Alman elektronik devi Siemens'in “tasarruf” amacıyla dünya çapında personel sayısını yaklaşık 7 bin azaltacağını duyurması çalışanları arasında büyük şoka yol açtı.
Şirket yönetimi 16 bin kişinin istihdam edildiği Almanya'daki enerji santralleri ve motor üretimi bölümlerinden en az 3 bin 500 kişinin işten çıkarılacağını duyurmuştu. İşten çıkarmaların özellikle ülkenin doğusundaki eyaletleri etkileyeceği öğrenildi.
Your browser doesn’t support HTML5
Cem Dalaman'ın haberi
Erfurt’taki jeneratör işletmesinin satılacağı, Leipzig, Görlitz ve başkent Berlin’deki gaz türbini fabrikalarının ise kapatılacağı açıklandı.
Siemens, geçtiğimiz günlerde de rüzgar türbinleri üreten İspanyol ortaklıkları Siemens Gamesa'da 6 bin kişinin işine son vermişti. Şirket yönetiminden yapılan açıklamada, son 3 yılda dünya çapında sadece 2 büyük gaz türbininin satıldığı ve söz konusu pazarın 2010 yılından bu yana rekabet baskısıyla düşen fiyatlar nedeniyle de yarı yarıya daraldığı belirtilerek, “yeniden yapılandırmanın zorunlu olduğu” kaydedildi.
Sanayi çevreleri, Siemens’in ekonomik açıdan zorda olmadığını, tersine kar performansının 6 milyar Euro üzerine çıktığını belirterek, Alman devinin enerjide trendin yenilenebilir üretime kayması nedeniyle rüzgar ve gaz türbinleri bölümlerini kapatmayı tercih ettiğini belirtiyorlar.
Almanya’daki Türkler’in ekmek kapısı
Sendika ve işyeri işçi temsilcilikleri tarafından yapılan açıklamalarda, şirketin daha önce bilgi vermemesi eleştirilirken, ülkedeki fabrikalarda protesto gösterileri düzenlendi. Siemens yönetimi ise, 2018’den itibaren diğer bölümlerde yeni istihdam yaratılmasının hedeflendiğini duyurdu. Siemens Türkiye’nin beş ayrı bölgesinde toplamda bin megavatlık rüzgar enerjisi kapasitesi kurulması için yapılan ihaleyi kazanan konsorsiyumda yer almıştı. 1 milyar dolarlık yatırım getirecek projenin Türkiye’de 3 bin 750 kişilik bir istihdam sağlayacağı tahmin ediliyor.
Nürnberg Üniversitesi’nden ekonomi ve işletme profesörü Orhan Kocagöz, Siemens’in bir süredir uluslararası pazar koşullarıyla mücadele ettiğini ve bu yüzden Almanya’da kapasite düşürmek zorunda kaldığını belirtiyor, ama çok iyi kazanan bir şirketin işten çıkartma yöntemine başvurmasının haklı tepkilere neden olduğunu da vurguluyor.
Siemens 1960’lı yıllardan itibaren Almanya’ya göç eden Türkiye kökenli işçilerin geleneksel olarak çok yoğun çalıştığı şirketlerden biri. Prof. Kocagöz, genç yaşlarda Siemens'te işe başlayıp, oradan emekli olma dönemi artık geride kaldığını belirterek, kalifikasyonu düşük işçiler açısından çalışma koşullarının her geçen gün zorlaştığını söylüyor.