Avrupa'nın en büyük ekonomisinin gerileyen performansına paralel olarak artan maliyetler, kalifiye eleman eksiliği, bürokrasinin yavaşlığı ve hükümetteki uyumsuzluk, Alman şirketlerini yurtdışı alternatif arayışına yönlendiriyor.
Almanya bir yandan Avrupa’da ekonominin lokomotifi olarak tanımlanırken, aynı zamanda bürokrasinin yavaş işleyişi ve ağır vergiler nedeniyle son yıllarda eski gücünü yitirme tehlikesi ile karşı karşıya kaldı.
Your browser doesn’t support HTML5
Şirketleri en çok zorlayan konulardan biri de yeterli sayıda vasıflı elemanın olmaması. Her iki şirketten birinin nitelikli personel eksikliği yaşadığı ülkede hükümet, çare olarak vasıflı işçilerin gelişini kolaylaştıracak yeni göç yasası çıkardı ve vatandaşlık yasasında da kolaylaştırıcı bir değişikliğe gitti.
Yeni düzenlemelerin, AB üyesi olmayan Türkiye gibi üçüncü ülke vatandaşlarının Almanya'da çalışmasını kolaylaştıracağı düşünülüyor. Ancak bu önlemler de ekonomideki olumsuz gidişatı durdurmak için yeterli değil. Çok sayıda uzman, vasıflı eleman eksikliğini “buzdağının görünen yüzü” olarak tanımlıyor ve Almanya'nın başarılarla dolu yıllarında konuşulmayan temel sorunların çok daha derin olduğunu söylüyor.
Koalisyon hükümetinin kronik sorunlar karşısındaki eylemsizliği, nükleer enerji santrallerini kapatma kararından sonra yenilenebilir enerjiye geçişte yaşanan sorunlar ve gecikmeler, Rusya'nın Ukrayna'yı işgali sonrasında Moskova'dan sağladığı ucuz doğalgazı kaybetmesinin ardından baş gösteren enflasyon, yabancı yatırım azalması ve sipariş yetersizliği öne çıkan ağır sorunlar olarak tanımlanıyor.
Alman ekonomisi 2023’te bir önceki yıla göre yüzde 0,3 daralmış ve G7 ülkeleri içinde küçülen tek ülke olmuştu. Ekonomi, özellikle imalat sektöründeki kalıcı zayıflık nedeniyle kırılganlığını 2024’te de koruyor.
İlgili Haberler Almanya’da yıllık enflasyon Nisan'da da değişmedi: Yüzde 2,2Kimya devi BASF, Çin’de yatırımı tercih ediyor
Almanya bu gelişmeler nedeniyle yatırım cazibesini giderek yitirirken, pek çok Alman şirketi de belirsizliğin daha az olduğu ve makul fiyatlı enerjiye erişimin daha fazla olduğu ülkelere taşınma kararı alıyor.
150 yıldır Alman sanayisinde dünya çapında en önemli markalardan olan ve “Made in Germany” denildiğinde akıllara ilk gelen firmalardan kimya devi BASF, Almanya’ya sırtını kısmen dönen firmalardan.
Almanya’da 38 bin kişi istihdam eden BASF, Ludwigshafen kentindeki şirket merkezine 9 bin kilometre uzaklıktaki Çin'de büyük ölçekli yeni bir tesise 10 milyar Euro yatırım yapacağını, merkezdeki üretiminin bir bölümünü sonlandıracağını ve 2 bin 600 kişinin işten çıkarılacağını duyurdu.
Geçen yıl Almanya’da 1,6 milyar Euro kayıp yazan şirket, daha önce maliyetini yılda 1 milyar Euro azaltmayı hedeflediğini söylerken, 2026 yılı sonundan itibaren bu hedefi yılda yaklaşık 1,1 milyar Euro’ya yükselttiğini açıkladı. Şirkete yakın kaynaklar, BASF’in işten daha fazla insan çıkarabileceğini ve Almanya’nın diğer bölgelerindeki üretim merkezlerini kapatabileceğini aktarıyor.
Alman şirketlerinin yüzde 30’u yurtdışına taşınmayı planlıyor
BASF, Alman ekonomisini orta ve uzun vadede etkileyecek bu eğilimin önde gelen markalarından. Alman Sanayiciler Birliği tarafından 2023’ü mercek altına alan yapılan bir araştırmaya göre, orta ölçekli sanayi şirketlerinin yüzde 16'sı istihdamlarını ve üretimlerinin bir kısmını yurtdışına taşımış durumda; yüzde 30'u ise taşınmayı planlıyor.
Maliyetleri düşürmek için yurtdışına yatırım yapmak isteyen söz konusu şirketlerin yüzde 73'ü Almanya’daki yüksek enerji ve hammadde fiyatlarını, yüzde 63'ü ise işgücü maliyetlerini ticari faaliyetler için risk olarak gösteriyor.
İlgili Haberler Almanya’da bütçe krizi son anda aşıldı