinde konuştu.

Federal Hükümetin Dini Özgürlükler Görevlisi Markus Grübel, "Ayasofya'nın sadece tek bir dinin ibadetine açılmasından dolayı üzüntü içerisindeyim" dedi. Hrıstiyan Demokrat Birlik (CDU) partisi milletvekili Grübel, "Binanın hem Hristiyanlık hem de İslam açısından derin tarihi bir önemi var. Bir statü değişikliği söz konusu olacaksa mekanın dinler arasında bir buluşma ve alışveriş mekanı olarak hizmet vermesi gerekirdi" şeklinde görüş belirtti.

Alman Protestan Kilisesi Başkanı Heinrich Bedford-Strohm da karara tepki gösterdi. "Bu kararın bir kez daha düşünülmesini umut ediyorum" diyen Bedford-Strohm, Ayasofya’nın 1934 yılından bu yana "Dinlerin ortak barışsal mekanı" olduğunu söyleyerek yeniden camiye dönüştürülmesi kararının bu durumu sonlandıracağını savundu ve kararın geri alınmasını talep etti.

Alman Katolikleri adına bir açıklama yapan Alman Piskoposlar Konferansı Başkanı Thomas Sternberg, Ayasofya’nın Müslümanlar ve Hristiyanlar için ortak ibadete açılmasını önerdi. Ayasofya’nın müze değil, bir dini mekan olduğunu ifade eden Sternberg, "Atatürk’ün sekülerizmi tüm dinlere karşıydı. Bu muhteşem bina, 900 yıllık Hristiyan ve 500 yıllık Müslüman tarihini yansıtması açısından, her iki dine mensup insanların ibadetine açılmalı" görüşünü dile getirdi.

Alınan kararın "Dinler arası diyalog ve halklar arası barış açısından sorunlu" olduğunu söyleyen Almanya Müslümanları Merkez Konseyi Başkanı Aiman Mazyek, "Ayasofya müze değildir. Müslümanlar ve Hristiyanlar büyük bir ibadethanede kendi ibadetlerini edemezler mi? Bu, karşılıklı saygı açısından eşi benzeri olmayan bir işaret ve derin bir din anlayışı açısından önemli bir jest olurdu" ifadelerini kullandı. Almanya Müslümanları Merkez Konseyi, Almanya’daki Müslüman örgütleri bir araya getiren bir çatı kurumu.

Türk derneklerinden farklı tepkiler

Almanya'daki Türkiye kökenlilerin kurduğu çok sayıda derneği çatısı altında toplayan Almanya Türk Toplumu (TGD) Başkanı Gökay Sofuoğlu da Ayasofya’nın camiye dönüştürülmesi kararını eleştirerek "Bu yapının bir camiye dönüştürülmesi tamamıyla yanlış bir karardır" diye konuştu. Sofuoğlu, "Ayasofya'nın dünya mirası ve dinlerin barış içinde birlikte var olması için bir sembol olduğunu" savunarak, çok sayıda insanın İstanbul'a Ayasofya'yı ziyaret etmek için gittiğini ve bunu muhtemelen artık yapmayacaklarını iddia etti.

Sofuoğlu’nun açıklaması Almanya’daki Türk toplumunun başka temsilcileri tarafından eleştirildi. Almanya Müslüman Refah Birliği Başkanı Bekir Yılmaz, TGD’nin geçmişte Türkiye’deki siyasi tartışmalar konusunda açıklama yapmadığını hatırlatarak, Ayasofya konusunda Alman kamuoyunun beklentisi yönünde tavır almasını eleştirdi.

Gelen tüm eleştirel açıklamalara rağmen Alman siyasetinin önde gelen isimlerinin konuya dair yorum yapmaması dikkat çekti.

Berlin’de, Almanya’nın Türkiye’ye seyahat uyarısı nedeniyle gerginleşen iki ülke arasındaki ilişkilerin daha da gerilmesinin arzulanmadığı yorumu yapılıyor. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, iki hafta önce Berlin’de Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Maas’la bir araya gelmiş, her iki siyasetçi de Almanya’nın 1 Temmuz’da başlayan Avrupa Birliği Dönem Başkanlığı sürecinde ikili ilişkilerin güçlenmesini umut ettiklerini söylemişti.