Almanya’da çok sayıda Müslüman'ın alınan tüm önlemlere rağmen radikalleşmesi, diğer yandan Alman kamuoyunda İslam düşmanlığının artması tehlikesi yetkilileri endişelendiriyor. Ülkede radikal İslamcılığın kaynağı olarak Selefiler görülüyor.
Berlin Eyaleti İçişleri Bakanı Andreas Geisel tarafından yapılan bir açıklamaya göre, sadece başkentteki Selefiler'in sayısı 2011’den bu yana on katına çıktı. 2010’lu yılların başında 100 kadar olan cihatçı selefilerin sayısı güncel verilere göre 990’a yükseldi. Bunlar arasında 460’ı, güvenlik birimleri tarafından ‘şiddet yanlısı yada her an şiddet eylemi yapabilecek kişiler’ olarak sınıflandırılıyor.
Selefiler'in çoğunluğunu Arap ve Türk kökenlilerin oluşturduğu belirtildi. Ancak Çeçenler, İnguşlar, Dağıstanlılar ve Osetyalılar da selefi gruplar içinde giderek artan bir oranda yer alıyor. Selefilere dahil olanların yüzde 90'ını yaş ortalaması 30'un altında olan erkekler oluşturuyor.
Alman İç İstihbarat Teşkilatı Anayasayı Koruma Örgütü’nün verilerine göre, Selefilik Almanya çapında da yayılıyor. 2011 yılında 3 bin 800 olan Selefiler'in sayısı 2017 sonunda 11 bine çıktı. Her Selefi şiddet eğilimi taşımasa da, örneğin Almanya’dan Irak veya Suriye gibi ülkelere savaşmaya gidenlerin sayısının 1000 civarında olduğu düşünülüyor.
Raporlara göre Selefiler çoğunlukla Berlin’de etkili durumda. Ancak Kuzey Ren Vestfalya, Hamburg ve Bremen eyaletlerinde de bu grubun aktif olduğu kentler bulunuyor. Ülke çapında çok geniş bir ağa sahip olan Selefiler'in, son iki yılda taktik değiştirerek Alman kamuoyunun tepkisini çekebilecek derneklerde propaganda yapmak yerine daha küçük çevrelerde toplandığı tespit edilmiş. İstihbarat yetkilileri selefilerin halka açık camiler yerine daha küçük çevrelerde toplandığını, özellikle de internet üzerinden örgütlenmeye çalıştığını vurguluyor. Bu durumun güvenlik birimlerinin Selefiler'in faaliyetlerini izlemekte zorluk çekmesine yol açtığı da belirtiliyor.
Bazı değerlendirmelerde Selefiler'in sayısının artmasıyla toplumdaki İslam karşıtlığının yükselmesi arasında ilişki kuruluyor. Ancak bu tezi doğrulayan bilimsel araştırmalar yok. Yapılan anketlerde daha çok, 2015 sonrası bir milyon Suriyeli ve Kuzey Afrikalı iç savaş mültecisinin kitlesel göçünün sağ popülist Almanya için Alternatif (AfD) partisinin yükselmesine ve Alman toplumunun geniş bir kesiminde İslam karşıtı görüşlerin körüklenmesine neden olduğu ortaya çıkıyor.
Ülkede İslamofobi sadece siyasi alanda değil, şiddet olaylarıyla da gündemde kalıyor. Alman İçişleri Bakanlığı'nın İslam’a yönelik nefret suçlarıyla ilgili 2017 rakamlarına göre, camileri hedef alan 49 saldırı düzenlenirken toplamda İslam düşmanı 950 suç işlendi. Bu olaylar, 33 kişinin yaralanmasıyla sonuçlandı. Bu yıl ise Afrin operasyonun başlamasına paralel, ilk dört ayda en az 30 camiye saldırı düzenlendi. Geçen yılki saldırıların hemen hepsi aşırı sağcı ve ırkçı çevrelerle ilişkilendirilirken, bu yıl yapılan saldırıların arkasındaki faillerin terör örgütü PKK'yla bağlantılı olduğuna dair göstergeler var.